-D-

35 5 38
                                    

(bölümü okurken dinleyebileceğiniz şarkılar:
☆rihanna- diamonds
☆billie eilish- no time to die
☆day6- i need somebody
☆the rose- back to me
☆kaleo- way down we go
☆amy winehouse- back to black
☆selena gomez- people you know
☆txt- good boy gone bad)

-TAEHYUN-

03.05.23 (15.30)

İğrençti. Yaşanan her şey berbattı. Yıllardır aynı masada oturduğumuz, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen, sürekli güldüğümüz, güzel anılar biriktirdiğimiz insanların çoğu ölmüş ve onların ölümüne sebep olan ise yine arkadaşlarımız dediğimiz insanlar olmuştu.

Yeonjun'a baktım. Birlikte bowling oynadığımız zaman geçti gözümün önünden. Birlikte bir takım olmuş ve diğerlerine göre daha iyi bir skor aldığımızda bize aldıkları tonlarca yemeği yemiştik.

Korku evine gittiğimizde elinde bıçakla dolaşan katilden korktuğu için arkama saklanıp bulmacaları bana çözdürmesi geldi aklıma. Şimdi elinde bıçakla duran katil oydu ve bu gerçek bir oyundu. Arkasına saklandığı kişiyi ise kurbanlarından biri seçmişti.

Beomgyu, hayal kırıklığım. Onu sevmiştim, çok sevmiştim. Ayrıldıktan sonra her ne kadar bittiğini düşünsem de, sahte de olsa, parçalanmış cesedini gördüğümde kalbimde hissettiğim acıyla hala onu sevdiğimi fark etmiştim.

O kolinin içindeki bedenin benim olmasını dilemiş, ona ait olmaması için yalvarmıştım. Onsuz geçen herbir dakikada aldığım nefesin haksızlık olduğunu düşünmüştüm.

Hongjoong'un bedenini bulduğumuz zaman koluma sarılan elleri ve o korkak bakışlarıyla 'Korkuyorum.' deyişinden beri ona zarar gelmesinden ölesiye korkmuştum. Herkesten korumak için atılmıştım önüne. Onun için canımı katile feda edeceğimi söylerken, onun için, ona feda edeceğimin farkındalığı çok acıydı.

Soobin, o kalmıştı sadece. Başından beri yanımdaydı. Gitmesini, o bıçaklardan herhangi birisini yemesini istemiyordum. Onu da kaybedemezdim.

"Dikileceğiz mi böyle?" Soobin'de olan bakışlarımı Beomgyu'ya çevirdim.

Kimse bir cevap vermediğinde devam etti. "E hadi, biri saldırsın da bitirelim şunu."

Kollarımı açtım iki yana. "Gel, bitir."

Beomgyu parmağını salladı iki yana. "Seni ben değil, Yeonjun halledecek."

Üzerime yürümeye başlayan Yeonjun'a döndüm. Ben öylece beklerken onu durduran Soobin'in sorusu oldu. "Neden?"

Yeonjun adımlarını tekrar Beomgyu'nun yanına ilerletti. Soobin tekrarladı sorusunu. "Neden yaptınız bunu?"

Beomgyu güldü. "Başından beri anlatmak gerek sanırım. Oyunun sonuna geldiyseniz bunu bilmek de hakkınız."

Beomgyu boğazını temizledi önce. Ardından konuşmaya başladı. "Bu oyun, son bir yıldır planladığımız bir şeydi. Bugün mayısın üçü. Hepimizin bu kalabalık grupta buluştuğu ve arkadaşlığımızın başladığı tarih. Finali bugüne özel beklettik."

Nefretle onu dinlerken devam etti. "Biz kötü karakter olmuş olabiliriz. Ama ölen hiç kimse masum değildi."

"Nasıl masum değildi lan?! Vicdanınızı rahatlatmak için insanlara suç atmayın!"

Soobin beni kolumdan tutup geri çektiğinde Beomgyu kafasını salladı. "Hayır, Taehyun. İyi dinle beni. İlk kurban, Hongjoong. Benden aldığı yüklü bir para vardı. Ödemesini bekledim uzun süre. Ödemedi. Ve karşılığında bana ne teklif etti biliyor musunuz? Sevgilisiyle yatmamı teklif etti. O çok sevdiği sevgilisini benimle paylaşmak istedi."

GOOD BOY GONE BADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin