Bölüm şarkıları:Bostancı Dayı-Denk geliriz belki?
Çağan Şengül-Mücevher
Toygar Işıklı-Aşk Mühürü...
***
Bir tablo.
Hayır.
Bir resim.
Hayır.Neydik peki?
Uzak yerlerde birbirini arayan bir çift miydik?
Yada yalnızlığı kucaklayan bir kadın, renklerin sahibi bir adam mı?
Yada hiçbirşeydik...Biz sulu boya fırçası gibiydik, fırça nereye savrulursa bizde orayı boyuyorduk. Ama bu resim güzel bir resim değildi...
Sulu boyanın renklerinin hepsinin üstü siyaha boyanmıştı. Çıkmıyordu, dağılmıyordu. Renklerini yansıtmıyordu. Gece gibi karanlık.
Hayat gibi. Gerçekler gibi ve şuanki gibi...
***
Kapı açılır açılmaz bir kadın çıktı karşımıza. Elindeki sırt çantamın kollarından sıkıca tutarken, karşımdaki kadına bakıyordum. Seyrek kahkülleri anlını kapatıyordu. Saçı ise üstten hafif bir topuzdu. İri koyu kahve gözleri yüzünün en güzel parçası olabilirdi. İnce pek dolgun olmayan dudaklarında kocaman bir gülümseme belirdi.
İlk Boray'a baktı. Daha sonra bakışlarını bana çevirdiğinde yüzündeki gülümseme dahada güzel bir hal aldı. "Hoşgeldiniz." diyerek eliyle içeriye buyur etti. İlk Boray girmişti. Bende arkasından girdim. Göz ucuyla baktığımda kapıyı yavaşca kapattı. "Tekrardan hoşgeldin Gazelcim." dediğinde ona döndüm.
"Hoşbuldum, umarım rahatsızlık vermemişimdir." dediğimde hemen başını iki yana salladı. "Hayır, hayır ne münasebet canım benim." kendini açıklama gereği buldu. "Ben istedim Boray'ın senide getirmesini." diyerek odanın kapısının önüne yaslanmış bir vaziyette duran Boray'a baktı.
Boray başını salladığında "Hem sanada farklılık olur." dediğinde anlamadım. Neyin farklılığı? Daha uzatmadan elini uzattı. "Ben Mehtap." dediğinde bu nazik davranışını geri çeviremedim. Elini tuttum. İçeriden tekrardan bir çocuk sesi geldiğinde artık o ses bize yaklaşıyordu.
Bu evde çocuk olamazdı değil mi? Hiç haz etmemde.
Ve o ses, üstünde mavi bir tulum içinde ise pembe bir badi vardı. Sarı saçları omuzlarının iki yanına dökülüyordu. Yeşil gözleri ile bana bakıyordu. Elindeki çubuğu sallayarak bize doğru koştu. O sıra Boray'ın ablası arkasını dönerek çocuğa baktı. "İşte benim kızımda geldi." dediğinde sevecen bir hali vardı.
"Kızım, Pırıl." dediğinde bakışları Boray'a kaydı. Boray Pırıl'a göz kırptığında Pırıl da ona kırptı. Tekrardan bana baktı Pırıl. "Anne bu kız kim?" dediğinde küçük parmağı ile beni işaret ediyordu. Bir yandanda akan burnunu koluna silmişti. Bundan iğrensemde belli etmemeye özen gösterdim.
"Kızım, kaç kez dedim burnunu üstüne silme diye." derken bile kızmaktan korkar bir hali var gibiydi. Pırıl'ın bu durum hiç umrunda değilmiş gibi duruyordu. Sadece bana bakıyordu. Garip çocuklar.
![](https://img.wattpad.com/cover/221775421-288-k439792.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elzem [Düzenleniyor]
Roman pour AdolescentsAilesini sebepsiz yere büyük bir yangında kaybeden bir kızın, intikam uğruna girdiği ve her gün dahada dibe çeklidiği bir yoldu burası. Bir canavar gibi eğitip büyütüldükten sonra eline verilen dosyalardaki kişileri öldürmek zorundaydı. Ama öldürmes...