-TAEHYUN-
29.04.23
"Hazır mıyız?" Oturma odasına girerken giydiğim beyaz gömleğin kollarını yukarı katlıyordum. Soobin gülümseyip deri ceketini giydi.
"Fazla yakışıklı olmuşsun Kang Taehyun. Işığımı söndürürsen öldürürüm seni."
Soobin'in dediğine sesli bir şekilde güldükten sonra elimi omzuna attım. "Senin yanında ışığım bir hiç kalır."
Soobin'le birbirimizi övmeye devam ederken bir diğer odadan Hongjoong isyan ederek çıktı. "Şu Kai'yi alın başımdan!"
Peşinden gelen Kai'ye baktığımda elinde tuttuğu pembe kravatla bize doğru geliyordu. "Ne olur şunu taksan?"
Hongjoong, Kai'nin elindeki kravatı alıp ağzına soktu. "Sus çocuk." Ardından bize döndü. "Hadi, gidelim artık."
Bir süre sonra evden çıkıp karanlık caddede yürümeye başladık. Sessizliği bozan Kai oldu. "Herkes geliyor eminiz değil mi?"
Soobin gülerek cevap verdi. "Evet Kai, herkes geliyor. Yuna da dahil."
Kai anında kızarırken üçümüz haline gülüyorduk. Gülmemizi bölen Hongjoong'un çalan telefonuydu.
Hongjoong telefonunu çıkarıp kulağına götürdü. "Efendim sevgilim?"
Böylelikle Seonghwa'nın aradığını anlamış olduk.
"5 dakikaya oradayız." Birkaç kısa konuşmanın ardından telefonunu kapatıp bize döndü.
"Bizi bekliyorlarmış."
Hepimiz adımlarımızı hızlandırıp birkaç gün önceden anlaştığımız bara doğru yürümeye devam ettik.
Kalabalık bir arkadaş grubuyduk. Tamı tamına 18 kişiydik. Hepimiz lisede tanışmıştık ve dostluğumuz üniversite yıllarımıza kadar sürmüştü. Sürmeye de devam edecek gibi görünüyordu.
Soobin ve ben çok yakındık, o okuldaki ilk arkadaşımdı. Ardından Yeji ve Lia'yla tanışmıştık. 4 kişilik arkadaş grubumuz kısa zamanda büyümeye devam etmişti.
Kai, Hongjoong, Changbin ve onlarla birlikte Seungmin ve Chan'le de tanışmıştık. Daha ne kadar kalabalık olacağımızı düşünürken. Wooyoung, Chaeryeong ve Yuna da gelmişti aramıza.
Üstünden çok zaman geçmeden Yeonjun, San, Seonghwa, Ryujin, Minho ve Beomgyu'yla da arkadaş olmuştuk.
Başlarda sadece yakın arkadaşlar olan grup içerisinde bir süre sonra doğal olarak bazı arkadaşlıklar aşka dönüşmeye başlamıştı. Grubumuzda çok fazla çift vardı. Seungmin ve Chan, Hongjoong ve Seonghwa, Yeji ve Ryujin, San ve Wooyoung.
Sevgili olanlar haricinde bir de eğer beni reddederse ve arkadaşlığımız biterse diye düşünüp birbirine açılmayan insancıklar da var olmaktaydı. Bunların en büyük örneği Soobin ve Kai.
Soobin Yeonjun'a, Kai ise Yuna'ya karşı derin duygular besliyordu. Ama ikisi de söylemiyordu aşklarını.
Ben ve Beomgyu ise eski sevgiliydik. Bir zamanlar güzel giden bir ilişkimiz vardı fakat bir süre sonra anlaşamamış ve ayrılmıştık. Kendimizi topladıktan sonra ise arkadaş kalmaya devam edebilmiştik.
Bunlar haricinde geriye kalan herkes saptı. Ve hayatlarına birini almayı da hiçbiri düşünmüyordu.
Güzel zaman geçirdiğimiz gibi sıklıkla kavga da ederdik. Kızlar ve biz erkeklerin her dediği uyuşmaz ve kavga ederdik.
Bir kısım daha zenginken bir kısım daha fakirdi ve ister istemez kıyaslama yapıp kavga ederdik.
Bir kısım mükemmel ailelere sahipken bir kısım berbat ailelere sahipti ve biz bundan dolayı da kavga ederdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOOD BOY GONE BAD
FanfictionTelefonun bir diğer ucundaki ses derin bir nefes verdi. "İyi çocuk kötü oldu." Ardından dışarıdan gelen büyük bir çığlıkla beraber hepimiz olduğumuz yere sindik. Korkuyla mırıldandım. "Manyaksın lan sen." Telefondaki ses güldükten sonra cevap verdi...