32

955 108 8
                                    



Jake'in vampir olduktan sonra yapması gereken onca şey vardı ancak Sunghoon ona nasıl açıklayacağını hiçbir şekilde bilemediği için günlerdir susuyordu.

Jake'in onunla yapmayı istediği en önemli şeylerden biri de bu listenin başını çekiyordu hatta. Jake'in hâlâ bir kurt olarak tanındığı onlara ait bölgeye büyükannesini ziyarete gitmek. Jake'in hayallerinde bu an o kadar tatlı ve hos görülü bir şekilde şekillenmişti ki Sunghoon üzülmesinden korktuğu için ağzını bile açamıyordu.

Jake'e onlarca kez anlatmıştı çoğu görgü kuralını ya da sınırları ancak kurtlar ve vampirlerle ilgili olan konuya ne zaman girilse Jake konudan sapmış, ailesinin onu dışlamayacağına emin olduğunu söylemişti. Asla düşündüğü gibi olmayacaktı işin aslında. Bir an önce anlatıp kurtulmak ve olacak her şeyi yaşayıp hızlıca kurtların olduğu yerden götürmek istiyordu Jake'i.

Kendisi de farkındaydı bencillik yaptığının ancak Sunghoon oldu olsa sayılı kurtla yakınlaşabilmişti. Şimdi de onu köpeklere bağlayan hiçbir şey kalmamıştı.

"Jake." Artık konuşması gerektiğinin farkında olduğu için onun kaçamayacağı bir saatte konuşmayı seçmişti. "Efendim sevgilim?"

"Jake biliyorum bu konudam hoşlanmıyorsun ama yakın bir süre içinde ailenle görüşmemiz lazım." Daha da yumuşatamazdı muhtemelen olayı.

Jake Sunghoon'un sözlerini duyar duymaz göğsünden kalkmış ve ciddi bir ifadeyle gözlerinin içine bakarak konuşmaya başlamıştı. Saniyeler önce göğsünde yatan sakin sevgilisinden eser yoktu.

"Gittiğimizde nolacak Sunghoon? Bir anda oradaki herkes seni hain ilan edecek ve sana saldırmaya çalışacak. Kalan son iki üç yakın akrabam da annemle babamı öldüren vampirle beraber olduğum için muhtemelen beni lanetleyecek."

Dediğinde tek bir tane yanlış yoktu.

"Biz gidip onlara bunu açıklamadan mesafemizi belirtmeden önce başka birinden duymaları daha kötü olacak ama işte onu düşünmüyorsun. Bu sefer nolacak?"

Sunghoon da haklıydı.

"Sunghoon iyi tamam ne istiyorsan onu yapalım. Nasılsa beni burada kendimi yırtsam da sikine takmayacaksın." Jake biraz duygusal yaklaşıyordu konuya ama Sunghoon'un onun her dediği şeye çok önem verdiğini de biliyordu içten içe.

Sunghoon son duyduğuna cidden üzülmüştü. Jake'in her dediği onun için çok önemliydi ve dünyanın en saçma şeyini bile söylese göz önüne alırdı. Sevgilisi için her şeyin en iyisini istediği için bazen oldukça inatçı oluyordu.

Yüzünü Jake'in boynuna gömdü sanki saklanmak istermiş gibi. "Sadece senin için her şey mükemmel olsun, benim yaşadığım zorlukları sen de yaşama istiyorum. Biliyorum bazen bencillik yapıyorum ama cidden her ne yapıyorsam seni korumak ve seni mutlu edebilmek için yapıyorum. Çok, çok seviyorum seni ve asla senin için iyi olmayacak bir şeyi yapmam."

Jake de biliyordu tabii ki onun iyiliğini istediğini ama işte.. Onun için de bazı şeyler çok zor olabiliyordu bazen. "Biliyorum.. Teşekkür ederim. Senin istediğin zaman gider onlarla konuşuruz, olur mu? Bana kalsa asla yapmam çünkü."

Jake'in bir yanı Sunghoon'un otoritesine ölüp bitiyordu. Onun yerine karar vermesi, ona sahip çıkması... Jake'in deliler gibi etkilendiği o kadar çok şey vardı ki Sunghoon'un yaptığı..

Biri de özellikle şu sıralar ortaya çıkmıştı. Sunghoon Jake'e elinden geldiğince dokunmuyor onun izniyle yakın temasta bulunuyordu. Geçen gecelerden birinde geçmişti bunun konuşması da.

Sunghoon o kadar hoş ve düşünceli şeyler söylemişti ki Jake elinde olsa ağlardı. Onlarca gece beraber yatıp sohbet etmelerine hatta ara ara oyunlar oynamalarına rağmen Sunghoon Jake isteyene kadar ona hiçbir şekilde dokunmamıştı, rahatsız hissetmemesi ve yeni vücuduna daha kolay alışması için.

Jake de artık uyumadığı için geceleri birbirlerine ayırıp yine onun uyuduğu zamanlardaki gibi yatıp sadece konuşmak, ara ara öpüşmek ve planlar yapmak istiyordu bu gece de Jake, o yüzden hızlıca konuyu kapattı.

Jake ne zaman kendi düşünceleriyle baş başa kalsa vampir olmak için doğduğunu düşünüyordu işin aslında. Bir canlı olduğu zamanlarda Sunghoon'a böyle yakın değildi. Teni soğuk ve sert hatta biraz yabancı geliyor bazen garipsiyordu ancak şimdi.. Sunghoon evi gibiydi.

"Nerede olursam olayım, sen de orada olduğun sürece evimde olacağım Sunghoon. Seninle olduğum sürece yaşıyorum ve nefes alıyorum çünkü."

Jake de artık onun bir parçasıydı ve bu haliyle artık Sunghoon gerçekten onu hayatta gibi hissettiriyordu. Sunghoon onunla olduğu sürece tüm ailesinin ondan nefret etmesi umrunda değildi (en azından öyle düşünüyordu).

Sunghoon'un dudakları boynunda gezerken akrabalarının aklına gelebiliyor olması bile absürt bir şeydi aslında.

---------
oyyy fulllllll düz yazı yazdım sabrımın el verdiği kadar sevdiniz mi çok çok çok geçiş bölümü oldu ama asıl kaos için malesef☹️☹️

impurities •jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin