" Kim demişki her yola düşen ulaşır diye,belkide yollar kaybolmak içindir."
Öyküyle eve geldik havada baya yağmurluydu. Yarın gezi vardı bu yüzden çok oyalanmadan 1 hafta boyunca giyeceğimiz şeyleri hazırladık. Erkenden gideceğimiz için hemen uyuduk.
Sabah uyandım ve elimi yüzümü yıkadım, kıyafetlerimi giydim, saçımada hızlıca bir şekil verdikten sonra odadan çıktım.
Çıktığımda Öykü hazırdı ve beni bekliyordu.
Öykü: Bittiyse çıkalım.
- Tamam.
Otoparka gelip arabaya bindik.
Öykü bir yandan arabayı sürüyor bir yandan benim söylediklerimi dinliyor ve cevap veriyordu.
- Birde şu gezi işi başıma çıktı sanki hiç başımda bela yokmuş gibi...
Öykü: Aslında iyi oldu hem birazda olsa açılmış olursun.
- Ya ne demessin?
Öykü: Off, tamam seni anlıyorum ama birazda sen beni anlasan.
Okulun önüne gelmiştik. Arabadan indik ve okula girdik herkes geziye gideceği için çok heyecanlıydı.
Bahar ve arkadaşları tam karşımızda duruyordu.
Bahar Mert'e kaş göz işareti yapıyordu.
Mert: Ne var?
Bahar: Görmüyor musun?
Mert: Neyi ya?
Bahar: Arkana baksana.
(Mert yavaşça arkasına döndü. Ve Öykü'yü gördü.)
Bahar: Gitsene.
Mert: Tamam, ben gidiyorum öyleyse...
(Mert gitti ve hemen Ege arkasından:)
Ege: Maşallah Mertte sadece bizim dememizi bekliyormuş. Çok istekli
Bahar: Evet, umarım Mert'in o kızla oynamasında yanlış yapmıyoruzdur.
Ege: Umarım.
Kampa gidiyoruz herkesi hocalar teker teker sıraya göre yerleştirdi.
Kamp yerine yaklaştığımızda camp baya ıssızdı.
Öğretmenler bir yarışma olduğunu söylediler.
Herkes bir ağızdan:
- Ne yarışması?Öğretmen: Bilmece yarışması ilk olarak kura çekeceğiz ve ikişerli gruplara ayrılacaksınız ve bilmecelerin cevaplarını bula bula ödüle doğru geleceksiniz. Bilmecelerin cevaplarını bulan ve ödüle doğru gelen ilk takım ödülün sahibi olacak. Şimdi kura kağıtları elimde başlatıyorum kurayı o zaman.
Herkes heyecanla kurada eşleşeceği kişiyi bekliyordı.
Öğretmen: Ege-Bahar
Deniz- Asena
...
Mert- ÖyküÖykü: Hocam ben hiç almıyım ya...
Öğretmen: Yapacak birşey yok kura sonucu böyle...
O zaman oyun başlasın hekes takım arkadaşının yanına gitsin.( Mert Öykü'nün yanına geldi.)
Mert: Nasılsın?
( Öykü sahte gülüşle:)
Öykü: İyiyim.Öğretmen: Düdük sesiyle oyuna başlıyorsunuz.
3-2-1 başla!Mert: Eee, çoktandır görüşemiyoruz.
Öykü: Dünden beridir bahsediyorsun sanırım.
Mert: Tamam, şakaydı.
Öykü: Asıl mesele bilmeceleri nasıl bulacağız?
Mert: Bilmem, buluruz bir şekilde takma boşver.
Öykü: Pardonda? Biz buraya gezmeye gelmedik.
Mert: Ee, yani.
Öykü: Biz sence fazla uzaklaşmadık mı?
Mert: Merak etme kaybolmayız ben burayı avcumun içi gibi bilirim.
Öykü: Acaba kaç kere bu yere geldin?
(Öykü ile Mert aynı anda:)
- "Şurada kestirme yol var."Mert: Hangisinden bahsediyorsun?
Öykü: Sağ yoldaki kestirme yoldan.
Mert: Bence sol yoldaki kestirme yol.
Öykü: Sağ dedim.
Mert: Sol.
Öykü: Sen soldan gidiyorsan git! Ben sağdan gidiyorum.
Mert: Git o zaman sanki sana çok meraklıyım.
Öykü: Olamassın zaten.
Mert: Tabi,tabi canım.
(Öykü ile Mert yollarını ayırdılar.)
Öykü: Gıcık şey " Sana meraklıyım sanki ha" Diyor birde.
Olamassın zaten.(Öykü birdenbire bağırdı bacağını yılan ısırmıştı.)
______________________________________Mert: Bu ses Öykü'nün sesi miydi?
Öykü: Yardım edin!
Mert: Bu Öykü'nün sesi gerçekten.
(Mert cebindeki telefonu alıp Öykü'yü aradı. Ama telefon çekmiyordu. )
Mert: Allah kahretsin! Telefon çekmiyor.
Mert: Öykü nerdesin?
(Mert Öykü'yü buldu sonunda.)
Mert: Öykü iyi misin?
Öykü:Ahhhh, bacağım.!
Mert: Ne oldu bacağına?
Öykü: Yılan ısırdı.
Mert: Yılan mı? Bacağın kanıyor.
Öykü: Bacağım mı?Mert: Yardım edin! Kimse yok mu ya?
Mert: Sakin ol gelecekler şimdi. Bak şurada bir kulübe var gel oradan yardım isteyelim.
Öykü: Yürüyemiyorum bacağım ağırıyor.
Mert: Yaslan bana.
Öykü: Ne?
Mert: Yaslan işte kızım ne var?Öykü: Off, tamam yapacak birşey yok!
Mert: Tutun bana.
Öykü: Tamam.
Mert: Şimdide elini omzuma at.
Öykü: Atım.
Mert: Şimdide yavaş yavaş kulübeye gidip yardım isteyeceğiz tamam mı?
______________________________________Selam yeni bölüm geldi. İyi okumalar.