11. DOĞRU YALNIŞ

3.4K 261 38
                                    

Lana del rey, Pretty when you cry

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lana del rey, Pretty when you cry

.

Hayatımın hiçbir döneminde sakin bir yaşam sürmemiştim. Hep bir karmaşa içinde, aksilikler halinde büyümüştüm. Ev ortamım güzel değildi, ailem, ne gerçek ailemdi ne de beni seven insanlardı. Hep bir şeylerim eksikti, yarımdı. Sokakta büyümüştüm ben, sokakta yatmıştım çoğu zaman. Sokakta yattığım zamanlarda ay ve yıldızlar da ağlardı halime fakat hiçbir zaman görememiştim onları ağlarken çünkü kocaman gri şeyler sarardı onları. Çocukken benim onları görüp üzülmemem için saklanırlardı sanardım, o gri, rengi soluk şeylere.

Soğuktu hep, kar yağar gibi gelirdi bana. Ama yaşadığım şehir buna müsait değildi bilirdim bunu ancak buz gibi havaya karşı üşüyen bedenimi başka telkinlerle susturamazdım. Görünmez kar bu derdim, seninle oynamak için beyaz değil şeffaf yağıyor,sen onu bulmalısın derdim kendime. Zifiri karanlık olurdu her yer. Gezerdim, arardım ama işe yaramazdı, bulamazdım onu. Benimle dalga geçtiklerini anlamamışım.

Karanlığı da onlara bağladım bir süre sonra. Yine ay ve yıldızlar yüzünden, derdim kendi kendime. Onlar soğutur bu sokakları sanardım. Hep soğuktu dışarısı benim gibi incecik çocuğa göre. Sıcak tutacak bir yorganım ve şömine adında sokak köpeğim vardı. Öyle tüylüydü ki yağmurda bile ıslanmazdı, hem kendini hem de beni sıcak tutardı. O şartlarda beni ısıttığı için, en güzel "Şömine" adını düşünmüştüm. Babam denen Engin, köpeği de öldürmüş, benim ona sığındığımı görünce. Ben de benden sıkıldı ve gitti sanmıştım. Ertesi gün cansız bedenini kanlar içinde çöpte bulmuştum.

Neden mi sokakta yatardım; İşkence çektirirler ve sonra atarlardı beni evden. Saatlerce döverlerdi beni, yer oluk oluk kan olurdu. O gün, o adamın insafına bağlıydı her şey. Benim ne kadar dövüleceğim, nasıl dövüleceğim; O gün ne yaşadığına, stresine ve ruh haline bağlıydı. Bazen zevkten döverdi, bağırmalarımın ve yalvarmalarımın onun hoşuna gittiğini söylerdi hep. Bazen de kötü ruh halinde olurdu, stresli olurdu ve günün hıncını benden çıkarıp sokağa atardı beni. O zamanlar o kadar sevinirdim ki, beni sokağa attı diye. Kurtuldum sonunda, derdim. Ama yarın, bugünden daha fazla acı verirdi. Gittikçe alışırım sandım, kabuk bağlarım, kapanırım sandım. Yanılmışım, hep yanıldım. Her geçen gün daha fazla arttırdı şiddetini. Serap ise uzaktan izledi bizi. Ne dövdü ne de engel oldu ama zevkle izlediğine şahit olurdum. Serap'a yalvarışlarım da Serap'ı mutlu ederdi, bilirdim.

Sonra bir gün sokağa attı beni; 15 yaşındaydım. Bir daha da eve gitmedim. Dedim ya sokakta büyüdüm diye. Evden daha iyi sanmıştım, yine yanılmışım. Tacizler, işkenceler, hakaretler... Evdekinden daha beter ediyorlardı beni. Kendimi sürekli tetikte tutuyordum. Herhangi bir olayda şiddete başvuruyordum. Duyguları abartı yaşardım, intikam kol gezerdi bedenimde. Öfkeliydim herkese, her şeye. Yapıştı bana bu öfke, nefret edilecek şekildeydi, kendimden nefret ederdim. Ne zaman zorda kalsam, bir olayda haksız çıkacak gibi olursam ezerdim karşımdakini sözlerimle hatta kavga bile çıkartırdım. Çünkü bana böyle öğretilmişti. Hileyle, düzenbazlıkla yaşadım hayatım boyunca. Yalan söyledim hem de hiç yalan sevmezken. Yemek çaldım, insanlara rol yaparak para aldım, motor yarışlarından para topladım. Bir şekilde geçinmiştim, işlere girmiştim. Yine hile hurdayla para aklamıştım, iş yerlerindeki patronlardan. Zorundaydım, yaşamak için zorunda hissetmiştim. Yanlış olabilirdi bu yaptıklarım ama öyle alışmıştım ki kendimi dizginleyemiyordum. Ben belki de kötü bir insandım; hırsızdım.

ZARDÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin