16

11 0 0
                                    

Eve gelmiştik. Buse kapıyı açar açmaz bize şaşkınlıkla baktı. Burak akıl edip kola almıştı neyseki. İçeri girdik. Burak konuşmaya başladı.

"Biz kapıda karşılaştık." dedi.

Buse "Sen nerdeydin ki?" diyip bana baktı.

"Ya sonra anlatsam." diyip mutfaktaki çaktırmadan Burak'ı işaret ettim. Mutfak salonla birleşik olunca Burak'ın bizi duymamasına dikkat ettim. Ayaz'dan neden hoşlanmadığını bilmiyordum. Gerçi sevilecek bir tipi yok. Ona sonra hesap verecektim büyük ihtimalle bugün bir şey sormadı çünkü.

Burak tepsiyle içeri girdi. Tepside kolalar ve patlamış mısır vardı. Patlamış mısır kokusu olmadığına göre hazır almıştı.

"Film izleyecektik. Sende bizimle izleyeceksin." onları yalnız bırakmak istesemde buna izin vermiyorlar. Berk'ten sonra beni hiç yalnız bırakmıyolar.

"Tamam o zaman üstümü değiştirip hemen geliyorum." diyip odama gittim.

Gitmeden önce bıraktığım odaya bakıp kısa çaplı şok geçirdim. Heryer heryerdenin kelime anlamı bu olsa gerek. Toplamaya başlasam uzun sürer diye düşünüp dolaptan eşofmanlarımı alıp giydim. Saçlarımı tepeden topladım, telefonumu alıp salona geçtim. Televizyonun karşısındaki koltukta Buse ve Burak oturmuş beni bekliyorlardı. Bende yan taraftaki tekli koltuğa oturdum. Sehpadan mısırı ve kolayı elime aldım. Burak filmi başlattı. Çok güzel bir aksiyon filmi seçmişlerdi. Neyseki izlemediğim bir filmdi.

Filmin yarısında uykum gelmişti. Gözlerimi zor açıp izlemeye devam ediyordum. Saat baya geç olmuştu. Birden telefon sesiyle irkildim. Bu saatte kimden mesaj geldiki. Burak "Bu saatte kim Özge?"

"Bilmiyorum ki?" diyip mesajı açtım.

Odana geç!

Kimdi bu saate ? Biri benimle dalga geçiyor olmalı.

"Operatör mesajları. " dedim. Onları da endişelendirmek istemiyordum. Mesajı takmayıp filmi izlemeye devam ettim.

Film bittiğinde esneyerek kalktım. "Ben yatıyorum. İyi geceler." dedim.

Onlarda "İyi Geceler." dediler aynı anda. Burak'ta arada gelip bizde kalıyordu. Tabi genel olarak her gün. Ona buraya yerleşmesini söylemeyi bile düşündüm. Ama ailelerimizin öğrenmemesi için vazgeçtim.

Odama girdim. Işığı açıp kapıyı kapattım. Arkamı döner dönmez kısık sesle bir çığlık attım. Neyseki kimse duymamıştı.

Ayaz yatağımda uyuyakalmıştı. Eline de benim yatağımın üstündeki ayıcığı almıştı. O ayıcığı bana Berk almıştı.Sessizce kapıyı kitledim. Ayaz'ı burdan göndermeden Buse'nin içeri aniden girmesini göze almazdım. Her gün bunu yapardı. Yatağa Ayaz'ın yakınına oturup ayıcığı çekiştirdim. Uyanmamıştı. Aldığım ayıcığı yerimden kalkmadan yere koydum. O an belimde hissettiğim el beni yatıracak kadar güçlüydü. İstemsizce yattım. Kalkmaya çalıştım. Ama yerimden bile oynamadım. Nasıl bir kası varsa gerçekten güçlüydü. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum. Hareket etmeye çalışıyordum ama nafile.

"Rahat dur ufaklık." dedi uykulu bir şekilde.

"Ya sen ne hakla benim odama gelirsin? Kitaplardaki kötü çocuk mu sandın kendini de pencereden odama giriyorsun. Şimdi bir çığlık atsam burda yaşatmazlar seni. Bir polis çağırsam direk hapse girersin. En az 5 yıl ceza almanı sağlarım. Sonra sen yokken şirketin batar. Parasız kalırsın. Sonra sokaklarda yaşarsın.Sonra..."

"Ya sendede ne hayal gücü varmış. Benim hapse girebileceğime inandın. Şirketimin batacağına inandın.Sence ben o kadar güçsüz birimiyim?"

KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin