Çok katlı bir binanın stüdyo dairesini bana vermişlerdi. İçeride yatak, gardolap ve mutfaktan başka bir şey yoktu. Bir de telefonum vardı artık. İyi bir şeye benziyordu.
Bir süredir yatakta öylece yatıyor yaptığım şeyi sorguluyordum.
Birçok kişi tarafından mantıksız olduğu düşünülebilirdi. Ben öyle düşünmüyordum.
Annem, babam yoktu. Abim de yoktu.
Benim kimsem yoktu.
Yetimhane ise bir çukurdu.
Sonu gelmeyen, devamlı düştüğünüz bir çukur.
Karanlık, soğuk, ürkütücü...
Herkese aynı şeyleri çağrıştırmaz bu üç kelime.
Bana kimsesizliği hatırlatıyor. Acımasızlığı, güçsüzlüğü...
Ve yaşıyorsun ama yaşamıyorsun aslında.
Canının hiçbir değeri yok bu dünyada. Ve belki öbür dünyada da.Canın mı acıdı? Üfle.
Ağlıyor musun? Sus.
Ailen yoksa kimsin?
Ailen yoksa hiçsin.Başıma kakılarak öğretilen ilk şeydi bu.
Ağladım, kimse duymadı. Çünkü ben bile bilmiyordum ağladığımı.12.07.2016
19.15
Boston." Bir de ukalalık mı yapıyorsun?
Aptal. Sen kendini ne sanıyorsun ? Yetimlere ne olur biliyor musun?
Yavaş yavaş çürürler. Ölmezler ama o acıyı hissederler. Acıdan kıvranırlar ama çare bulamazlar. Sonunda da kendilerini, pat, öldürüverirler. Sen bu dünyaya layık değilsin. Geber. Ucube. "" Öl...öl...öl..." Onlarca farklı kişiden gelen bu ses bir emirdi sanki. Yaşadığı için pişmanlık duyuyor nasıl ölebileceğini tartıyordu kafasında. Haklılar diye düşünüyordu. Ailem yoksa bu dünyada yerim yok diye düşünüp onları kendince haklı çıkartmıştı.
Ölmeliydi.
Hem kurtulurdu belki. çürümek istemiyordu. Korkutucuydu. İğrenç gelmişti. Vücudundaki yeşillikleri gördükçe midesi bulandı. Küçük kurtçuklar vücudunu sarmıştı bir anda. Sarsılarak çığlıklar atıyordu. Kimse susturamadı. Gittikçe vüducunu daha da saran küfler canını acıtıyordu.Ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sakinleştirici verildi. Acilde sedyelerden birine uzanmış terden sırılsıklam olmuştu. Ateşi vardı. Başı ağrıyor, midesi bulanıyordu. Uyandı. Yanında kimse yoktu. Oradan oraya koşturan doktorlar dışında kimseyi görmedi. Koluna bağlanan serumu görünce gerildi. İğneden korkardı. Annesi olsa izin vermezdi iğne yapılmasına. Doğru ya. Yoktu.
Annesi ölmüştü.Yanına onu kontrol etmek için gelen hemşire ateşini fark etmedi. İfadesiz yorgun yüzü can sıkıcıydı. Biten serumu çıkartıp gitti. Çocuğun uyandığını bile fark etmemişti kadın.
Bu durum yüzüne tokat gibi çarptı. Nasıl fark etmezdi. Daha küçücük bir çocuktu. Nasıl bu kadar vurdum duymaz olabilirdi. Ateşi yükseldi hızla.
Nihayet fark edildi , müdahale edildi ama bu anı hiç unutmayacaktı.
Canını böylesine acıtan hastalık değil, kimsesizlikti.*
Telefonuna gelen aramayla birlikte açtı gözlerini . 1 yazıyordu ekranda, açtı aramayı.
"Bugün dinlen .Yarın akşam sana atacağım konuma geleceksin." Tamam demesine kalmadan kapandı telefon.
Biraz sonra telefonuna bir konum geldi.
Konumu inceledi. Tenha bir yer bekliyordu ancak aksine işlek bir yeri gösteriyordu .
New York 5. CaddeŞaşırdı. Daha tenha bir yer olur diye düşünmüştü.
Öyle olması gerekmez miydi. Göz önünde olmak kötü olmaz mıydı?Ama insanların gözünün önündekileri görmemeye alışık olduğunu fark etti.
Histerik bir gülüş atıp koca bir bardak su içti. Sonra ona ait olan yatağa yattı. Örtünün hoş kokusuyla mest oldu bir süre.
Sonra uyuyakaldı.Rüya bile görmeden geçirdiği huzurlu ikinci bir uykuya daldı.
Hoştu.
Uykuyu hissedebilmek yani.⚜️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Im Wanna Die (Not Me)
AcciónCesur değildi Amber . Geçmişte yaşadıkları onu korkusuz biri haline getirmemiş aksine kendine olan güvenini yitirmişti. Yalnızdı Amber . Uzun zamandır yalnızdı. ⚜ O, yerde yarı çıplak bir şekilde uzanırken istemeden gözlerini üzerinde gezdirdi. Yu...