1.Bölüm KİTAPÇI

565 23 0
                                    

Aslında buraya yazılan yazıyı çoğunuzun okumadan geçtiğini biliyorum. O yüzden elimden geldiğince kısa yazacağım belkide hiç yazmıyacağım. Bu hikayeyi iki kişi yazıyoruz Aybüke ve Aslı. Heyecan dolu bir hikaye okumaya başlıyorsunuz ayrıca biraz psikopatça keyifli okumalar.

Lüks bir ev camdan İzmir'in bütün manzarası gözüküyor. Yağmur yağıyor ama o kadar şiddetli değil. Yerdeki sarı yapraklar rüzgarın etkisiyle havada ahenkle dans ediyor. Etraf grimsi.Sokaklar bomboş, ne bir insan ne bir kedi ne bir köpek var. Deniz, büyük yerden tavana kadar olan camın önünde bir elinde kahve diğer elinde kağıt bir şeyler planlıyor. Kağıtta bir kroki var. Kahvesini koskocaman salonun ortasında duran, etrafı koltuklarla çevrili, küçük beyazımsı masaya bırakıyor.

Yüzünde alaycı bir gülümseme oluşuyor bu gülümseme o kadar güzel ki tam olmasada gamzesinin birazını ortaya çıkarıyor. Masmavi gözlerini kısıyor ve camdan dışarı bakıyor. Bütün etraf karanlık olmasına rağmen tek bir dükkanın ışığı yanıyor. Kitapçı. Deniz'in okulda kavga ettiği kızın çalıştığı kitapçı.

Deniz, okulda pek sevilmeyen tekinsiz hatta bazıları tarafında bir katil olarak tanınıyor. Herkes ondan korkuyor ve arkadaş olmaya çekiniyor, hergün bir olaya karışıyor, uzaklaştırma alıyor, disipline gidiyor ama vazgeçmiyor. O kadar soğuk ki onunla arkadaş olmaya çalışanlara bile sırt çeviriyor. Gerçi pek fazla kişi onunla arkadaş olmak istemiyor. Bütün erkekler ona aşık ama o hiç birine yüz vermiyor. Onda sevecek kalp yok onda sevmeyi bırakın onda bir kalp bile olduğundan herkes şüpheli.

Hiç acelesi yokmuş gibi merdivenlere yöneldi en alt kata doğru inmeye başladı koskocaman evde sadece kendisi yaşıyordu. En alt kata geldiğinde kapıyı kolyesindeki anahtarla açtı. İçerideki kocaman masaya sırasıyla dizilmiş model model silahların üstünde parmaklarını gezdirdi. Daha sonra bir tane silahın üstünde eli durdu ve kaldı, bu silahla tamda bu yerde babasını öldürmüştü.

Evet gerçek bir sebebi vardı. Hatta birden çok sebebi vardı. Annesinin kim olduğunu ondan saklamıştı. Acımasız olmasını sağlamıştı. Duygusuz olmasını sağlamıştı artık hissetmemeyi sağlamıştı. Mutlu olmasını engellemişti.Yapmadığı şeyden dolayı onu suçlamıştı ve ona tokat atmıştı. Hemde herkesin önünde ona öyle sert ve acımasızca vurmuştuki babasının beş parmağının izi suratında kalmıştı morarmıştı haftalardır okula gitmemişti. Eli ister istemez yanağına gitti. Daha sonra babasının söylediği o aşşağılık sözler kulağında yankılandı, ellerini kulağına götürdü tam kapatacakken o kurşunun silahtan çıkarken çıkarttığı ses kulaklarında yankılandı, sanki herşeyi baştan yaşıyor gibiydi.

Asla ağlamazdı çok güçlüydü ama yanaklarından bir damla yaş süzüldü. Hemen elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Bir tane silah aldı ucuna susturucu taktı. Kapıdan çıktı, anahtarla kapıyı yeniden kilitledi. Ona kimse bulaşamazdı herkes onun çok tehlikeli olduğunu bilirdi. Yakalanmamak için sürekli şehir değiştirip dururdu. Merdivenleri çıktı. Cama doğru yöneldi kitapçının ışığı yanıyordu. İçeride sadece kavga ettiği kız Senem'in olduğuna emindi yinede bir kontrol etti kız kitap okuyordu zaten mahelledeki bir dükkan en fazla ne kadar müşteri olabilirdiki heleki yağmurlu bir günde kim kitapçıya gider diki ?

Ayağına gri konverslerini geçirdi siyah yağmurluğunu giydi, şapkasını örttü ve siyah deri eldivenlerini giydi. Silahını pantolunun beline sıkıştırdı. Belki de hiç silahını kullanmadan öldürebilirdi. Çantasına siyah koli bandını attı ve halat ipini koydu. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı dükkanın kapısını yavaşça açtı. Sesiz adımlarla içeri girdi Senem kitap okurken uyuya kalmıştı çantasını yere koydu. Fermuarını açtı içinden bantı ve ipi çıkarttı halat ipini tavana astı bir tanede sandelye koydu Senem'in ağzını bantladı.

İKİ KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin