8.Bölüm

178 7 2
                                    

"öyle güzel güldü bana rüya sandım inanmamıştım, uyanmıştım"

şarkı adı: ben hala vazgeçmedim

                                            |

Elime tutuşturduğu silah ile bakışıyordum. Onu vurmak istiyor muydum hayır, peki vuracak mıydım bilmiyorum.

"Ne duruyorsun vursana" hala gülüyor olması sinirlerimi bozuyordu. İstersem onu şuracıkta öldürebilirdim ama hala sırıtıyordu. Hayatı benim elimdeydi. "Bunu istemiyor muydun?" hayır istemiyordum sadece ona karşılık veriyordum.

"Hadisene Asena sabaha kadar seni bekleyemem" bıkkın çıkan sesiyle konuştu. Nefesleri suratıma çarpıyordu ne kadar yakın olduğumuzu yeni idrak etmiştim. Hemen bir kaç adım geri gittim ve silahın namlusunu kalbine doğru tuttum.

Ne yapıyordum ben, aklım başımda değildi.

"Harika şimdi beni vur" dedi resmen kışkırtıyordu beni. Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamıyordum. Neden onu vurmamı istiyordu. Şuan ona çok öfkeli ve nefret doluydum. 

Bir anda tetiği çektim. Ve beklemediğim anda silah patladı. Onu vurmuştum. Hayır bunu istememiştim. 

Silah kolunu sıyırmıştı "İlk denemeye göre fena değil" sırıtarak söyledikleri beni sinirlendirmişti. "Bak neredeyse bir katil oluyordun, benden farkın kalmadı" söylediklerinin haklılığı altında eziliyordum.

"Ama beni kışkırttın" suçu üzerimden almaya çalışıyordum. Kolundan fışkırırcasına akan kanı umursamıyordu onun aksine benim gözlerim sadece onun kolundaydı.

"Bu senin katil olmak için küçük sebeplere ihtiyacın olduğunu gösterir" güldü. Gülüşü beni sarhoş ediyordu. Bu dünyadaki en güzel gülüşe sahipti. Gülüşü beni bulutların üzerinde hissettiriyordu.

"Fena değilmiş değil mi" ha dercesine bir ses çıkardım. Bir anda olduğumuz yeri ve zamanı unutmuştum. "Katil olmak diyorum birini vurmak fena değilmiş değil mi? İnsanı rahatlatıyor" dedi. "Ben katil değilim" omuz silkti "Eğer ki ellerin titremeseydi o kurşun kalbimi delip geçecekti" bu da beni potansiyel bir katil yapar.

Kolundan akan kanlar artıyordu tüm gömleği kan olmuştu. hemen yanına geldim "Gömleğini çıkar" dedim. "Ne soyunmamı mı istiyorsun" dediğinde kahkaha attım.

"Ne saçmalıyorsun? Kanaman var gömleğin kan olmuş. Altındaki tshırt ile kolunu saracağım. En azından hastaneye gidene kadar idare edersin" dedim anlamış gibi başını aşağı yukarı salladı, üzerindeki gömleği çıkardı ve yere attı. Ardından tshırtını benim yardımım ile çıkardık.

 Kasları artık çok belirgindi bu, bu nefesimi kesecek kadar güzeldi. Gözlerimi zorda olsa kaslarından çektim.

 Hemen beyaz olan tshırtı ikiye ayırdım ve koluna sıkıca sardım. Bunu yaparken gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum. Bu da beni geriyordu. Onun gözlerinin hedefi olmak çok güzel hissettiriyordu.

 "Bitti" dedim zaten sadece sarmaktı işim. Bu ormanda yapacak başka bir şey yoktu çünkü. 

"Hastaneye gitsen iyi olacak" sesim istemsizce endişeli çıkmıştı. "Ne o benim için endişeleniyor musun" diye sordu alayla. Neden hep alayla konuşuyordu. "Ben vurdum sonuçta başına bir şey gelirse suç benim" tamamen yalandı. Canı acıyor diye deli gibi endişeleniyordum, korkuyordum ve en önemlisi pişmandım.

"Oysaki vurmadan önce kendinden çok emindin" dedi. Yemin ederim sinirimi bozmakta bir numaraydı. "Tamam yeter, hastaneye git artık daha fazla kan kaybetme" çok fazla kan kaybetmişti. Her an yere yığılacak gibiydi. 

PLATONİK KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin