Hayatınızda hiç gerçekten sevdiğiniz birisine sarıldınız mı? Onu öptünüz mü? Kokusunu duydunuz mu? Sadece merak ediyorum.
Çünkü ben yapamadım.
Ben Laira, bu defteri Nix getirdi de... İlgimi çekti, ödünç aldım diyelim... Biraz burada kendimden bahsetsem olur mu?
Kendi evrenimde, daha 17 yaşındayken başladı gerçek hayatım. Bizim oralarda okul vardı ama, sizin Dünya'daki gibi şeyler öğretilmezdi. Daha çok sizin garip bulduğunuz şeyler öğretilirdi bizlere.
Böcekler, otlar, ritüeller, gezegenler... Hepsi ayrı ayrı derslerdi bizim okullarımızda. En sevdiğim ders Büyüler'di. Çok meraklıydım onlara.Çok iyi hatırlıyorum...
21 Aralık, okulun son dersi olan sıradan bir Büyüler dersindeydik. Ben çayımı almış tatlı tatlı dersimi dinliyorum tabii her zamanki gibi. Arkamda Ophelius -kankitom- oturuyordu. Eliyle buruşturup top haline gegirdiği bir kağıt parçasını masama atmasıyla başladı.Kağıdı yavaşça açtığımda içerisinde bir not karşıladı beni. Dersi dinlemeyi bırakmak istemiyordum, hoca beni pek sevmezdi de ondan... Ne zaman geç kalsam bana etmediği küfür kalmazdı. Ders ne kadar hoşuma gitse de, dinlemeyi bırakıp notu okumaya başladım;
Hahah, bak hoca ölüleri geri getirmek falan diyor, çok saçma! Kimse geri gelemez!! Sahi, ölüm demişken... Sadece aklıma takıldığından soruyorum; Ölen bir yakının falan... Yok değil mi?
Not bundan ibaretti ama içimi çok kötü bir enerji sarmaş dolaş etmişti.
LAIRA VER O KAĞIDI BANA!!
Eyvah... Hoca fark etmişti işte.. Biliyordum, çok şaşırmamıştım.
Kağıdı hemen karalayıp birkaç parçaya ayırdım ve hocaya teslim ettim.
Hoca tepki vermedi ve beni duvar kenarındaki yerime geri yolladı.
Şaşırmamıştım.Dönerken Ophelius ike göz göze geldik, ona sorusunun cevabı olarak kafamı hayır şeklinde salladım ve yerime geçtim. Dersi dinlemeye devam ettim.
Dersin bitmesiyle birlikte evlere döndük falan işte, oraları geçiyorum.
Asıl olay vedalaşmamızdı.
Bana daha önce hiçbir okul çıkışında etmediği bir veda etti. Okuldan ayrılacağını tahmin edebiliyordum.
"Kendine iyi bak bebe!"
Keşke o gün ona anlamsızca bakmak yerine sarılsaydım, koklasaydım onu.
Nerden bilebilirdim ki o gün intihar edip ben dışında herkese ayrı intihar notları bırakacağını.Bana bırakmamıştı.
Öldü.
Gitti.
Sonsuza dek gitti.
İnanmadım.
O gitmişti.
02.49
Ertesi gün doğum günümdü.
Kutlamadı.
Gitti.
Not bırakmadı.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
Gitti.
İşte şimdi vardı. Ölen bir yakınım vardı. Ama ben onun yakımı değilmişim. O beni hiç sevmemiş, sevse not bırakırdı. Sevse haberi aldığım anda 11 kilometre uzakta olmasına rağmen 11 kilometre boyunca ağlaya ağlaya evine koşacağımı bilir, not bırakırdı. Bırakmadı. Bırakmadı. Bırakmadı.
Sevse cesetine sarılan tek kişinin ben olduğumu hissederdi.
Annesi bile ağlamadı benim ağladığım kadar.
Ama o bırakmadı.
Not bırakmadı.
Sevgi bırakmadı.
Ona harcağıdım sevgiyi bırakmadı.
O sadece beni bıraktı.
Beni yalnız bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sönük Ateşin Bıraktığı İz
Science FictionFarklı evrenlerden seçilmiş 9 çocuk, evrenler arası barışı düzenlemek için yaratıcı tarafından görevlendiriliyor.