-TAEHYUN-
01.05.23
Şu an nasıl bir konumdaydık biliyor musunuz?
Korkunç.
Bir geceyi yine uykusuz şekilde hastane ve karakol koridorlarında geçirmiştik. Şimdi ise tekrar evdeydik. Oturma odasında bu sefer 15 kişi kalmış bir şekilde oturuyorduk.
Duvardaki saate baktım. 12.56. Zaman çok hızlı geçiyordu ve biz çok hızlı kayıp veriyorduk.
"Sikeyim hepinizi. Sikeyim polisini."
Chan masanın üstündeki bibloyu alıp yere atarken bağırmaya devam ediyordu. "Hangi sikik kafalı yapıyorsa bunu dursun artık! Oyun değil bu kafasını siktiğim! İnsan öldürüyorsun!"
Seonghwa ellerini saçlarından geçirdikten sonra konuşmaya başladı. "Bu böyle gitmeyecek. Polisin bir şey yaptığı yok. Sorguluyor sonra geri gönderiyorlar. Katilin içimizden biri olduğunu söyleyen de kendileri."
"Ne yapacağız?" Yuna'yı cevaplayan Minho oldu.
"Kendi adaletimizi kendimiz sağlayacağız."
"Nasıl olacak o?"
"Şöyle olacak Yeonjun'cuğum," Minho kafasını çevirip Seonghwa'ya döndü. ",Seonghwa, sence Hongjoong'u kim öldürmüş olabilir?"
Seonghwa bir süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdi. "Beomgyu."
Yanımdaki Beomgyu yerinde doğruldu. "Ne?! Cidden benim öldürdüğümü mü düşünüyorsun?!"
Yeonjun kafasını eğip güldü. "Saçmalık."
"Cidden komik çocuksun Seonghwa." San'in gülerek söylediği şeyin ardından kafamı Beomgyu'ya çevirdim. İnanamayarak gülüyordu.
"Fikrimi sormadınız mı, söylüyorum işte."
Minho ellerini birbirine vurduktan sonra konuşmaya devam etti. "Pekala, pekala. Yeji, sence Chaeryeong'u kim öldürmüş olabilir?"
Yeji çekinerek cevap verdi. "Lia."
Minho kahkaha atıp ellerini çırptı. "Aklın yolu bir."
Lia sinirle konuşmaya dahil oldu. "Onu çamaşır odasında Ryujin buldu ama."
"En son Yuna'yla kavga ettiklerini unutuyorsunuz."
Ryujin'in dedikleriyle hepimizin gözleri Yuna'yı buldu. Yuna'nın gözleri hızla dolarken Kai lafa atladı. "Saçmalamayı kesin!"
"Aşk." Minho'nun gözlerini devirerek söylediği şeye karşılık Wooyoung konuşmaya başladı.
"Katil kız olamaz. Kalbe bıçak indirmek bir kızın yapacağı iş değil. Güç istiyor."
"Kendinden çok eminsin Wooyoung." Chan'in sakin tutmaya çalıştığı ses tonu çok fazla anlam taşıyordu.
"Herkes fikrini söylemiyor mu?"
Wooyoung'un son dedikleriyle asla sakinleşmeyen Chan ayağa fırladı. Onu durduran şey ve ortamın tekrardan sessizliğe bürünmesini sağlayan ise Soobin'in dedikleriydi.
"Sadece bir tane katilin olduğunu nereden biliyorsunuz?"
Kimseden tek bir ses çıkmazken Soobin sözlerine devam etti. "Tek bir kişi bu kadar hızlı öldüremez. Ayrıca aramızdan biriyse kesinlikle tek kişi olamaz. Biriyle anlaşmalı olarak öldürüyor olmalı. Tek kişi olsaydı şimdiye dek farkedilirdi. Biri öldürüyor, diğeri arkasını topluyor."
Soobin oturduğu koltukta geri yaslanırken dediklerini düşündüm. Çok ağır ve korkunç şeylerdi. Oldukça mantıklı olması ise işi daha korkunç bir hale getiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOOD BOY GONE BAD
FanficTelefonun bir diğer ucundaki ses derin bir nefes verdi. "İyi çocuk kötü oldu." Ardından dışarıdan gelen büyük bir çığlıkla beraber hepimiz olduğumuz yere sindik. Korkuyla mırıldandım. "Manyaksın lan sen." Telefondaki ses güldükten sonra cevap verdi...