* Eksik yanım...*
Bu hayatta hep birşeylerimiz eksik mi olur, Yoksa en baştan beri bir Kaçıştan mı ibarettir?
- Hangisi?Bilmiyorum. Ne yaptığımı, ne yapacağımı,nerden gelip nereye doğru ilerleyeceğimi...
Hiçbirini. Ama bildiğim tek birşey var ki bu hayatımın böyle devam etmeyeceği.
Ne yapmalıyım peki? Nereye doğru ilerlemeliyim. İşte benim eksik yanım bu, sürekli bir yerlerden çabalarken düşüyorum yolum hep yarıda kalıyor birşey yapamıyorum. Vazgeçerek yolun sonunu aşmadan geri dönüyorum.İşte Öykü"de o zaman anlamıştı eksik yanını onunda eksik yanı " ailesizlik" olmuştu.
Ailesiyle yüzleştiğinde çok öfkeliydi ne yapacağını bilmeden ağlıya ağlıya okula doğru ilerledi. Peşinden koştum hemen
- Öykü bekle!
Kenan: Kızım ne yaptın sen ya!
Bahar: Pardon da ben ne yaptım ben mi terk ettim?
Kenan: Ahh,Ahh
Öykü" yü hemen lavaboya götürdüm çok sinirliydi elini yüzünü yıkadım.O sırada Bahar geldi.
Bahar: Ne oldu kızım, bunlar bana sökmez timsah gözyaşları bunlar
- Ya kızın halini görmüyor musun ne üstüne gidiyorsun?Öykü birşey söylemeden çıktı. Tam çıkarken Bahar"ın arkadaşı Mert omzuna çarptı.
Mert: Ne yapıyosun kızım ya manyak mısın?
Öykü: Bir git ya seninle hiç uğraşamam.
Mert: Bu kızın senin ikizin olduğuna hâla daha inanamıyorum.
Bahar: Neyine inanamıyorsun kardeşim falan değil o benim.
O sırada zil çaldı.
Sınıftaki ilk dersimiz bir de Baharla aynı sınıftayız bu gerçekten ayrı bir sorun.
Zil çalınca sınıfa girdik. Öğretmen içeri girince kimse ayağı bile kalkmadı biz Öyküyle kalkınca herkes bize güldü. Sanki öğretmen bizden biriymiş gibi...Şimdi ise tanışma fastına geçtik.
Öğretmen adımızı sorunca:
-Ben Asena ErkinÖykü: Ben Öykü Demirkıran
O sırada kapı çaldı.
İçeri bir kız girdi.- Hocam özür dilerim de bugün kötüydüm biraz, gelemedim.
Herkes bir ağızdan
- Başın sağolsun gelicektik ama...
Öykü: Ne oldu ki?
En arkadan bir çocuk konuştu:
- Geçenlerde bir trafik kazası olmuştu ya Mete diye bir çocuk ölmüştü o çocuğun ablası işte Deniz.Kötü oldum elim ayağım birbirine dolaştı.
- Bende peki kim öldürdü,Biliyor musunuz?
Deniz: Bilmiyorum ama babam onu eline geçirirse...
Öğretmen: Çocuklar derse dönün! Lütfen.
Zil çaldı.
Bahar ve arkadaşları hemen Deniz' in yanına gidip onu teselli ettiler. Bizde o sırada sınıftan çıkmadık.Bahar: Çıkar mısınız?
Öykü: Pardon
da neden çıkıyoruz.
Bahar: Canım öyle istiyor naparsın haa?Öykü: Bana bak ya...! Sen bu işi fazla uzattın.
Bende tamam Öykü boşver çıkalım biz.
Mert elinde kahveyle sınıfa doğru geliyordu.Tam çıkarken Öyküyle çarpıştılar kahve döküldü. İkisininde üstü kirlenmişti.
Mert: Kızım sen benim başıma bela mısın ya? Sabah omzuna çarptın şimdide kahveyi üstüme döktün.
Öykü: Ne uzattın ya attarafı kahve döküldü üstüne.
Mert: Attarafı haa?
Öykü: Çıkar mısın? önümden çık dedim sana!
Mert: Başka emrin ilk önce kahveyi dök üstüme sonrada hiçbir şey olmamış gibi git haa?
Öykü: Ne yapıyım oturup gömleğini mi temizliyim. Farkındaysan benim de üstüm kirlendi.
Mert: O zaman önüne bak sende. Tamam mı?
Sınıftan çıktık.- Öykü ben ne yapacağım?
Öykü: Neyi?
- Ya görmedin mi ( sesizce)
Öldürdüğüm çocuğun ablasıÖykü: Sen açık vermedikten sonra birşey olmaz şüpheli yaklaşma sadece.
- Emin misin?Öykü: Evet, eminim de şu üstümün haline bak nasıl temizlicem şimdi off ya...
- Birşey olmaz eve gidince yıkarsın.
Okuma ve beğenileriniz için çok teşekkür ederim. Umarım kitabımı beğenmişsinizdir.