GOOD BOY GONE BAD

-O-

-TAEHYUN-

30.04.23

Önümdeki beyaz duvara bakıyordum. Saatlerdir yaptığım başka bir şey yoktu.

Hongjoong... O ölmüştü. Ölü bulmuştuk onu. Öldürülmüş ve çöp poşetlerinin arasına bırakılmıştı.

Onu yalnız bırakmasaydım sonu böyle olur muydu diye düşünüyorum. O tuvalete birlikte gitseydik ya da uzun süre gelmediğini fark etseydim...

"Taehyun?" Kafamı kaldırdım. Chaeryeong elinde tuttuğu bardaklardan birini bana uzattı.

Teşekkür ederek bardağın birini elinden alırken yanıma oturdu. Yüzüne baktım. Gözleri ağlamaktan şiş ve kızarıktı. Geceye başlarken yaptığı makyajından eser yoktu. Teni korkudan solmuştu ama hala güzelliğini kaybetmemişti.

"Neler oluyor Taehyun?" Göz göze gelmemizle kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum."

Hongjoong'u o halde bulmamızın şokunu ilk Yeonjun atlatmıştı ve bir ambulans çağırmıştı. Onunla birlikte Chan'de polisi aramıştı. Olay yerine aynı anda gelen ambulans ve polis önce Hongjoong'un bedenini incelemişler ve yapılacak hiçbir şeyin olmadığını, cesedin hastaneye sadece otopsi için gideceğini söylemişlerdi. Bununla birlikte Seonghwa Minho ve Changbin'in kollarına yığılmıştı.

Hastanedeydik şimdi. Hongjoong'un otopsi sonucunu, onunla birlikte Seonghwa'nın da ayılmasını bekliyorduk. Saatlerdir buradaydık. Hastanenin iğrenç kokusu yetmiyormuş gibi otopsi sonucunu beklediğimiz için bulunduğumuz ortam da soğuktu.

Chaeryeong, Chan, Soobin, San, Yeji ve ben otopsi sonucunu bekliyorduk. Diğerleri ise Seonghwa'nın yanındaydı.

Yanımda olan hareketlikle birlikte Chaeryeong'a döndüm. Ağlıyordu. "Chae..." Elimi sırtına koymamla başını omzuma yasladı.

"Kim? Kim yapabilir böyle bir şeyi?"

Onu sakinleştirmeye çalışırken sorularının cevabını düşünüyordum, ama bulamıyordum.

Koridorun sonunda bize doğru gelen Chan, Soobin, San, Yeji ve onlarla birlikte gelen polisi görmemle Chaeryeong'u kendimden uzaklaştırdım.

Yanımıza ulaştıklarında zorlukla ayağa kalktım. Polis elindeki kağıda baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Kim Hongjoong'un otopsi sonucu çıktı. Tahmin edilebildiği gibi öldürülmüş. Önce başının arka kısmına sert bir darbe almış. Büyük ihtimalle o afallamayla da katil bıçağı kalbine saplamış."

Chaeryeong iki elini ağzına götürürken Chan destek olmak için yanına çekti. Polis konuşmasına devam ederken kanımın çekildiğini hissediyordum. "Tek bıçak darbesiyle ölmüş. Katil işini bilen biri gibi görünüyor." Bir diğer elinde tuttuğu tableti açıp hepimizin görebileceği şekilde elinde tuttu. Kamera kayıtları vardı. "Ayrıca bulunan sokaktaki kamera kayıtlarına göre Hongjoong bey önce tek başına bulunduğunuz barın arka kapısından çıkıyor. Etrafına bakınıyor telaşla. Aynı zamanda telefonda biriyle konuşuyor. Ardından kafasını seri bir şekilde ara sokağa çeviriyor. Oraya koşuyor, ve bir daha dönmüyor."

Polis ekranı kapatıp her birimizin yüzüne baktı. "Sokağa Hongjoong bey dışında kimse gitmemiş. Katil gözükmüyor. Bunun dışında telefon kayıtlarını da inceledik. En son sevgilisi ile konuşmuş. Ondan birkaç dakika sonra ise bilinmeyen bir numara aramış. Numarayı incelemeye çalıştık, fakat kullanılamıyor olarak gözüküyor."

Polis konuşmasını bitirdiğinde Soobin konuşmaya başladı. "Şimdi ne olacak?"

"Hepinizi sorguya alacağız."