XI. Bölüm, "güzelleştirdin."

9.3K 784 576
                                    

Hoş geldiniz güzellerim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 💗 Bölüm birazcık kısa oldu ama sizi şu anlık idare edeceğini düşünüyorum. 🤭

Bölüme geçmeden önce, sanırım bir okuyucum instagramda reels paylaşmış kitapla ilgili ve bir an da kitap patladı. Aramıza onlarca yeni güzellik katıldı. Ona çok teşekkür ediyorum ve bana özelden ulaşmasını istiyorum. Veya videoyu bilenler bana ulaşıp paylaşan kişinin hesabını verebilir. Teşekkür ederim şimdiden.💘

İyi okumalar!

Oy: 390
Yorum: 400 (noktalama işaretleri, emoji vb. sayılmayacaktır.)

🧭

Mirza'yla arka arkaya eve girdiğimizde hala içimde yengem ve dayımdan ayrı kalacağımdan kaynaklanan buruk bir his vardı.

"Efsun.." Omuzuma dokunan elle irkilip gözlerimi kırpıştırdım. Dalmıştım. "Yapma böyle, dayının iyiliği için sonuçta değil mi? Emin ol dayını ayakta görmek onlardan ayrı kaldığın herbir güne değecek." Dediğinde başımı tebessüm ederek aşağı yukarı salladım usulca.

"Evet, haklısın.." Dedikten sonra aniden aklıma gelen şeyle elimi çantama attım ve içinden çevresini deniz kabuklarıyla süslediğim çerçeveyi çıkarttım. "Tekrardan özür dilerim o çerçeveyi kırdığım için. Belki bununla telafi edebilirim?" Büyük eliyle parmaklarım arasındaki çerçeveyi alıp bir süre ifadesizce baktı. Beğenmemiş miydi?

"Efsun sen.." Yutkundu ve uzun kirpiklerinin altındaki kahverengi gözlerini yüzüme çevirdi. "Sen her şeyi güzelleştiriyorsun. Her seferinde kendine hayran bırakıyorsun beni." Dediğinde ne diyeceğimi bilemez bir şekilde dudaklarımı araladım sonrasında tekrar kapattım. Mal gibi kaldığımı anlayınca tek koluyla beni kendisine çekip sarıldı ve,

"Teşekkür ederim." Dedi.

"Rica ederim." Dedim göğüsüne iyice sokulurken.

Mirza şu kadar kısacık sürede, beni kendisine öyle bağlamıştı ki 'ev' gibi hissettiriyordu. Mirza benim evimdi.

O bilmese bile..

🧭

Özge'yle son dersimiz bittikten sonra bahçeye çıkıp yanımda getirdiğim renkli boncuklar ve iplerle kolye yapma kararı almıştık. Asansörü beklerken Ömer uykulu uykulu odasından çıkıp saçlarını karıştırdı.

"Napıyonuz burda sabahın köründe ya?" Dedi pürüzlü sesiyle. Ben Özge'ye, Özge bana bakarken sessizliği Mirza bozdu.

"Yine mi içtin lan sen?" Sert sesine karışan asansör sesiyle derin bir nefes aldım. Belli ki hoş şeyler olmayacaktı ve Özge'nin buna şahit olmasını istemiyordum. İkisine de kısaca endişeli bakışlar atıp ittiğim sandalyenin ardından asansöre bindim.

"Mahir abim Ömer abime yine çok kızacak." Dedi Özge üzüntüyle.

"Hayır Özgeciğim kızmayacak.. Sadece.. Sadece yaptığının yanlış olduğunu söyleyecek ona." Saçlarını okşadım. "Sen düşünme bunları."

Bahçeye çıkıp yerdeki piknik örtüsünün üzerine önce dikkatlice Özge'yi oturttum sonrada kendim oturdum ve poşetteki boncuklarla ipleri paketleriyle beraber çıkardım.

"Hadi başlayalım!" Ellerimi çırpıp gülümsedim. "Bileklik mi yapmak istersin kolye mi?" İşaret parmağını çenesine koyup düşünmeye başladı.

PUSULA | TAMAMLANDI. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin