Kim Seungmin
Sinirliyim. Hakkım var mı? Daha çok yeniyiz, ona sinirlenmeye hakkım var mı?
Neden en başta sevgilim demedi? Benden utanıyor mu acaba? Çok mu çirkinim yanına yakıştıramadım mı beni yoksa?
"Seungmin?"
Konuşmak istemediğim için sadece arkama dönüp yüzüne baktım. Hiçbir şey demeden sadece yüzüne baktım.
"Sen, iyi misin?"
"Gayet iyiyim."
"Emin misin?"
Derin bir nefes alıp konuştum."
"Söylesene Chan, ben senin neyinim?"
"Sevgilimsin... Bu ne biçim bir soru?"
"Neden en başında sevgili olduğumuzu söylemedin o zaman? Kız sana göz göre göre sarkıntılık yaptı ve sen ağzın açıp tek kelime bile etmedin. Neden? Beni beğenmiyorsan söyle fazla uzatmadan bitirelim."
"Saçmalıyorsun Seungmin. Seni istemesem ve beğenmesen en başında olmazdık zaten. Ayrıca Sua'ya sevgili olduğumuzu söylemedim çünkü benim için önemli değildi."
"Ama benim için önemli. Sevgilime sarkıntılık yapılması benim için baya bir önemli."
"Seungmin abartıyorsun, biraz daha sakin konuş istersen hm."
"Ben mi abartıyorum yoksa sen mi fazla rahatsın? Kusura bakma Chan ama burası Kore, Avustralya'da olan rahatlık burda yok malesef. Alışsan iyi edersin."
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Demeye çalışmıyorum, diyorum."
Daha fazla sinirlenmek istemediğim için yürümeye başladım. Taksi durağı uzak olmadığı için oraya doğru ilerledim yavaş adımlarla.
Arkamdan gelir, beraber eve gideriz sandım ama düşündüğüm gibi olmadı. Hatta hastaneye geri döndü ve bu beni daha da sinirlendirdi.
Sanki o kızın ona vermiş olduğu ilgi hoşuna gitmiş gibi hissediyorum artık.
Taksiye binip eve döndüm. Tek kalmak istemediğim için Hyunjin'in evine gittim.
Kapının önünde ağlamamak için derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.
Hyunjin kapıyı açtığı gibi söylenmeye başladı.
"Seungmin şu kapıyı çalma. Tamam bir daha kızmayacagim sana söz."
Hiçbir şey demeden sadece sarıldım arkadaşıma. Ağlamamak için çok uğraştım ama işe yaramadı.
İstemeden döktüğüm birkaç damla yaş omzunu ıslattı arkadaşımın. Sadece akan yaşlarım yüzünden anladı Hyunjin ağladığımı.
"Seungmin iyi misin güzelim? Sorun ne?"
Ayrılıp ıslak gözlerimle yüzüne baktım arkadaşımın.
"Hyunjin ben utanılacak bir insan miyim, ya da çok mu çirkinim?"
"Bu da nerden çıktı?... Gel içeri geçelim iyice anlat bana ne olduğunu. Olur mu?"
Onayladım ve içeri geçtik. Jeongin beni görünce hemen ayağa kalktı.
"Seungmin abi iyi misin? Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
Hiçbir şey konuşmak istemediğim için dönüp Hyunjin'e sarıldım tekrar.
Hyunjin konuştu.
"Sevgilim, biz biraz konuşalım Seungmin'le, sonra sana haber veririm olur mu?"
"Peki."
Hyunjin'le beraber odaya geçip yatağa uzandık.
"İstediğin zaman anlatabilirsin bebeğim. Kendini stresli hissetme tamam mı?"
Kafamı salladım ve birkaç dakika gözlerimi kapatıp sadece yaş döktüm.
"Hyunjin?"
"Bence bana soru sormak yerine bana en baştan ne olduğunu anlat. Olur mu? Hem böylece sana yardımcı olabilirim."
"Tamam... Sabah çok güzeldi aslında kahvaltı ettik, öpüştük, sarıldık falan gayet güzeldi işte. Sonra Chris'in hapishaneden arkadaşı için hastaneye gittik. Odaya girdik çocuğun kardeşi karşıladı bizi.
Kız benim yüzüme bakmadı bile tamamen Chris'le ilgilendi. Yok işte Chris bir şey içmek istersen ben sana gider alırım falan filan. Moonbin yani Chris'in arkadaşı telefon numarasını alacaktı, kız bir anda atladı ordan ben alırım sen bana ver dedi.
Çok sinirlendim. Sonra çıktık odadan, ağlamamak için Chris'le konuşmadım ama bana ne olduğunu sordu, ben de" en başta neden sevgili olduğumuzu söylemediğini" sordum, "benden utanıyor musun" dedim.O da "sevgili olduğumuzu söyleme gereği duymadım, sen abartıyorsun" dedi. Ben de abartmadığımı asıl onun çok rahat davrandığını söyledim.
Sonra daha fazla kavga etmek istemediğim için taksi durağına yürümeye başladım, arkamdan gelir beraber döneriz sandım ama gelmedi Hyunjin. Hastaneye geri döndü biliyor musun?"
"Hmm anladım. Sevgili kavgası diyorsun."
"Ben, haksız mıyım?"
"Aslında hayır haksız değilsin. O kıza orda bir şey demesi gerekirdi bence. En azından sarkıntılık yaptığını anlayınca sevgili olduğunuzu söylemeliydi."
Konuşurken odanın kapısı çaldı.
"Hyunjin ben dışarı çıkıyorum."
"Nereye?"
"Abim çağırdı, yanına gideceğim."
"Tamam sevgilim. Dikkat et."
"Tamam."
Diyip çıktı evden.
"Jeongin bana kırıldı mı?"
"Biraz."
"Ama o an gerçekten senin dışında kimseyle konuşmak istemedim."
"Sorun değil Chris'le konuşunca hak verir sana."
"Ne alaka?"
"Sence Chris'in siz kavga ettikten hemen sonra kardeşini çağırması normal mi? Bu olayı anlatabileceği en yakın kişiye anlatacak işte."
"Hee."
Bang Christopher Chan
Jeongin'in gelmesi için bekliyorum ve gerçekten kafayı yiyeceğim. Evin oralarda bir kafede oturmuş kardeşimi bekliyorum ve kafam çok dolu. Neyse ki uzun süre beklemek zorunda kalmadım.
"Abim. Niye çağırdın beni? Sesin kötü geliyordu. İyi misin?"
"Değilim Jeongin değilim."
"Sorun ne?"
Kardeşime olan biten her şeyi anlattım ve ne diyeceğini beklemeye başladım.
"Ee abim sen haksızsın... Ben de diyorum Seungmin neden o kadar ağladı, neden benimle konuşmak istemedi?"
"Ağladı mı? Çok mu ağladı?"
"Evet... Abi kıza bir şey demen gerekirdi, kız sana resmen asılmış ve sen ağzını açıp tek kelime etmemişsin."
"Ama ben gerek duymadım. Sonuçta benim bir sevgilim var ve ondan başkası umrumda değil."
"İşte bunu bana degil de Seungmin abiye anlatsan daha iyi olurdu."
"Affeder mi beni sence Jeongin?"
"İşte orasını ben de bilmiyorum abim."
~~~~~~~~~~~~~~~~
İyi okumalar...
Vote ve yorum güzel olur sanki hm...🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓
Çok büyük bir kavga yazmadım ama Seungmin affeder mi affetmez mi orasını ben de bilmiyorum;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
42 / chanmin
FanficNe olursa olsun, annemin rüyalarımı neden bu adama bıraktığını bulmam lazım... "Seungmin, yardım et bana. Bul beni, çek çıkart bu cehennemden." Not: bu hikayede küfür ve cinsellik vardır. Okumadan önce dikkate alınız ;)