"Öyle şeyler olur ki bazen yutkunamazsınız, gözleriniz dolar ağlayamassınız, kalbiniz acır gecenin en karanlık anında hayallerinizi duygularınızı kesip ölmek istersiniz. "
*Elveda... *
(3 gün sonra...)
...
Mert: Öykü bugün ağacın orada seni beklicem. Gelir misin?
Öykü: Olur. Saat kaç gibi geleyim?
Mert: Bilmem sen bilirsin.Öykü: Tamam, öyleyse akşam 08.00'de orada olurum.
(Mert kekeleyerek): Ta-tamam.
(Öykü gidince Bahar ve Ege Mert'in yanına geldi.)
Bahar: Senin o ağlayışlarını izleyeceğim. (Ve gülmeye başlar.)
Ege: Ee, ne dedi oğlum gelecek değil mi?
Mert: Gelecekte neden sordun?
Ege: Bizde senin yanında duracağızya o yüzden.
Mert: Sizde mi benim yanımda duracaksınız?
Bahar: Evet.
Mert: Ama kızın üstüne fazla gitmeyeceksiniz ona göre...
Bahar: Offf, tamam.
(Saat 08.00)...
(Öykü ağacın oraya gelir.)
Öykü: Mert?
Mert: Gel buradayım.
Öykü: Bunların burda ne işi var?
Mert: Gel anlatacağım.
Öykü: Geldim.
Mert: Otur şuraya.
Öykü: Evet seni dinliyorum.
Mert: Nasıl desem bilmiyorum.
Bahar: Hadi yoksa ben söylerim.
(Mert Öykü'ye bakmadı yüzüne.)
Ege: Gözünün içine baka baka söyleyeceksin!
(Mert Öykü'ye yüzüne baktı.)
Mert: Öykü ben bunu sana nasıl söyleyeceğim inan bilmiyorum ama (kekeleyerek) ben, ben seni sevmiyorum.
Öykü: Ne?
Mert: Hepsi bir oyundu.Ve ben seni kendime aşık ettirecektim sonra ise seni terk edecektim.
Ege: Hatta senin adını Mert bilmiyordu sürekli unutuyordu senin için o kadar adını ezberledi. Sırf seni avcunda tutabilmek için.
Bahar: Anladığın Öykücüm bunların hepsi bir oyundu. Mert seni sevmiyor.
(Öykü ağlamaya başlar.)
Bahar: Ağla ağla için açılır. Sen zavallının tekisin.
Öykü: Mert beni iyi kandırdın.
(Mert'in gözleri dolar.)
Öykü: Seni asla affetmeyeceğim.
(Öykü oradan uzaklaşır.)
...
- Öykü'yü gördünüz mü?
Mert: Yok, neden?
-Allah kahretsin hapını almamış.
Mert: Hapını almazsa ne olur ki?
- Hapını almazsa eğer pisikolojisi bozuluyor kendine zarar veriyor. Heleki moreli bozuksa, ailesi onu terk edince yine kendine zarar vermeye çalıştı. Tam 16 senedir piskolojik tedavi görüyor.