Asena Gündoğdu
Silah sesinin ardından gözlerimi kapatıp eğilmiştim. Açelya'ya baktım yerdeydi "siktir!" döküldü dudaklarımdan.Adama döndüğümde o da yerdeydi. Ne?
Açelya'nın yanına gittim. Şükürler olsun ki hiçbir şeyi yoktu. Silah adamın elindeydi ama vurulan da adamdı? Ben bu kızı boş yere sevmiyordum. "Açelya iyi misin?" diye sordum telaşla. "İyiyim, sen iyi misin? Kızlar bir şeyiniz var mı!""Korku dışında bir şeyimiz yok, iyiyiz." dedi Hilal.
Açelya'ya baktım. "Sen,nasıl yaptın bunu?"
"Reflekslerim sağ olsun valla. Reflekslerim olmasaydı şu an kim vurduya gidicektik. Adamın eli tetiğe tam gittiği an eğildim." duvarı işaret etti. "Kurşun duvardan sekmiş olmalı ki bu meymenetsize gelmiş." ikimiz de adama döndük yerde kıvranıyordu. Kurşun sağ göğsüne gelmişti. Ölmemesi bizim için avantaj olurdu. Sorgu için. Bakışlarımı adamdan çekip kalabalık sesin geldiği yöne yani kapıya çevirdim. Ne ara bu kadar insan gelmişti buraya?
Ayağa kalkıp Açelya'nın deyişiyle meymenetsizin elinden, ayağımla silahı ittim. "N-nolur a-ambulans ö-ölmeme i-izin v-vermeyin." suratına tükürdüm. Ardından tanıdık sesle kafamı kapıya doğru çevirdim. Tanıdık ses aynı anda Asena, Şevval ve Hilal diye bağırıyordu. Diğer tanıdık ses ise Açelya diye bağırdı.
İlk görüş açıma Alperen girdi, ardından Selçuk. Beni görür görmez yanıma gelip sarıldı. "Şükürler olsun. İyisin. İyisin demi?" diye sordu telaşla.
"Ben iyiyim," tezgah tarafına kafamı çevirdim. Kızları işaret ettim. Alperen telaşla beni bırakıp tezgahın arkasına çöken kızların yanına gitti.
Selçuk Açelya'ya sarılmaya bırakıp yerde yatan meymenetsizi kelepçeliyordu.
Alperen kollarına kızlara sarmış. İkisinide kocaman bedeniyle sarıp sarmalıyordu. "İyisiniz demi?" diye sordu ikisine de ilgiyle bakarak. "Ruhsal olarak mükemmel olduğumu söyliyemicem ama fiziksel olarak çok şükür ki iyiyiz." Hilal kafasıyla kardeşini onaylayınca Alperen tekrardan onları kendine çekip sarıldı.
"Abi, biraz daha sıkarsak pestilimiz çıkıcak. Tamam iyiyiz bak gerçekten iyiyiz." dedi Hilal abisinin telaşı üstünden atılsın diye gülümseyi de ihmal etmedi. Canımdan bir parça olan üçlüye bakarken Selçuk'un küfürü bu güzel anı bozmaya yetti. Kelepçelediği adamı bir sağa bir sola itekleyip duruyordu.
" Senin gibilere napıcaklar biliyor musun? Bırakıp gidecekler. Yemin ederim burda çöp gibi acıdan kıvranıp ölüp gidiceksin. Cesedin bile kimsenin umrunda olmayacak! Ahkam mı kesiyordun lan kızlara? Ha? Yedin mi kurşunu götüne? Cidden ya, niye götünden yemedin sen bu kurşunu? " Alperen'e döndü." Komutanım ya ben bunu bir de götünden vurabilir miyim ya?"
"Keşke öyle bir şansımız olsa be Selçuk. Ama biz bunlar mıyız? Bunlar gibi sikimsonik heriflere bile merhamet ediyoruz biz." diye söylendi Alperen.
Polis sirenleri ile kapıdan iki polis memuru girdi. Kaş göz hareketi yaparak Selçuk'a baktı zayıf olan. "Ne? Gelip alsanıza ne bakıyorsunuz öyle dik dik suratıma?"
"Karşında devlet memuru var. Düzgün konuş sen önce bir." dedi iri yapılı olan.
Selçuk kahkaha attı. Arkasındaki Açelya da son polis memurunun son cümlesine kıkırdıyordu. Hatta yanlış görmediysem bile Alperen bile hafiften gülüyordu.
İri yapılı olan yine konuştu." Komik olan ne?"
"Komik olan devlet memuru ünvanını kullanıp bir diğer devlet memurunu aşağılaman." dedi Alperen gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünenin Ardında
AcciónHayatta her şey göründüğü gibi zannederiz ama bazı şeyler göründüğünden daha farklı, daha fazlasıdır. Hayat kaybettiğinde yeniden başlama mücadelesini sana kendi elleriyle teslim ettiğinde hiçbir şeyi anlayamaz, hissettiklerini anlamlandıramazsın. A...