Yoongi yüzünden şirkete geç kalmıştım, gıcık alarm'ı mı bir saat geç olarak ayarlamış, bunun hesabını sorucaktım, küçük sülük.
Ofise girdim, çalışana yoongi'yi sorduğumda odamda olduğunu söyledi, onaylayıp odama gittim, kapı perdesi kapalıydı, ben hep açık bırakırdım.
Ne çeviriyordu bu şerefsiz, kapıyı hızla açtığımda bana döndüler, etrafta bir sürü renkli çiçek vardı, namjoon babam "hoseok fuhuş baskını mı yapıyorsun" ona baktım "ne yapıyorsunuz siz, ne bu çiçekler" dediğimde namjoon babam "biz çıkalım" taehyung, jimin ve jungkook'u odadan çıkarttı.
Kapıyı kapattım, yoongi "niye erken geldin sen" anlımı ovdum "beni sinirlendirme yoongi, evden nasıl çıktığımı bilmiyorum, alarmı değiştirmişsin, ne halt yiyorsun sen, ne bu çiçekler" dediğimde ellerimi tuttu.
Omuzlarına koyarak belime sarıldı "evden çok ateşli, güzel ve azdırıcı bir şekilde çıkmışsın, çiçekler de senin için" kafamı salladım "neden aldın? Ne bok yedin de birden çiçek aldın" dediğimde güldü "ben öyle birimiyim" kafamı salladım "evet" göz devirdi.
Anlımı öptü "sen namjoon babam jin babama çiçek alırken 'kıskandım' demedin mi? Bende çiçek aldım" dediğinde kafamı omuzuna koydum "yoongi o 8 ay önceydi" şaşkınca "ne 8 ay'ı ne çabuk oldu" kafamı salladım, güldüm "salak" diyerek dudaklarını öptüm.
Beni kucağına aldı, duvara sıkıştırdı, ayrıldığımızda "zaman çabuk geçmiş" kafamı salladım "fark etmene sevindim" göz devirdi "sana kapılmışım ne yapabilirim" yanağını öptüm "beni indirde çalışayım" dediğimde güldü "çekmeceye bakmayı unutma" diyerek beni indirdi.
Masaya döndüğümde kalçama vurdu "bir gün" çıktığında göz devirdim "nah bir gün" gülerek masaya oturup çekmeceyi açtım, küçük bir bileklik kutusu vardı.
Alarak açtığımda öylece kaldım, iki yüzük vardı, gülerek küçüğünü alıp taktım, tam parmağıma olmuştu, kalkarak yoongi'yi çağırmak için kapıyı açtım ki karşımda duruyordu, korkarak "a-aptal ne yapıyorsun sen" dediğimde güldü "beni çağırmanı bekliyorum" kafamı salladım ve geri çekildim.
İçeri girdi "kabul ettin mi" sıkıca sarıldım "ettim" güldü ve beni kucağına aldı, şakağımı öptü "benim ile evleniceksin?" kafamı salladım "evlenicem" dediğimde oturdu "eşim, kocam olucaksın" güldüm "evet kocan olucam" dediğimde dudaklarımı öptü "beni bırakmayacaksın" güldüm "bırakmayacağım, ölene kadar" derin bir nefes aldı "ölene kadar seni sevicem son 10 yıl olduğu gibi" dediğinde güldüm "10 yıl ağzıma sıçman sevmekse çok güzel sevdin" diyerek kalkıp kutuyu aldım.
Geriye yaslandı "ne yapabilirim ki bana her 'o senin kardeşin' dediklerinde deliye dönüyordum, aşık olduğum adama asla kardeşim demem ve sen de beni abi gibi görüyordun bu zaten işkenceydi ve ben de senden her abi dediğinde intikam aldım" kucağına oturup yüzüğü taktım "o yüzden beni köpek bokunun içine attıklarında yarılarak gülüyordun, çünkü aşıktın" diyerek baktım.
Yanağımı öptü "hem evet hem o gün içinde bana 3 defa abi dedin" güldüm "ama hyung sen benim abimsin" sinir ile "hoseok" dediğinde çenesini öptüm "yoongi oppaa~ sinirlenme" diyerek güldüm.
Kalçamı okşadı "oppa? Hmm seviştiğimizde de bunu diyebilirsin" diyerek boynumu öpmeye başladı "dilimi sikeyim" güldü "hoseok senin dediğin her şeye fetişim olucak ve oluyor, yatak ta da küfürlü konuşabilirsin" diyerek boynumu emip ısırdı.
Saçlarını çektim "iz bırakma, sikerim belanı" elini bacak arama soktu "tamaaam" diyerek geri çekildi, iki elini de belime sardı "bebeğim" diyerek saçlarımı öptü "seni seviyorum" boynuna sarıldım "bende seni seviyorum" diyerek burnunu öptüm.
Bir birimizin gözlerine bakarak sessizce saatlerce oturduk, onun ile sessizliği paylaşmak çok güzeldi, umarım hayatımız boyunca güzel anlar paylaşabilirdik ki paylaşmamız için elimden gelen her şeyi yapacaktım.
//////
Yüzükleer
Yine zayıf bir final, kitabı beğendiniz mi? Beğenmediyseniz silicem, size kötü kitap okutmak istemiyorum
Sizi seviyoruuumm 💓💓💓