Bu bölüm Deniz'in ağzından :)
Çarpışma anında bel kemiğim çocuğun kemiğine geldiği için ağrıyordu. Kimdi ki bu çocuk daha adını bile bilmiyordum.
Bilgisiyarı açtım sosyal paylaşım sitesinden arama motoruna Yağmur Faytoncu yazarak Yağmuru bulmaya çalıştım. Evet soyadı Faytoncu'ydu ilk tanıştığımızda adını soyadını söylerken soyadını söylediği sırada birbirimize bakıp gülmüştük.
Anılar mı insanı bırakmıyor yoksa insan mı anılarını bırakamıyor tam olarak kestirmiyorum zaten sarhoşum.
Evet buldum. Yanağındaki dikiş izi onu tanımamı sağladı.
Arkadaşlık isteği yollayıp yollamamak arasında kararsız kaldım. Benimle konuşmak istediğini pek zannetmiyorum.
Yağmurla yaşadığımız şeyler o kadar güzeldi ki. Yeniden arkadaş olmamızı beni bu siyahın içinden çekip kurtarmasını, yeniden bir başlangıç yapmamızı istiyordum, belkide artık birileri tarafından sevilmek istiyorumdur.
Dün eve gitmeden önce yeni bir hat aldım ve evde komidinde bulunan telefona taktım.
Sosyal paylaşım sitesinde yazan Yağmur'un telefon numarasını tuşladım.
Telefon birkaç çalış sonrası açıldı ve pürüzsüz , tanıdık bir ses "Efendim "dedi.
"Yağmur" dedim hıçkırıklarımın arasında kendimi toparlayarak.
"Deniz senmisin canım?" dedi sesi heycalı ve herzamanki gibi cana yakın çıkıyordu.
"Benim. Yağmur seni çok özledim affedilmeyecek hatalar yaptım.."
Devam edecekken sözümü kesti ve" Hangi şehirdesin hemen uçakla yanına geliyorum. Sakın ağlama hiçbir hata affedilemez değildir."dedi.
"İstanbul'dayım" dedim hıçkırıklarımın arasında.
"İlk uçakla geliyorum terminalde buluşuruz canını sıkma, sevinmen lazım seni çok aradım hiçbir yerde bulamadım. Sen beni buldun. Yeniden eskisi gibi beraber güleceğiz, üzülmeyeceğiz tamam mı?"
"Yeniden benimle arkadaş olabileceğini sanmıyorum."
"Tabiki yeniden seninle arkadaş olmayacağım biz kardeşiz hatta kardeşten öte.Şimdi ağlamayı kes yoksa seni vururum."
Bu cümle daha da çok ağlamama neden olmuştu.
"Bekliyorum canım" dedim sesimin samimi çıkmasını umarak.
"Herzamanki gibi sesin soğuk çıkıyor. Samimi olmayı bir türlü beceremiyorsun. " dedi gülerek ve devam etti. "Ama ben senin içini biliyorum. Ben şimdi yola çıkıyorum hava alanına geldim görüşürüz." dedi
"Görüşürüz" dedim bu sefer sesimin samimi çıktığına emindim.
Senemi öldürdükten sonra şehir değiştirmiştim. Yeni bir başlangıç için taşındığım İstanbuldaki bu evi bir kez bile toplamamıştım, temizlememiştim ve eşyalarımı yerleştirmemiştim silahlar dışında."
Oturduğum koltuktan kalkmadan önce bilgisayarı kapattım. Şimdi ise temizlik yapıyordum. Evet Deniz Hazer temizlik yapıyordu. Eline bir kere bile temizlik eşyalarını almamış Deniz temizlik yapıyordu.
Uzun bir süre geçip temizliği bitirdikden sonra eve baktım çok güzel görünüyordu. Önceki ev sahibinden kalan eşyalar gayet düzenli ve yerli yerindeydi. Benim önceki oturduğum ev aksine bu evin tamamına beyaz ve mavinin açık tonları hakimdi. Salonun köşesinde duran büyük komidinin üstünde kocaman bir akvaryum vardı fakat balıklarla hiç ilgilenmediğim için sadece birkaç tane balık yaşıyordu.
Ölmüş balıkları akvaryumdan çıkardım. Evin anahtarını alarak dışarı çıktım merdivenlerden inip evin hemen yanınfaki Pet Shop'a girerek bir kaç tane balık ve balık yemi aldım.
Aldığım balıkları akvaryuma bırakmadan önce akvaryumun içindeki balıkları da alarak içi su dolu bir fanusa koydum.
Daha sonra akvaryumun içindeki kirlenmiş pis suyu boşaltıp yerine temiz oda sıcaklığında su koydum ve fanustaki bütün balıkları akvaryuma koydum. Akvaryum çok güzel gözüküyordu. İçine biraz yem attım.
Biraz dinlenmek için oturdum Yağmur benim için hayatını başka bir şehirde bırakıp buraya geliyordu.
Kapının zil sesi beni düşüncelerimden sıyırdı. Yüzümde yıllar sonrası kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açtım.
Multide Yağmur var^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KATİL
Teen FictionKader önceden anlımıza yazılmış bir yazı mıdır yoksa insanlar kendi kaderlerini kendi mi belirler? Deniz simsiyah bir kız tek bir şeyi dışında gözleri o kadar mavi ki insanı büyülüyor, aynı zamanda o bir katil, o en yakın arkadaşının, babasının ve ç...