"Yemekte ne var?" diye sordu dikkatle.
"Et ve patates."diye cevap verdim,içi rahatlamış görünüyordu.
Mutfakta durup hiçbir şey yapmadığı için kendini garip hissediyordu,ben yemeği hazırlarken o da salona geçip televizon izlemeye başladı. Böylelikle ikimiz de daha rahat olacaktık.Etler pişerken salata yapıp sofrayı kurdum. Yemek hazır olduğunda ona seslendim,odaya girerken halinden
memnun bir şekilde havayı kokluyordu."Çok güzel kokuyor Berk."
"Teşekkürler."
Birkaç dakika sessiz bir şekilde yemeklerimizi yedik.Bu hiç de rahatsız edici bir durum değildi.Hiçbirimiz sessizlikten yakınmıyorduk.Birçok açıdan,birlikte yaşamak için birbirimize çok uygunduk.
"Okul nasıl gidiyor?Yeni arkadaşlar edinebildin mi?"diye sordu.
"Sude diye bir kızla birkaç tane ortak dersimiz var.Öğle yemeğinde arkadaşlarla oturuyorum.Bir de Ünal diye bir çocuk var,çok arkadaş canlısı.Herkes oldukça nazik görünüyor."Tabii biri hariç. "O,Ünal Doruk olmalı.İyi bir çocuk,iyi bir aile.Babası kasabanın hemen dışındaki spor malzemeleri satan mağazanın sahibi.Buraya gelen sırt çantalı insanlardan iyi para kazanıyor.""Vural ailesini tanıyor musun?"diye sordum tereddütle.
"Doktor Vural'ın ailesimi?Tabi ki.Doktor Vural harika bir adamdır."
"Onlar..Çocuklar..biraz farklılar.Okula pek uyum sağlamış gibi görünmüyorlar."
Amcam bana öfkeyle bakarak beni çok şaşırttı."Bu kasabadaki insanlar.."diye söylendi."Dr. Vural dünyadaki herhangi bir yerde çalışıp burada kazandığı paranın on katı kadar para kazanabilecek mükemmel bir cerrah."diye devam etti sesini yükselterek."Böyle bir adama sahip olduğumuzdaha doğrusu karısı küçük bir kasabada yaşamak istediği için şanslıyız.O halkın hazinesidir ve çocukların hepsi çok iyi huylu ve kibar
çocuklardır.Tüm o evlat edindikleri çocuklarla buraya ilk taşındıklarında bazı şüphelerim vardı.Onlarla sorunlar yaşayabileceğimizi dünüşüyordum.Ama çocukların hepsi çok olgun,şimdiye kadar hiçbiriyle en ufak sorun yaşamadım.Nesillerdir bu kasabada yaşayan insanların çocukları için söyleyebileceğimden çok daha fazlasını bu çocuklar için söyleyebileceğimden çok daha fazlasını bu çocuklar için söyleyebilirim.Bir aile gibi birbilerine bağlılar,hafta sonlarında kamp gezileri bile yaparlar...Yeni geldikleri için insanlar onlarla ilgili konuşuyor."Bu, amcamdan duyduğum en uzun konuşmaydı.İnsanlar her ne diyorsa bundan rahatsız olmuş gibiydi.
Hemen lafımı değiştirdim.
"Bana da iyi çocuklarmış gibi geldi.Sadece biraz içine kapanıklar.Hepsi çok güzel ve çok alımlı"dedim iltifat etmeye çalışarak."Sen birde doktoru görmelisin."dedi amcam gülerek."İyi ki mutlu bir evliliği var.Hastanedeki birçok hemşire o etraftayken işlerine odaklanamıyorlar."
Yemeğimizi bitirirken tekrar sessizliğe gömüldük.Ben bulaşıkları yıkamaya başlarken oda masayı topladı.O televizyonun başına döndü,ben de bulaşıkları elimde yıkadıkran sonra çünkü bulaşık makinesi yoktu.İsteksizce matematik ödevimi yapmak için yukarıya çıktım.O gece sessizdi.Hemen uykuya daldım.çok yorulmuştum.
Haftanın geri kalanı olaysız geçti.Derslerimin düzenine alıştım.Cuma gününe kadar hepsinin
isimlerini bilmesem bile,neredeyse okuldaki herkes bana tanıdık geliyordu.Beden eğitimi dersinde takımımdakiler bana top atmamayı,diğer takım benim zayıflığım üzerinden bir hamle yapmaya kalktığında hemen önüme geçmeyi öğrendiler.Seve seve yollarından çekildim.Emir Vural okula dönmedi.
Her gün tedirgin bir şekilde,Vural'ların hepsi kafeteryaya onsuz girene kadar
bekliyordum.Sonra rahatlıyor ve öğle yemeği sohbetine ben de katılıyordum.Sohbetlerimiz genelde,Ünal'ın iki hafta içinde plaja düzenleyeceği geziyle ilgili oluyordu.Bende davet edilmiştim ve kibarlıktan çok,gitmek istediğim için bunu kabul etmiştim.Kumsal sıcak ve kuru olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alacakaranlık(GAY)
VampireAnnemin ölümünün ardından amcamın yanına, ufak bir kasabaya taşındım. Burayı sevmem için bir neden yoktu, en azından öyle olacağını sanıyordum.