Bu bir işaret olmalı.

1K 153 47
                                    

Daha fazla ayakta kalmak istemedim. Koltuğa oturdum ve telefonu elime aldım. Her gün olduğu gibi bugün de, *her gün aynı rüyayı görmek ne anlama gelir* diye aratarak sayfalara baktım.

Sayfaları yenilerler diye bir umut bakıyordum, ama asla yenilenmiyor, hep aynı şey.

*Kişinin iç dünyasında çözülemeyen bir sorunun ifadesi.*

Artık bu cümleyi görünce bile midem bulanıyor resmen. Bunları ben de biliyorum, sadece farklı şeyler görmem lazım.

O sırada Hyunjin geldi.

"Anlat bakalım, sabahın köründe neden geldin."

Derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım.

"Hyunjin, ben çok uzun zamandır sürekli aynı rüyayı görüyorum."

Sözümü kesti.

"Bana rüyanı anlatmak için sabah altıda kapıma dayandığı söyleme sakın."

"Ya hayır, bir dur dinle amk."

"Peki, anlat dinliyorum."

"Ben kırk iki gündür sürekli aynı rüyayı dönüyorum. Aynı kişiyi, aynı yeri, aynı kıyafetleri ve genel olarak aynı yardım çığlıklarını duyuyorum."

"Garipmiş."

"Evet hem de çok garip. Ama bugün bir farklılık vardı. Bu sefer bana daha önceki rüyalarım da olduğu gibi beyaz bir odadan değil de hapishaneden sesleniyordu."

"Hapishane mi?"

"Evet, saçma ama hapishaneydi, eminim. Hatta üzerinde mahkûm kıyafeti olan lacivert takım vardı."

"Bu ne anlama geliyor."

"Bu bir işaret olmalı."

"Peki ben ne yapacağım? Yani sabahın köründe bana geldiğine göre bir planın var."

"Var."

"Nedir?"

"Çizeceksin."

"Neyi?"

"Adamı, ben anlatacağım sen de çizeceksin."

"O kadar detaylı hatırlayabilir misin?"

"Adamı kırk iki gündür her gece rüyamda görüyorum, sence?"

"Anladım. Ne zaman başlayacağız."

"Şimdi."

İsyan edercesine konuştu Hyunjin.

"Ya Seungmin saat sabah altı buçuk, en azından bir kahvaltı etsek. Kafam çalışmıyor ya. Bak eksik çizerim sonra.

"Tamam, tamam evde mi yeriz, dışarı mi çıkalım?"

"Gel dışarı çıkalım, hem belki adamı anlatırsan kafamda bir taslak çizerim. Bu da işimizi baya kolaylaştırır."

"İyi olur, hadi çıkalım o zaman."

"Sen kapıya git ben de anahtarı ve cüzdanımı alıp geleyim."

"Tamam."

Ben kapıya gidip ayakkabılarımı giyerken Hyunjin gelmişti bile. Evden çıkıp yakınlarda olan bir cafeye gittik. Oturduk ve kahvaltılık bir şeyler sipariş ettik. Yemekler gelen kadar biraz sohbet ettik.

"Hadi anlat bakalım, kimmiş bu rüyalarına giren kişi."

"İsmini ya da kim olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim bana ihtiyacı var. Senden onu çizmeni istiyorum çünkü elimde bir resim olursa bu işimi çok kolaylaştırır."

"Onu bulmaya çalışacaksın, en kolay yol da internet üzerinden aratmak. Elinde bir resmi olursa bulman daha kolay olur. En azından gerçek mi, yoksa senin hayal ürünün mu öğrenmiş olacaksın."

"İşte bu yüzden en yakın arkadaşımsın. Hem beni iyi anlıyorsun hem de zekisin."

"O kadar yıl boş durmadık herhalde. Seni tanımasam aptallık olur."

Biz konuşurken yemekler geldi. Bir yandan yiyip bir yandan da adamın nasıl biri olduğunu anlatıyorum.

"Kahverengi kıvırcık saçları vardı, yüzü çok küçük degildi. Ayrıca oldukça belirgin gamzeli vardı, rüyamda daha önce hiç gülmemiş olsa da belli oluyorlardı. Çok uzun değildi, vücudu oldukça yapılıydı. Başka... AA şey elleri, elleri uzun ve damarlıydı. Genelde rüyalarımda ya çok sinirli ya da çok kokmuş bir ifadesi vardı."

Ben cümlelerimi bitirince Hyunjin e baktım. Ağzı açık beni dinliyordu.

"Seungmin manyak mısın amk? Adamın yüzünü çizeceğim ne yapayım boyunu, yapısını, damarlı ellerini ya. Adama yükseldin mi deli?"

"Sus be, sen daha iyi çiz diye götümü yırtıyorum burda."

"Yavrum tamam, tamam da adamın yüzünü çizeceğim. Anlatacaksan yüzünü detaylı anlat ki, işime yarasın."

"Tamam ya."

O gün öyle bitti. Ben Hyunjin'e rüyalarımı gasp eden adamın yüzünü anlattım, o da beni hiç bölmeden dinledi.

Her ne kadar Hyunjin'le arada tartışsak da bizim birbirinizden başka kimsemiz yok.

Benim babam, annem bana hamileyken bizi terk etti. Hyunjin'in babası da, zamanın da annesini öldürmeye kalkıştığı için hapse girdi ve bıçaklanarak öldürüldü.

İkimizin de annesi biz küçükken öldü. Annelerimiz yakın arkadaştı. Birlikte gittikleri bir iş gezisinde araba kazasında öldüler.

Mezarlarının başına gittiğimiz de birbirimize söz verdik.

*Onları bizden ayıran şey ölüm, bizi de birbirimizden ayıran tek şey ölüm olmalı."

~~~~~~~~~~~~~~~~

İyi okumalar...
Vote ve yorum güzel olur sanki hm...

🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓


42 / chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin