Hyunjin...
Ne kendime gelebiliyordum, ne aklımı toplayabiliyordum. Seherbazların gözdesi Lee Felix aklımı aldığından beri aklım yerinde değildi. Altı yıldır ne düşündüğümden haberim olmadan hep bir düşünce halindeydim. Beni en baştan neden reddetmişti? Benden neden nefret ediyordu? Ona açılmadan önce tek kelime bile etmemiştim, neyle beslemişti nefretini?
Merak ettiğim çok şey vardı ama merakımı dindirecek bir Lee Felix'e sahip değildim. Benimle çok nadir konuşurdu, zorbalık yapmazdı ama ben onunla konuşunca ya fiziksel ya da psikolojik bir zararı kendimde komşu ederdim.
Daha önce ona hiç not bırakmamıştı ona bıraktığım tek şey defterlerinin arasında küçükten büyüğe fark etmeksizin olan portreleriydi. Onlar için de bana daha önce hiç kızmamıştı, kızsa bile ilk defa bu kadar ağır konuşuyordu.
Daha önce varlığımdan iğrendiğini hiç söylememişti...
Ağladığımdan dolayı şişen gözlerimi sildim elimle, kendime gelmem gerekiyordu bu şekilde dolanırsam arkadaşlarımın daha çok sinirleneceğinden adım gibi emindim. Artık adım gibi bildiğim büyüyü mırıldanıp bütün yüzümü normal haline getirdim.
Bu zamana kadar yaşadığım şeylerin aklımda dolanmaya başlamasıyla kaşlarımı çattım, ne zaman iyi olmaya çalışsam böyle oluyordu, zihnim toparlanmama izin vermiyordu. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeyi denedim. Kitabımı alıp sonra okula gitmem gerekiyordu. Kendi zihnimi boşalttığıma inandığımda kitabımı elime alıp evden dışarı çıktım.
Akademiye doğru hızlı adımlarla ilerliyordum ki varmam da çok sürmemişti çünkü evim akademiye oldukça yakındı. Akademinin bahçesine ulaştığımda etrafıma baktım, gelmişti...
Felix, bahçe duvarına yaslanmış bir şekilde tam olarak bulunduğum yere bakıyordu. Gözlerim, gözleriyle buluştuğunda buzlandığına inandığım kalbimin eridiğine şahit oldum.
Gözleri başta o kadar boş bakıyordu ki, sanki karşısında hiç kimse yokmuş da boş bir duvara bakıyormuş gibi. İnatla gözlerimi ondan çekmediğinde çok kısa bir an bakışlarında şevkat yakalamış gibi hissettim.
Bana baktığı sert bakışlarının yerini yumuşak bakışları çok kısa bir an bile olsa almıştı. Erimeye başladığını hissettiğim kalbimin tam olarak eridiği noktadaydım. Hayır, hayır hyunjin yapma ipleri elinden koparıp ona verme...
Gözlerimi sıkıca yumup açtım, ardından duruşumu düzeltip akademiye doğru ilerledim. Kendimi kaptırmamalıydım, kaptırmak istemiyordum. Akademiden içeri girdikten sonra sınıfıma girip herkesin gelmesini beklemeye başladım.
Felix...
Dün Seungmin yardım etmrseydi büyük ihtimalle gelemeyeceğim akademinin bahçesinde kapıya odaklanmış bir şekilde bekliyordum. Kapıdan girmesi gerekiyordu, hadi hyunjin...
Odaklandığım kapıda bakışları yerde olan çocuk girdiğinde yüzümde saniyelik bir gülüş oluştu, ancak başını kaldırdığı gibi kaybolmuştu o gülüş. Bana bakan gözlerinin varlığı her ne kadar içim ısıtsada gözlerime yerleşen nefretin kaybolmaması için elimden gelen her şeyi yaptım.
Ancak bir an bakışlarının yumuşadığından haberim bile yoktu...
•••
•••
Okuduğunuz için teşekkürler
Yazım:30.04.23
Yayım:05.5.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirbaz ve Büyücü / Hyunlix
Short StoryBir sihirbaz ve bir büyücü "Seninle varoluş gibi olalım, kendi varoluşumuzun sonuna kadar." 11#Hyunlix:14.5.23 / 15.6.23