13

1.2K 132 35
                                    

Jake's pov

Bütün gün boş yere tetikte gezmiştim. Neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde bugün oldukça güzel geçmişti. Sunghoon'la eskisi gibi olmuştuk. Bana ettiği teklifi kabul ettikten sonra gün boyu kendi arkadaşlarıyla gezmişti. Sadece bir dersimiz ortaktı onda da yanıma oturup elimi tutmuş, tüm dersi öyle dinlemişti tek kelime etmeden.

Sunghoon... Gerçekten çok tatlıydı ve ne zaman kendimi onun hakkında düşünürken bulsam ona aşık olma fikri daha da güzel geliyordu. Tenimin sıcaklığını seviyordu. Ona yaşadığı zamanları hatırlatıyor diye, sakin ve rahat hissettiriyormuş. Ve ben bunu öğrendiğimden beri ondan daha da hoşlanmaya başladım. Sinir bozucu.

Rikiyle paylaştığım odada öyle çok konuşma olmaz çoğunlukla o yüzden öylece yatıp günümün kritiğini istediğim gibi yapabiliyorum kendi halimde. Bu Heeseung ya da Jay'le mümkün olmuyordu eskiden zihin okumayı alışkanlık halime getirdikleri için.

İlk başlarda Jay oda arkadaşımdı ama Jay'in türünden kaynaklı ihtiyaçları oluyordu çoğu zaman. Hybridler genetiklerindeki zıtlık sebebiyle sadece kendi içlerinde zihinsel değil aynı zamanda fiziksel bir acı da duyuyorlar ve bir cadıyla kalmak onlar için ciddi bir rahatlık ve komfor.

Jay'in Jungwona çekilmesinin bir özel nedeni de bu. Jungwon belli etmese bile Jay'e yardımcı olmaktan hoşlanıyor muhtemelen kendini iyi hissettiği için.

Jake & Sunghoon

Sunghoon
Jake
gelecek misin
sevgilim/
sev/
s/
bulamazsan geleyim ben

Jake
kokundan gözüm kapalı bulurum merak etme

Sunghoon
bekliyorum

Yalan değil, benim türüm koku alma özelliğine güvenen bir türdür.  Her ne kadar vampirler de o özelliği bizden çalıp sahiplenmiş olsa da.

Sunghoon'un odasını bulmak hiç uzun sürmemişti, bulunduğu katta sadece 3 olduğu için. Kapıyı tıklatmak planlarım arasında yoktu o an. Sunghoon'un gelişimi sabırsızlıkla beklediğini biliyordum ve o yüzden kapıda sadece durdum.

Bir... İki... Üç... "Hoşgeldin." Kapı hızlıca açıldı ve karşımda hayatımda bir daha göremeyeceğim türden bir Sunghoon vardı. Saçları dağınık ve ıslak, üstündekiler aniden giyilmiş ve vücuduna yapışmış, teni muhtemelen sıcak sudan dolayı kızarmış; inanılmaz bir görüntüyle karşımda duruyordu.

Ne düşündüğümü duyuyor olduğunu biliyordum ancak bu manzara karşısında pis düşüncelerime engel olabilmem imkanlı değildi. Elimde olsa ve utanmayacak olsam, üstüne atlayıp beni burada hemen becermesi için yalvarabilirdim hatta daha ilerisi. Ancak buraya sadece uyumaya gelmiştim.

"Jake.. bunları içeri geçip kapının önünde dikelmeden de düşünebilirsin." İnanılmaz utanmıştım. "Ne düşündüğümü dinlemeyi bırakırsan rahat olacağım Sunghoon. Şimdi uykum var ve uyumak istiyorum."

Yalan. Yalan, yalan, yalan. Beni duvarlara vurmasını, dudaklarımı kanatana kadar öpmesini, canımı yakmasını istiyordum. Sunghoon, maruz kalındığı süreyle beraber  bağımlılık oranı doğru orantılı bir uyuşturucu gibi etki yapıyor bana ne zaman yanında dursam.
O yüzden, değersiz bir yaratıkmışım gibi aşağılanmak bile karşımda tanrı gibi duran Sunghoon'la  kardeş kardeş sarılıp uyumaktan daha iyi bir seçenekti gözümde.

Ki  çok iyi biliyorum, o uyumayacak. Bütün gece boyunca orada öylece duracak ve sabah uyumuş taklidi yapıp arkamdan konuşacak, oldukça klasik. benim istediğim olursa da çok farklı olmayacak.

"Jake.. Yalvarıyorum şu aptal düşüncelerini bir kenara bırak lütfen sadece uyumak istiyorum seninle" Dalga mı geçiyor? "Sunghoon, sen uyumazsın. "

Gülmüştü. Komik şey söylemişim gibi gülmüştü ama neden? "Uykuya benzer yapabildiğimiz şeyler var. Sen merak etme, gel hadi yatalım."

Yatalım... Olur. Elimi tutup beni yatağına götürmesine izin verdim. Tüm kontrolüm şu an ondaydı, anlamlandıramadığım bir şekilde uyuşmuştum.

O yatağa oturunca belime ellerini koyup beni kucağına çekti. Bacaklarımı iki yanına koyarak oturdum ve dudaklarımı onunkilere bastırdım. Amacım derince öpüşmek falan değildi, sadece hafifçe öpmek istemiştim ama tabii benim istediğim hiçbir şey olamayacağı için hafifçe öpüşmek de çok mümkün olmadı. Sivri köpek dişlerini dudaklarıma geçirip kanımı emiyor, elleri tekrar giydiğim gömleğimin altına geziyor, belimi okşuyor. Bir şeyler söylediğini duyuyorum ama o kadar başım dönüyor ve kendimden geçmiş gibiyim, o yüzden anlamıyorum.

Dişlerini bilerek dudaklarıma geçirdiğinde kendime gelebiliyorum ancak. Tüm vücudum titriyor ve dudaklarımın ne kadar acıdığının ve bunun bana ne kadar iyi hissettirdiğinin farkına varıyorum. "Jake.. Bugün sadece yatmak istiyorum. Sonra güzelim olur mu?"

Belime sarılıp yüzünü boynuma gömüp konuşması... Hayatımda duyduğum ve hissettiğim en güzel şey. "Sunghoon, sen bana napıyorsun? " Saçlarını öpüp okşarken sordum. Hâlâ kucağındaydım. Kalkmayı istemiyordum bile. "Her şey düşündüğümden daha hızlı ilerliyor. Hayatını yaşayamamandan korkuyorum." Vampir olmamı hiç istemediğini bulduğu her anda söylüyordu günlerdir. Beni de üzüyordu bu durum ancak takmıyordum.

"Neden istemiyorsun senin gibi olmamı? Eğer gerçekten aşık olacak olursak hep beraber olacağız işte." Ya aşık olmazsak?

Sunghoon yüzünü boynumdan kaldırdı ve sözlerinin arasında hafif hafif boynumu öperken konuştu. "Öleceksin Jake, tüm vücudun ateşler içinde yanacak. Kanında dolaşan senin türüne ait her şeyi yok edecek, kan akışın duracak, dudakların moraracak; saçların uzamayacak, soğuk olacaksın. Duygularına alışman çok uzun sürecek, delirmiş gibi olacaksın. En azından sen çok şanslısın çünkü ben yanında olacağım o anlarda.."

Bunları daha önce de duymuştum. Beni korkutmuyordu dedikleri ama sıkılmıştım. Artık gerçekten yatıp uyumak istediğimi fark ettim, Sunghoon da anlamıştı ne istediğimi.

Sunghoon'un göğsüme yatması o kadar tatlıydı ki şok olmuştum. Göğsüme kafasını koyduğunda anında kocaman gözlerle bana dönmüş,

"Kalbin ilk kez bu kadar sesli atıyor.." demişti. Ben de elini alıp kalbimin üstüne koyunca gözleri daha da açılmıştı.
"Neden bu kadar... Yüksek atıyor? Geçen sefer böyle değildi. Jake hasta mısın?" dediğinde gözlerim kapanana kadar gülümsemiştim.

"İlk kez mi atan bir kalp görüyorsun ne bu tepkiler böyle?" diye sordum sonra, tabii cevabını bilerek.

"Hayır ama son yakından duyuşumun üstünden zaman geçince bazen kulağımdaki hissini unutuyorum.. " demişti elimle oynarken. Arada belirgin damarlarıma bastırıyordu.

------------
daha da uzatamazdım galiba

impurities •jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin