19. Bölüm - Ters Maskeler

48 18 14
                                    

Bölüm Şarkıları:

Siren - Gitme Kal
Lana Del Rey - Art Deco
Güncel Gürsel Artıktay - Bana Da Sorma

İyi okumalar.🌸

***
Ölmek birkere değildi. Eğer bir kere olsaydı ben çoktan ölmüş olurdum. Çünkü ben bedenen değilse bile ruhen bin kez öldüm desem yeridir.

Bunu öğrendim ben. Ölürdün çok kez ama bir kere girerdin o toprağın altına. Bir kere atarlardı toprak suratına.

Söylesene anne?
Üşütüyor mu soğuk toprak bedenini.
Sevemedim toprağını, dikemedim çicek.
Saklayamadım toprağından biraz.
Kokar mı senin gibi toprağında çicek.

Peki ya sen baba.
Yine yapıyor musun ordada fedakarlık.
Annemi sarıyor mu sıcak kolların.
Üşütmesin annem, hemen üşür bilirsin.

Seviyor musun halen beni, bunca yaptıklarıma rağmen. Özür dilerim baba. İstediğin kadar saf ve merhametli kalamadım.

Oysa çocukken kandırılmak ne kolaydı öyle değil mi?

Severdim bir şeyi kırılırsa, kötü olursa alırdınız aynısını. Peki ya ben sizi nasıl bulacağım, nasıl kavuşacağım size.

Bir yangındı, yandı.
Siz yandınız.
Birde ben yandım.

O ateşin çıtırtısı, kulaklarımda çınlıyor. Unutamıyorum o alevleri. İçimi yakıyor. Kor büyüyor ama karşımda değil, içimde.

Gazel'im,
Güzel kız kardeşim.
Son kez öpemedim o güzel gözlerinde.
Öremedim sarı saçlarını bir daha.
Oynayamadım seninle ebelemece.
Körebe...

***

Bir hafta sonra.
Gazel'in ağzından:

Sevmek tek bir söz ile olsaydı. Ben çok sevildim derdim ama o kadar kolay ve basit değildi. Keşke kolay olsaydıda çok sevilseydim. Elimdeki çevirdiğim yeni telefonuma bakıyordum. Boraydan gelecek olan konumuda heycanla bekliyordum.

Bana telefonda zaman geçirmek için süper bir yer konumu atacağını söyledi. Bu beni heycanlandırmıştı aslında. Tabi Cengiz bana katliam dosyası verseydi onun mutluluğu ve heyecanı daha fazla olurdu ama neyse.

Güzel  zaman geçirmekten ziyade, sıkılmıştım oturmaktan. Cengiz zaten pek evde olmuyordu. Yeni evin mobilyaları ve düzenlemeleriyle ilgileniyordu. Akşam oluncada beni zorla odadan çıkarıp yanlarında oturtuyorlardı.

Artık, Cengiz ile Setrat'ın bayatlamış esprilerinden gına gelmişti. Telefonun gelen bildirimle ekranı yanıp sönerken konuma tıkladım. Adres uzakta bir yerdi. Hiç oraya ve civarına gittiğimi hatırlamıyordum.

Arabam yoktu. Motorumda öyle. Setrat'ın yada Cengiz'in arabasını alacaktım. Benim arabam eski evin garajında kalmıştı çünkü. Orada gitmek oldukça tehlikeliydi. Odadan çıkmadan önce beyaz boy aynamdan son kez kendime baktım.

Üstüme giydiğim mini saten elbisemin, kırışmış kısımlarını, elimi aşağı doğru sürterek düzelttim. Hastanede kaldığım zaman biraz daha zayıflamıştım. Ondan elbise daha hoş bedenime oturmuştu. 

Elzem [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin