final

929 97 38
                                    


Jungwon'un Jake ve Sunghoon'u İtalya'ya yanlarıma cağırmasının tabii ki bir sebebi vardı. Bir süredir gördüğü rüyalardan sonra başlamıştı diğer gerçeklikler hakkındaki merakı.

......

Jake's POV

Universitenin ilk gününde kendimi rezil etmek asla planlarımdan biri değildi. Üstünden saatler geçmesine rağmen asla aklımdan çıkmadı yaptığım aptallık.

Üst sınıflardan biriyle aynı kulübe denk gelmem kadar normal bir şey yoktu değil mi? Kulüpte on yedi son sınıf vardı sonuçta, ama bir tanesi... Hayatımda hiçbir insan hakkında bu derece güçlü şeyler hissetmemiştim. İlk görüşte aşk vesaire gibi bir saçmalıkla alakası yoktu o hissettiğim şey her ne ise..

Ona değdiğim anda vücudumu anlamlandıramadığım bir sıcaklık kaplamış, sanki hayatım boyunca kaybettiğim diğer yarımı bulmuşum gibi bir hisle titremiştim. O an uyuşmamış olsam soracağım iki tane oldukça mantıklı soru olabilirdi.

Birincisi; Adını biliyor muyum?
İkincisi; Daha önce tanıştık mı?

.....
Authors POV

Sunghoon yıllardır hiç değişmeyen bir istikrarlılıkla annesinin elini tutup anaokulunun kapısından girerken dünyanın en mutsuz çocuğu gibi görünüyordu. Annesine bağlı bir çocuk hiçbir zaman olmamıştı, sadece kalabalık onu ürkütüyordu ve insanlarla temasa geçmek... çok onluk bir iletişim türü sayılmazdı 5 yaşında bir çocuk olsa bile.

Öğretmenleri dün sınıfındakilere yeni gelen birinin olacağını, o yüzden bugün yanlarında oyuncaklarını getirmemelerini söylemişti. Tüm çocuklar tiz sesleriyle öğretmenlerine bunun nedenini sorarken Sunghoon basitçe iki tane aynı oyuncaktan götürmeyi akıl edebilmişti tek başına kenarda otururken.

O diğer çocuklara kıyasla çok farklı bir çocuktu, "Binlerce yıl yaşayıp da yeniden doğmuş biri gibisin Sunghoon.. Sadece çocuk olmayı dene." derdi annesi hep ona. Ancak bu sefer o da oğlunun şirin fikrini beğenmiş hatta onu okuluna götürürken yeni arkadaşı için yanında iki tane getirdiği peluş köpeklerden birini taşımayı bile teklif etmişti.

Sunghoon sınıfa girdiğinde sınıfındaki arkadaşları öğretmenlerinin yanına koşup hemen yanında getirdiği oyuncağını şikayet etmişlerdi. "Öğretmenim, bakın Sunghoon yanında oyuncak getirmiş. Ona kızmayacak mısınız?"

Sunghoon'un umrunda olmamıştı diğer çocukların dedikleri. Yeni gelen çocuk onun hep oturduğu köşede sessizce oturuyor etrafı izliyordu. Sunghoon onu görür görmez yanına gitti.

"Oturabilir miyim?" diye sordu peluş köpekleri kollarının arasındayken. Önünü zor görüyordu.

"Evet oturabilirsin." diye cevabını aldığında hemen çocuğun yanına oturdu ve adını sordu.

"Jaeyun. Ama babamla annem bana Jake diyor. Senin adın ne?" dedi çocuk kısık bir sesle.

Sunghoon Jake adını oldukça sevmişti. Söylemesi kolay ve ilgi çekici bir isimdi çünkü. "Sunghoon. Bak Jake, bunu senin için getirdim." Gülümseyerek kendi boyuna kıyasla devasa olan peluşu Jake'e uzattı.

"Teşekkür ederim! Annem birilerine teşekkür ederken hep onları öper, yanaktan tabii ki! Ben de seni öpebilir miyim?" Diye sordu Jake bir yandan oyuncağa sarılırken.

Sunghoon ilk kez cidden parlayan gözleri olan birini görüyordu. "Olur. Arkadaşız değil mi Jake!?" diye sordu Jake'e aynı şekilde parlayan gözleriyle.

.........

Sunghoon ve Jake için daha anlamlı başka hiçbir hediye olmamıştı. Özellikle Jake'i hayatında hiç bu kadar mutlu görmemişti Sunghoon. Bu gördüklerinden sonra yaptığı hiçbir fedakarlıktan pişmanlık duymayacağı belli oluyordu sadece gözlerinden bile.

"Sana aşık olmak tüm gerçekliklerdeki Jake Sim'in başına gelmiş en güzel şey Sunghoon." Dedi bir yandan sevgilisine sarılırken.

Hayatı boyunca ilk kez mutluluktan ağlamak istiyordu, hiçbir zaman Sunghoon'dan şüphe etmemişti ancak nerede, ne zaman, kim olurlarsa olsunlar birbirleri için var olduklarını bilmek... İnanılmaz bir histi Jake için.

Her zaman düşünürdü vücutlarının bile nasıl mükemmel bir uyum içinde olabildiğini.. Birbirlerine orantılı yapılmış gibi olduklarını söylerdi hep Sunghoon, Jake de bunun hep bir tesadüf olduğunu düşünürdü.

Şimdi ise Sunghoon'un elleri onun yanağını ve belini okşarken ve dudakları birbirine bir puzzle parçası gibi uyarken anlıyorlardı aslında bir bütün olarak yaratılıp ikiye ayırıldıklarını.

Jake Sunghoon'a aşık olmadı, zaten öyle yaratıldı.

Jake Sunghoon'un kaderinde yoktu, zaten kaderinin ta kendisiydi.



........
INANAMIYORUM BITTIGINE HAYATIMDA HICBIR FICI BU KADAR UZATMAK ISTEMEMEMISTIM......

muttlaka bundan sonra ozel bolum yazarim zaten

bakinnn bu da benim oglum Jake su an 10 aylik oldu gerci 27 kilo ☹️☹️ salak hayvan son bolume ozel boyle bir surpriz olsun istedimm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bakinnn bu da benim oglum Jake su an 10 aylik oldu gerci 27 kilo ☹️☹️ salak hayvan son bolume ozel boyle bir surpriz olsun istedimm

impurities •jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin