on yedi

550 49 77
                                    

"Sinemada çok eğlendik. Film zaten komikti ama Taerae daha da komikti. Sonra çıkınca da kahve içtik. Alışveriş merkezindan çıkınca da dondurma aldık-"

"Daha ne kadar Taerae'yi anlatacaksın?" dedi Sunghoon rahatsızlığını gizleyemeden. Jake'in yüzü düştü. "Üzgünüm..." O üzülünce Sunghoon'un da canı sıkılmıştı.

Yeni yüzleştiği gerçek yüzünden aklı doluydu sadece ve Jake'in geldiğinden beri Taerae'den bahsetmesi uykusunu kaçırmıştı.

Sunghoon yattığı koltukta doğrulup yatağında yatan Jake'e döndü. "Üzgünüm Jaeyun. Kafam dolu biraz... Seni kırmak istememiştin."

"Sorun değil." Sorun olduğunun farkındaydı Sunghoon. Sesinden anlayabiliyordu bunu. Üstündeki yorganı itti ve koltuktan kalktı. Ona doğru geldiğini farkeden Jake hemen arkasını döndü. "İyi geceler." Sunghoon vazgeçmeden Jake'e yaklaştı, yatağının yanına çöktü.

"Çok mu eğlendin Taerae ile?" Jake cevap vermedi. "Neredeyse gece yarısı geldiğine göre öyle olmalı sanırım..." Kırgındı Sunghoon. Belki biraz da kıskanmıştı. Ama Jake'in hevesini kırmayı hiç sevmiyordu. O yüzden anlatmaya devam etmesi için teşvik etmeye devam etti.

"Hangi filme girdiniz? Kahve ne içtin peki? En sevdiğin dondurma ne Jake?" Yine cevap vermedi Jake. Sunghoon pes etti ve onu rahat bırakmaya karar verdi. Tam ayağa kalkmış yatağına dönüyordu ki kısık bir ses duyuldu. "Annem bir uzaylı..."

Sunghoon gülümsemeden edemedi. "Çikolatalı yani?" diyerek geri yere oturdu. Jake de ona döndü bir hışımla. "Aynı şey değil." Sunghoon güldü ve başını salladı. "Peki..." Jake de doğruldu ve oturdu yatakta. "Sen neli seviyorsun?" Sunghoon biraz düşündü. "Kahveli." Jake başını salladı. "Kahveli de güzel, evet. Naneli çikolata diyeceksin diye çok korktum."

Sunghoon kahkahasını tutamadığında Jake uzanıp ağzını kapattı. "Sessiz olsana. Annen duyup gelecek şimdi." dedi panikle kapıya bakarken. Sunghoon ise Jake çok yakınında olduğu için ne dediğine odaklanamamıştı bile. Başını sallamakla yetindi. Jake de elini çekti ve uzaklaştı.

"Ha, bir de!" dedi ve heyecanla ayağa kalktı Jake. Elbise dolabını açtı ve içinden bir şey çıkardı. Çıkardığı eteği üzerine tutarken Sunghoon'a döndü. "Bunu aldım. Nasıl? Güzel mi?" Sunghoon istemsizce eteği Jake'in üzerinde hayal etti. Bu yutkunmasına sebep oldu. "Güzelmiş." diyebildi zorla. Jake gülümsedi.

Sunghoon aklına gelen şeyle hayal dünyasından çıkıp kaşlarını çattı. "Taerae bunu aldığını gördü mü? Saçma sapan bir şey söylemedi, değil mi? Eğer söylediyse onu doğduğuna pişman ederim." Jake göz devirdi. "Sakin ol şampiyon. O görmeden aldım. Ayrıca görseydi bile bir şey demezdi, emin ol." Sunghoon kaşlarını kaldırdı. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" Jake eteğini dolaba geri koyarken omuz silkti. "Onu tanıyorum artık. Yapmaz, biliyorum." Bu sefer göz deviren Sunghoon'du ama neyseki Jake bunu görmedi.

"Niye geri koydun? Deneseydin de üstünde görseydim." Düşünmeden konuştu Sunghoon.

"Hm? Görmek mi istiyorsun?" diyerek sırıttı Jake. Bu huyu çok hoşuna gidiyordu Sunghoon'un. Ciddi olmasa da flört etmekten hiç çekinmiyordu.

Sunghoon da sırıttı ve başını salladı. Jake ikiletmedi ve dolaptan eteğini geri çıkardı. Sunghoon kollarından destek alarak geriye yaslandı. Jake tam üzerindeki eşofmanı çıkarmak üzereydi ki durdu. Başını hafifçe yana eğdi ve Sunghoon'a baktı. "Üzerimi değiştirirken bakma bari..." Sunghoon güldü ama kıpırdamadı bile. Jake sinirlenerek bakışlarını sertleştirdi. Bu Sunghoon'un daha çok gülmesine sebep olsa da bu sefer sözünü dinledi ve arkasını döndü.

"Tamam. Giydim." Sunghoon hemen arkasını döndü ve Jake'e baktı. Baştan aşağı süzdü onu. Yattığı yerden yeni kalktığı için dağılmış saçları o kadar güzel bir görüntü oluşturuyordu ki... Sunghoon kafasından geçen bin bir türlü senaryo yüzünden kendine kızdı.

bet you wanna || heejakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin