Kavga ve Çay

173 11 2
                                    

  Hayırlı bayramlar✨️

  Bu bölüm psikolojik olarak beni çok zorladı, umarım siz okurken o kadar zorlanmazsınız🫶 epey de uzun bir bölüm oldu

  Okuduğunuz için teşekkürler, yorum yapmayı unutmayalım fikirleriniz benim için çok değerli✨️



"Sevgili Sağdıç,

Öncelikle seni ne kadar özlediğimi söylemeliyim, mektubunu okumadan önce yazma sıklığından dolayı seni azarlayacaktım ama madem kendini iyi hissetmiyorsun o zaman bil ki tüm kalbimle yanındayım. Bir an önce toparlanman ve seni küçük Alice ile beraber görmek için sabırsızlanıyorum.

Diğer konuya gelirsek; ben her ne kadar sana sağdıçlık teklifinde bulunsam da henüz tarihi bilmiyorum. Frankle gece gündüz çalışıp para derlemeye çalışıyoruz. Her şeye tamamen kendimiz sıfırdan başlamak istedik, o da ben de ailelerimizden para almıyoruz. Ucuz bakanlık maaşlarıyla artık bir kümeste evleniriz. Ben, çok değerli eşim ve yumurtalarıyla yemekleri yaptığımız tavuklar...

Biraz gerginim aslında. Bir yanda düğün stresi, bir yanda

Alice bir an durdu, kalemin ucundan akan mürekkep kağıtta yayılırken kalemi kaldırdı. Aklına gelen satırları yazıp yazmamakta kararsız kalmıştı. Dorcas'ı endişelendirmek istemiyordu ama bir şey yazmasa da endişeleneceğini biliyordu.

  İşler biraz gergin. Bakanlık, çalışması zor bir yer.  Hiyerarşinin tüm çirkinlikleri hissediliyor. İnsanlar birbirleriyle konuşurken ağızlarından çıkanı üç kere düşünüyorlar. Bugünlerde herkes herkestej korkuyor ve kimse kimseye güvenmiyor. Ortalık karışık ve karışmaya devam edeceği çok belli.

Ama inan, o departmandan bu departmana koşuyorum diye adım bakanlık kedisine çıktı. Kedi de ne alakaysa hani.

Bizde durumlar böyle. Sen kulaktan dolma şeylerle bizim için endişelenme, kendini düşün. Küçük Alice'ı düşün. Ona şimdiden bir künye aldım, adı kesin Alice olmak zorunda yani.

Seni çok seviyorum Dorcas,
Alice

Alice mektubu katlayıp adres yazdı. Ona mektubu getiren baykuşa geri teslim etti. Baykuş camdan havalanıp işine koyulurken Alice camın kenarına yaslanıp onu izledi. Hava çok güzeldi, manzarası çok güzeldi. Yüzüne ince ince vuran güneş onu hafiften ısıtırken nabzı yavaşlamıştı.

"AL!" Mary bağırınca bağırarak sıçradı.

"Mary sen MANYAK MISIN? CAMIN ÖNÜNDEYDİM!" Mary karnını tutarak gülerken Alice camı kapatmış masasına oturmuştu.

"Gülme!" Mary Alice'ın masasına oturdu. "Ya tamam şaka yapayım dedim kızma."

"Aklım çıktı Mary." Mary uzanıp Alice'ın şakağına dokundu.

"Yerinde yerinde merak etme." Masadan indi, Alice'ın karşısına geçti. "Yemek yedin mi?"

"Hayır."

"Hadi yemeğe gidelim o zaman." Alice saate baktı, paydos verebilirdi.

"Çantamı alayım dur." Alice hazır olunca Mary onun koluna girdi ve beraber odadan çıktılar. "Bay Fortesque'yu da alalım mı?"

"Bakalım, müsaitse alalım." Mary başıyla onayladı. İkili asansörü beklerken sessizliğe teslim olmuşlardı, Mary parmak uçları ve topuklarına sırasıyla ağırlığını vererek öne arkaya sallanıyordu. Asansör kapısı açılırken Mary Alice'a döndü.

"Biliyor musun, bazen Frank ve sen annem ve babammış gibi hissettiriyorsunuz." Kapıların açılmasıyla Alice ağız dolusu bir kahkaha atması aynı anda olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çapulcular: Geri DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin