Ohh... Gelmişsin...
Gelmeyeceksin diye ödüm koptu.
Ama neyse ki geldin...
Ne iyi ettin de geldin ya...
Hoş geldin, sefalar getirdin...
Kitabıma başladığın için pişman olmayacaksın...
Çook, eğleneceğiz cancağızımm....♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Derinden nefes alıp karşısındaki koca kapının ziline bastı.
İçeriden gelen erkek sesi aydınca duyuldu:
- Ben bakarım..!
Kapı açıldığında karşısında dikilen adama baktı.- Bir az konuşa bilir miyiz?!
- Konu neydi? - kapıyı kapatıp dışarı çıktı.
- Sanki bilmiyorsun... - dedi göz devirerek.
- Konuşmamız gereken çokça konu var... Nereden bileyim hangisini diyon?!- Söylediğimiz yalanın ardından gitmek zorundayız.
- Söylediğimiz değil, söylediğin. Zorundayız değil, zorundasın. Ben bir şey yapmadım.
- Ne bu şimdi?
- Ne ne?!- Ne bu şiddet, bu celal? Hâlâ mı kızgınsın bana?!
- Hâlâ mı derken? Daha iki gün bile olmadı. Bari öfkem geçene kadar bekleseydin...
- Bilmediğin şeyler var... - dedi başını yere dikerek... - Sana ihtiyacım var...
- Bir az düşünmem lazım... - diye yüzünü yana çevirdi.Öfkeyle nefes alıyordu. Sevdiği kadının ona yaptıkları aklına geldikçe delirecekmiş gibi oluyordu. Bunu haketmediğini düşünüyordu ve haklıydı. O haketmediği şeyler yaşamıştı ve bunun tek sorumlusu en çok sevdiği insandı. Bu onun canını yakıyordu.
Hadi şimdi olayları daha net anlamamız için bir az geriye gidelim.
1,5 Ay Önce:
Derinden bir oh çekip elindeki dürüme gömülmek için bulduğu harika banka doğru yürüdü hızlı adımlarla...
Hava yarı karanlıktı. Bir azdan karanlıkla beraber güzel bir manzara da çökecekti önüne...Dürümünü ısırmak için açtı. Ağzını açıp ısıracaktı ki, gelen sesle durdu:
" Ne yapıyorsun, Deniz? "
Etrafına ürkekçe baktı:
" Ne oluyor ya? "
" Sen söz verdin... "
" Ne sözü? "" Bir daha yapmayacağına söz verdin babana... "
" Verdim, ama... Bir kereden bir şey olmaz ya... Alt tarafı dürüm sonuçta... "
" Büyük bir hata yapıyorsun, Deniz "" İlaçlarımı almadığım zaman böyle saçmalıklar yaşadığımı biliyorum, ama artık yeter..."
" Bunu nasıl hazmedeceksin? "
" Sokak yemeği zor mu hazmedilir? "
" Elbette... "" Harbi mi? "
" Elbette hazmetmeyeceksin..! "
" Tamam ya... Yemiyorum, tamam... Bir dürüm zaten... Ne olacak... Hem sen böyle uygun gördüysen, vardır, bir bildiğin... "Dürüme hasretle bakıp ayağa kalktı. Tam çöpe atacaktı ki, yine ses geldi:
" Bu kadar çabuk vazgeçemezsin... "
" Ne?! "
" Gerekeni yapacaksın. Pes etmenin sırası değil..."" Dalga mı geçiyorsun? Bu kadarı da pes..."
" Sen kimsin oğlum?! Ne ayaksın sen?! "
" İki saattir konuşuyoruz, şimdi mi aklına geldi, sormak?! "" Bana bak... Seni kendi ellerimle boğarım... Anladın mı?! İntikamımızı almayı da biliriz icabında..! "
" Lütfen bana bir şey yapma... Daha çok gencim... Söylediğim her şeyi geri alıyorum... Affet beni... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gerçek Rengi {Zorla Güzellik Serisi 3}
Romantizm☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ - Sen misin bana musallat olan?! - dedi heyecanla. - Ne musallatı be? - Aha..! Aynı ses işte... Sensin sabahtan beri benle konuşan... Kolundan tutup ayağa kaldırdı. - Ne yapıyorsun be? Deli midir, nedir ya? - Yok olmadın! Sen g...