12

222 27 57
                                    

Merhaba bebekler! Bölümü geç saldım, kusura bakmayın lütfen. Vizelerim bitti ve biter bitmez atacağımı söylemiştim ama daha önce başvurduğum bir oyun yerelleştirme projesine kabul edildiğim için şu sıralar çeviri yapmakla uğraşıyorum. Bu yüzden planladığımın aksine bölümü hemencecik yazamadım. Projenin en geç 28 mayısta biteceği söylendi ama şu anda ekipte çok fazla kişi olmadığından ötürü çevirmek için onaylanan yeni bir oyun için de devam etme ihtimalim olabilir. Bu da 13. bölümü geç atma ihtimalim olduğu anlamına geliyor. Bu sebeple bu bölüme yorum sınırı koymuyorum, gönlünüzden ne koparsa artık. 😅

İyi okumalar!

🦋˖ ۪˚༗᜴

Öğleden önceki derslerimin iptal haberiyle tam rahatlayıp sabahımı dilediğim gibi geçirme hayalleri kurarken yapmam gereken hazırlıklar olduğunu kendime hatırlatarak güne bir iş daha sığdırdım. Bu nedenle daha önce hiç yapmayacağımı düşündüğüm bir şeyi yapmak üzere Bobs'a gidiyordum. Kızıl şeytan Karin ile konuşmaya yani.

Kendime meyveli yulaf hazırlayıp yedikten sonra hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Bobs'a geldiğimde tıpkı sabah anlaştığımız gibi beni bekliyordu Karin. Kendisiyle bu sabahki dersleri ortak almak gibi bir talihsizlik yaşadığımız için o da boştu şu an.

Direkt karşısına oturduğumda başını telefonundan kaldırıp memnuniyetsizce yüzüme baktı. Ben de ona pek meraklı olmasam da kaba olmamak ve yapacağım teklifi kabul de etmesi amacıyla kendimi zorlayıp, "günaydın." dedim. O da karşılık verdi ve devam etti:

"Söyle bakalım, Sakura. Benimle niye buluşmak istedin?"

"Bunu itiraf etmesi zor olacak ama yardımın lazım."

Sanki çok komik bir şey demişim gibi -tamam komikti cidden- alaycı bir ifadeye büründü yüzü. "Vay be! Ayağıma kapanacağın günler geldi mi cidden?"

Dediğinin saçmalığına dayanamayıp gözlerimi devirdim. Onun ayağına kapanmak ve ben mi? Rüyasında bile göremezdi böyle bir şeyi, o derece imkansızdı yani. Ayrıca birinden yardım istemek ne zamandan beri ayağına kapanmak demekti? Üstelik konu biz kızların birbirini desteklemesiyle alakalıyken.

"Gevezelik etme, Karin cadısı. Ciddi bir iş için buradayım. Cumartesi günü futbol takımının maçı var ve siz kızlar eminim bir gösteri daha hazırlamışsınızdır."

Karin tek kaşını kaldırdı. Ondan ne isteyeceğimi bildiğini sanıyordu muhtemelen ama derdim kesinlikle ponpon kızlara katılmak falan değildi. Onun için lazım olan motivasyon kaynağım yoktu çünkü.

"Yani? Seni niye ilgilendiriyor ki cumartesi günü göstereceğimiz performans?"

"Sadece bu seferliğine size katılmama izin ver. Emin ol, pişman olmayacaksın."

Karin tam ağzını açıp itiraz edecekti ki kaşları çatıldı ve geriye yaslandı. Kollarını birbirine kenetler kenetlemez yüzüme, sanki bir gizemi çözmeye çalışır gibi bakmaya başladı. "Futbol takımına dans etmek için bir nedenin olmamalı, yani Sasuke yok sonuçta. Hm..."

Karin gıcığın tekiydi ve kendini beğenmiş tavırları da hiç çekilecek gibi değildi ancak kabul etmek gerekirse aptal de değildi. Zaten bu yüzden onunla konuşmaya gelmiştim. Durumun ciddiyetini anlarsa bana yardımcı olacağına emindim.

blood in the water | sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin