30

923 110 36
                                    


Hayvanat Bahcesi

Jake
nasilsiniz

Riki
ABI BI SANIYE NE

Jake tam olarak Sunghoon'un dediği gibi saat altıda mükemmel bir şekilde iyileşmişti. O susamadan gereken her şeyini vermiş, gece boyu anlattığı şeylerin üstünden geçmişti.

Jake ilk dakikalarda panikten olduğu yerde kalakalmış ağzını bile açamamıştı. Vampirlerin yapmadığı o kadar çok şey vardı ki.. Sunghoon'a sorduğu soruların ardı arkası saatlerce kesilmemişti onlarca kez ona bunların hepsinin açıklanmasına rağmen.

Nefes almıyorlar çünkü ciğerleri sönük burunlarından ya da ağızlarından hava girmiyor. Jake'in şu an oturduğu yerde bile düşündüğü şeydi bu. O an hava bile üfleyemediğini fark ettiğinde başlamıştı sorulara. Ve Sunghoon da sabırla ayakta stresten yürüyüp duran Jake'in oldukça saçma sorularına saatlerce cevap vermişti.

"Nasıl beyniniz çalışıyor?"

"Çalışmıyor, cesetlerimizi kontrol edebilen ruhumuz var, kısaca ruhun salaksa sen de salaksın. Beyinle bir alakası yok."

"Ama o zaman niye kalbinize kazık saplanınca ölüyorsunuz?"

"Bebeğim öyle bir şey yok insanların ego tatmini için uydurduk."

"Sarımsak gerçek mi peki? Hiç seni sarımsakla yan yana görmedim."

"Hayır Jake, kurtlar çok sarımsak yediği için iğrenç kokuyorlar sadece biz de doğal olarak uzak duruyorken uydurduk işte, o da baya yalan."

"Ama ama eğer ağzınızdan burnunuzdan hava girmiyorsa kokuyu nasıl alıyorsunuz?"

"Jake her şeyin kendi kokusu yani tadı vardır, bir şeyin kötü kokup kokmadığına kokunun tadından karar veriyorsun zaten hiç mi fark etmedin?"

"Bir yemek yiyeceğinizde nasıl sıcak bir şeyi üflüyorsunuz?"

"Yemek yemiyoruz Jake sen de bizdensin lütfen mantıklı düşün."

Sunghoon o kadar şok olmuştu ki duyduğu saçma sorular karşısında. 'Belki beyninin çalıştığını söylersem daha mantıklı düşünebilir' diye kendi kendine küçük bir sohbeti bile olmuştu.

Anlıyordu evet, Jake şu an sistemi anlamakta güçlük çekiyordu ama Sunghoon gece boyu olacakları anlatırken o kadar sakin kalmıştı ki şu anki tepkileri çok garip geliyordu.

Sunghoon ihtiyacı olacak her şeyi çoktan verdiği için rahatça bütün saçma sorularını ciddi bir şekilde sabırla cevaplamaya devam etti.

Ancak "Jake... Bebeğim neyini anlamıyorsun ama ya..?" Ağlıyor gibi bir yüz ifadesi takınıp kendini yatağa atmıştı sadece yarım saat sonra.

-------

"Biz kanla besleniyoruz çünkü kalbimiz çalışmıyor Jake sen bu işi üst katta çok iyi anlamıştım şimdi niye olmuyor? İnsanlar da öldürülmemek için sistematik olarak bize kan bağışlıyor, nolur anladığını söyle."

Jake tam olarak üç buçuk saat Sunghoon'la dalga geçmişti. Anlasın istiyordu biri bir şeyi uzatınca işlerin nasıl sıkıcılaştığını. Salak taklidi yapar gibi gülmüştü Sunghoon'un yüzüne bakıp. "Anladım sanki."

"Şakaydı tamam." Sunghoon yatakta o an Jake'in gözüne o kadar hoş görünmüştü ki yanına oturup kısaca onu öpmekten geri duramadı. Sunghoon onun yanına oturduğunu gördüğü anda alışkanlıkla ellerini Jake'in boynuna atmış ve her zamanki gibi nabzını hissetmeyi beklemişti.
Sessizdi. Hiçbir his de yoktu. Sunghoon o an bir daha fark etmişti ilk aşkının tamamen gittiğini.

Jake de anlıyordu bu durumu tabii. Aklından asla çıkmayacak bir şey söylemişti Sunghoon çünkü.
"Senin kalbin attığı sürece ben de seninle yaşayacağım."

Jake'i günlerce rahatsız eden olay da buydu. Korkuyordu Sunghoon'u artık atan bir kalbi olmadığı için kaybetmekten. Yüzü önüne eğilmiş bu sebepten dolayı üzülürken Sunghoon'un iki sözü bütün sinirlerini uyarmış, dünyanın en mutlu ve şaşkın varlığı gibi hissetmişti.

"Jake, benimle çıkar mısın?"

Jake duyduklarıyla beraber bir anlık içgüdüyle ayağa kalkmış, evlilik teklifi almış edasıyla Sunghoon'un boynuna atlamıştı.

"Soruyor musun bir de?"

Tabii gerçekten söylemek istediği bu değildi. İçinden geçen asıl şey yüzüne tükürüp, "Onca ay ben bunu mu bekledim orospu çocuğu neresi özel bunun?" demekti.

"Sözüm olmasa tabii daha güzel bir şey mutlaka olurdu da yani..." Yalan. Onca ay çıkma teklifini bir türlü edemeyişinin sebebi tamamen fikirsiz olması yüzündendi.

"Jake arkadaşlarına gidelim mi? İster misin?"
Muhtemelen Sunghoon bu çıkma teklifinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini çok iyi bildiği için direkt asıl söylemek istediği şeye atlamıştı. Biliyordu, hem onlar Jake'i hem de Jake onları çok özlemişti.

"Ya bir şey olursa? Sunghoon ya birine zarar verirsem? Evet belki senin yanındayken çok rahat duruyorum ama.. Yani dışarı çıktığımda nolur hiç tahmin edemiyorum." Yüzünden üzgün olduğu çok açıktı.

Sunghoon gerçekten aldığı cevaba aşırı şaşırmıştı. Daha çok Jake'in "Evetttt! hadi gidelimm!!!" tadında bir cevap vereceğini düşünmüştü çünkü.

"Ben yanındayım, arkadaşların yanında olacak,  sen de iyi olacaksın emin olabilirsin." Jake kafasını "tamam" anlamında salladı be elini Sunghoon'a uzattı. Ancak fark edebilmişti artık Sunghoon'a dokunduğunda içini titreten bir soğuk hissetmediğini, kendisi de oldukça soğuktu çünkü.

Arkadaşlarının ortak aldıkları ders çıkışına denk getirmişti zamanı Sunghoon hepsinş bir arada yakalasın diye. Jake'i ilk gören Riki olmuştu.
Ağzı bir karış açık bir şekilde diğerlerini dürtüp ayağa kalmış ve açtığı kollarıyla sarılmak için Jake'e koşmuştu.

Eskiden olsa Jake ya canını yaktığını ya da nefes alamadığını söyler, sarılmayı kısa kesmeyi isterdi. Şimdi ise hiçbir tepki vermeden o da geri sarılmıştı Riki'ye.

"Acıttın de, ne bileyim nefes alamıyorum de, bir şey de Jake'im nerde benim." Riki o ana kadar gerçekten hiçbir şeyin değişmediğini düşünmüş ve pozitif olmaya çalışmıştı. Bu söylediği de tamamen kendisinin bile beklemediği ani gelişen bir şeydi.

"Üzgünüm.. ben de canımın yanmasını bekliyordum." Şaka değildi, cidden çok üzülmüştü duyduğuna ama orada en azından onu mutlu eden herkes vardı.

"Abine sarılmayacak mısın Jake?"






















"Heeseung bi siktir git ya."

"Siz her gün her saat bana bunları yaparken iyi ama Jay'cim ya."

-------------
AYYYYYYY HİÇ İÇİME SİNMEDİ YA BU KADAR OLUR

impurities •jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin