Sanırım bölümler kısa oluyor ama asıl olaya geçene kadar kısa yazmayı düşünüyorum. Umarım hoşuza gider.Fikir verirseniz sevinirim. İyi okumalar...
1 hafta geçti olayın üstünden.Yani Berk'in bana tuhaf davranışının üstünden 1 hafta geçti. Ben mi yanlış düşünüyorum acaba. O günden sonra konuşmadık, hatta yüzüme bile bakmadı diyebilirim. Hayır ben mi birşey yaptım anlamıyorum. Bir haftadır çok dalgınım böyle olmam normalmiydi ki? Gene kendi kendimi sorulara boğuyorum. Bir çözüm yolu bulmaya çalışıyorum. Çünkü benimle konuşmasını çok istiyorum. Ona sinir oluyorum evet ama konuşmaması daha çok sinirimi bozuyor ona bişey yapmadımki ben. Off banane ki ondan herneyse.
Kafteryaya girdim. Bir kahve aldım. Gözüme kestirdiğim yere doğru yürürken önümden aniden geçen kişiyle kahve üstüme döküldü. "Ahh yandım." dedim çığlık atarak. "Ne yapıyosun sen ya?"
Çocuk mahçup bir şekilde "Özür dilerim .Gerçekten istemeden oldu." Bir yandan t-shitümü tutup üstüme değmemesine özen gösterirken bir yandan "Az dikkat etsene ya üstümü batırdın bütün gün napıcam ben." diye bağrınıyordum.
Herkesin bizi izlediğini farkedince koşarak çıktım. Ne yapacam şimdi bütün gün bu t-shirtle duramam ayrıca yandım. "İyi misin?" Arkadan bir ses duyunca korktum. "Ödümü kopardın." deyip dönmemle Berk. Hani şu bir haftadır yüzüme bile bakmayan Berk. "İyiyim" deyip yürümeye başladım. Peşimden geliyordu. "Noldu üstüne." dedi şaşırarak. "Kahve döküldü görmüyormusun. Yandım zaten.Bütün gün bu t-shirtle durmak zorundayım zaten off."dedim sinirle. Durdu. Ardından ben ona döndüm. "İstersen yanımda t-shirt var yani yanlış anlama üstün kötü görünüyor. Ayrıca hemen çıkarsan iyi olur." Boynuma baktı. Hafifçe parmağıyla dokundu. O an da tuhaf bir şeyler hissettim. "N-ne ya-yapıyorsun?" dedim kekeleyerek . "Çok kötü yanmış. Yeni mi almıştın kahveyi." bir adım geri atarak başımı salladım.
Kolumdan tutarak beni üniversite hastanesinin aciline sürükledi. Hemşire elime kremi verdi. "Bunu al sende kalsın yanıklarına sür hergün." dedi. Ben ağzımı açmadan tekrar Berk beni üniversiteye getirdi. "Sen burda bekle iki dk geliyorum hemen." ben bişey demeden gitti. Noluyo lan böyle. Bişey dememe bile izin vermeden beni ordan oraya sürüklüyor. Ben gidiyorum ya onu bekliycem bide. Tam arkamı dönüp gidecekken." Hey sana bekle demiştim." Elindeki t-shirtü uzatıp. "Bunu giy istersen."
Elinden t-shirtü aldım. "Teşekkürler." dedim. "Bu arada kremi sürmeyi unutma." dedi. Ayy bayılıcam galiba. Bu kadar düşünürmüydü bu beni ya.
" Tamam." deyip lavaboya gitti. Üstümü çıkarıp krmi sürdüm. T-shitü elime aldım. Bu onunmuydu şimdi. Kokladım. Muhteşem bir parfümü var. Gülümseyerek üstüme giydi. Kısa olan kollarını omzuma doğru kıvırdım. Kahve dökülmüş t-shirtümüde çantama attım. Saçlarımı gelişigüzel bir şekilde topuz yaptım. İlk defa yakıştı. Sevinçle çıktım. Bir dersi kaçırmıştım zaten. Diğer dersin başlamasına 15dk vardı. Sınıfa doğru yürüdüm. İçeri girdim. Buse koşarak yanıma geldi. "Nerdeydin sen ya çok merak ettim.Aradım telefonun kapalıydı. Heryere baktım yoktun.Ayrıca üstünü ne zaman değiştirdin. Bir dakika bu erkek t-shirtümü?" Evet modacımız konuştu.
"Bir sakin ol ilk önce. Kafeteryada bir çocuk bana çarptı. Elimdeki kahve üstüme döküldü. Yandım tabi. Berkle karşılaştık. Benim boynumda yanıklar vardı. Beni acile götürdü. Sonra t-shirtünü verdi."
"Neeee bir dakika bu Berk'in mi şimdi?" dedi bağırarak. "Kızım mal mısın sen? Daha da bağır istersen duysun gene çocuk."
"İnanmıyorum ne romantik. Heryerde karşına çıkıyor. Eee nede olsa aşk tesadüfleri sever." Çatlak arkadaşım saçma saçma konuşmaya başladı gene.
"Ne aşkı ne saçmalıyorsun ya yok öyle bişey."
"Bak demedi deme 1 ay içinde çıkarsınız siz."
"Ne çıkması ya. Bak yok öyle birşey olamazda." delirdi bu kız ya.
"Tabi 1 haftadır son olan olaydan dalgınsın.Ayrıca sana karşı ne kadar düşünceli baksana."
"Ya hayır olamaz bi kere biz olsak olsak arkadaş oluruz."
"Tamam iddiaya girelim bir ay içinde çıkarsanız diyorum. Eğer kazanırsam bana da bir sevgili bulucaksın."
"Ne iddiası bee. Olmaz iddiaya falan gireremem ben."
"Kazanamıyacağından konuşuyorsun demi.Hem kazanırsam o çok istediğin topuklu ayakkabılardan alıcam söz." Şu hayran kaldığım ama alamadığım topuklu ayakkabılar. Bunun için kaç aydır para biriktiriyorum. 800 lira olunca tabi. Buse'nin ailesi biraz zengin. Biraz mı? Hayır baya zengin. İlk başta bana alacaktı ama istememiştim. Ama şuan iddiada olduğumuza göre kabul edebilirim. Ahh hayır bu iddiayı cidden kabul mü edicem? Neyse sonuçta ben kazanacağım için kabul edim bari.
"Tamam kabul." dememle içeri Berk girdi. Kalbimin bu kadar hızlı atması normalmi? O bana doğrumu geliyor.
"Daha iyimisin Özge?"dedi. Bir dakika ilk defa bana adımla hitap ediyor. Adımı nerden öğrendi demiycem Buse sağolsun sınıfta her sabah Özge diye bağırıp bana sarıldığı için normal bir durum yani. Sanki yıllarca görüşmüyoruzda.
"Şey evet iyiyim.Tekrar teşekkürler." dedim gülümseyerek.
"Sevindim.Bu arada t-shirt sana benden daha çok yakışmış." deyip bir sıraya geçip oturdu. İşte şimdi ölebilirim. Bu kadar tatlı olmak zorunda mı ki.
Bu arada hoca geldi. Ben düşüncelere dalıp gitmişken Buse "Hişşt ben sana demedimmi kızım." deyip kıkırdamaya başladı.
"Ne yani şimdi benden hoşlandığını mı düşünüyorsun?"
"Evet." dedi. Ben kafamı çevirip Berk'e baktığımda bana bakıyordu. Gülümsedi. Öldümde cennettemiyim. Bu kadar yakışıklı biri ve ben bunun düşüncesi olanaksız gelirken gerçekleşmesi imkansız geliyordu.