Akşam namjoon hyung'un ısrarı ile aynı arabada eve gittik, yoongi gözünü üstümden çekmemişti, sinirden parmaklarımı gözlerine sokmama az kalmıştı.
Namjoon hyung ise telefonda konuşuyordu, yoongi'nin dizine vurdum "bakma bana" dediğimde güldü "neden?" göz devirdim "iğrenç gözlerin ağırlık yapıyor" arkasına iyice yaslandı "yazık oldu, sana bakmaya devam edicem" diyerek sırıttı, sinir ile "seni kör edicem o olucak" güldü.
Araba durduğunda ilk ben indim "sonunda" namjoon hyung "evi çok mu özledin" kafamı salladım "evet" dediğimde ilerledik, zile bastık.
Ev mütevazi bir evdi, namjoon hyung gösterişi sevmezdi ve müstakil, güzel bir evde yaşıyorduk ki ben kendimi yabancı hissettiğim için bana ayrı bir ev almıştı, ben ise iki hafta teşekkür etmeden duramamıştım.
Kapıyı hizmetli açtı, içeri girdik, jimin'de buradaydı, en son Amerika'da olduğunu sanıyordum "jiminie" bana döndü, sıkıca sarıldık "ne zaman geldin" güldü "yeni geldim, bir saat olmuştur" geri çekildim "hoşgeldin, keşke haber verseydin" dediğimde güldü "jin hyung telefonu elime almam izin vermedi" dediğinde güldüm.
Jimin namjoon hyung ile de selamlaşırken taehyung'un yanına oturdum "selam demek yok mu" kafasını salladı "yok" güldüm "neden yokmuş" bana baktı "ilk bana sarılmadın" dediğinde güldüm "çok büyük bir hata yapmışım" diyerek sarıldım.
Evin en küçüğü ve bebeğiydi, 16 yaşında akıl küpüydü, oda sıkıca sarıldı "affedildim mi" boynumda ki kollarını sıkıştırdı "eveet" nefes alamıyordum artık, sırtını okşadım "nefes alamıyorum" gülerek geri çekildi, derin bir nefes aldım.
Jin hyung geldi "hoşikim gelmiş" güldüm, saçlarımı öptü "masa hazır" dediğinde kalktık, jin hyung; ben, yoongi ve jimin'i yan yana oturttu, ben ortadaydım, karşımıza da onlar oturdu, ben bu ucube nin yanında oturmak istemiyordum.
Yemek yerken dizime vurdu, yemek yerken bile insanı rahatsız ediyordu resmen, takmadım, yine vurduğunda ona baktım, gülerek tabağına bakıyordu, göz devirip önüme döndüm.
Yine vurduğunda "bir şeymi oldu yoongi kaçtır dizime vuruyorsun" güldü "farkında değilim" kafamı salladım "kesin öyledir" diyerek önüme döndüm, seni öldürmeme az kaldı.
Jin hyung "hoseok bu gece biz de kal, seni çok özledik" kafamı salladım "kalırım baba istemen yeter" dediğimde yoongi "babama baba deme, aileye sonradan katıldın diye bu hakka sahip değilsin" gözlerim doldu, kalkarak "iğrençsin, asla beni kabullenmedin ama doğru, onlara senden daha çok evlad oldum, kıskançlığın bundan değil mi, ben sana beni sevmen için ezik de oldum ama sen hep beni ittin, senden nefret ediyorum" diyerek gözlerimi sildim.
Evden çıkarak bahçe kapısından da çıktım, arkamdan seslenselerde takmadım, caddeye çıkana kadar yürüdüm, ben hep beni sevsin istemiştim, kardeşi gibi beni sevsin istemiştim ama o hep bana düşmandı ve düşman kalıcaktı.
//