7

192 14 1
                                    

  Öğle tatilinin geri kalan bölümünde gözlerimi kendi masamdan ayırmadım.Kendimle yaptığım
anlaşmaya uymaya karar verdim.Öfkeli görünmediğine göre biyoloji dersine girebilirdim.Yine onun yanına oturacağımı düşündükçe mideme kramplar giriyordu. Sınıfa yine Ünal’la gitmek istemiyordum.Kartopu nişancılarının popüler hedefi oydu.Ama kapıya vardığımızda yanımdaki herkes hep bir ağızdan çığlık attı.Yağmur yağıyor ve karlar eriyordu.Kapüşonumu başıma geçirdim,buna içten içe memnun olmuştum.Beden eğitimi
dersinden sonra özgürce evime gidebilecektim. Dört numaralı binaya giderken Ünal hala söyleniyordu.

  Sınıfa girdiğimde masamı hala boş görünce içim rahatladı.Hoca sınıfta dolaşıyor,her masaya mikroskop ve bir kutu slayt bırakıyordu.Dersin başlamasına birkaç dakika vardı,sınıfta herkesin kendi arasında konuşmasından kaynaklanan bir uğultu vardı.Gözlerimi kapıdan uzak
tutmaya çalışıyordum;defterimin kapağına anlamsız şeyler karaladım.
Yanımdaki sandalyenin çekildiğini açıkca duydum ama gözlerimi çizmekte olduğum desenden ayırmadım.

Merhaba dedi sakin müzik gibi bir ses.

Başımı kaldırdım,benimle konuşmasına çok şaşırmıştım.Benden masanın izin verdiği ölçüde
uzak oturuyordu;ama iskemlesi bana dönüktü.Saçları sırılsıklam ve dağılmıştı;ama bu haliyle bile saç jölesi reklam filminden fırlamış gibi görünüyordu.Çarpıcı yüzünden dostça bir ifade,kusursuz dudaklarında hafif bir gülümseme vardı.
''Adım Emir Vural .Geçen hafta seninle tanışma fırsatı bulamadım.Sen Berk Sezen olmalısın.''

  Aklım karışmıştı.Her şeyi ben mi uydurmuştum yoksa?Şu anda son derece kibardı.Benim de konuşmam gerekiyordu,beni bekliyordu.Fakat söyleyecek uygun bir söz bulamadım.
''Adımı nereden biliyorsun.''diye kekeledim.

Yumuşak ve etkili bir şekilde gülümsedi.

''Sanırım senin adını herkes biliyor.Bütün kasaba senin buraya gelmeni bekliyordu.''

Yüzümü buruşturdum,ama aslında böyle olduğunu biliyordum.
''Hayır,''diye ısrar ettim aptal bir şekilde.'' ''

''Hmm.''Konuyu kapatmıştı.Ben de başımı başka yöne çevirdim.

Neyse ki Hoca tam zamanında derse başladı.Bugün yapacağımız deneyi açıklarken söylediklerine odaklanmaya çalışıyordum.Kutulardaki slaytlar karışık haldeydi.Bu slaytları
laboratuvar eşimizle soğan kök hücrelerini temsilettikleri mitoz evrelerine göre ayırıp buna göre
etiketleyecektik.Kitaplarımızı kullanmamamız gerekiyordu.Hoca yirmi dakika sonra kimin doğru yapıp yapmadığını kontrol edecekti.
''Başlayın,''dedi.
''Önce yeniler,ortak?''diye sordu Emir.Başımı kaldırdığımda bana o kadar güzel gülümsüyordu ki,tek yapabildiğim ona aptal aptal bakmak oldu.

''Ya da istersen ben başlayabilirim.''Gülümsemesi kayboldu, eminim i akıl sağlığımın yerinde
olup olmadığını düşünüyordu.

''Hayır,''dedim kızararak.''Ben başlarım.''
Birazcık gösteriş yapıyordum.Bu deneyi daha önce yapmıştım ve ne aradığımı biliyordum.Kolay olmalıydı.İlk slaytı mikroskopa yerleştirdim ve 40x merceğine ayarladım.Kısa bir zaman slaytı inceledim.
Değerlendirmem netti.''Profaz.''
''Bakmamın bir sakıncası var mı?''diye sordu ben slaytı çıkarmaya çalışırken.Beni durdurmak
için elimi tuttu.Parmakları buz gibiydi,sanki sınıfa girmeden önce onları karın içinde tutmuştu.Ama elimi hemen çekmemin nedeni bu değildi.Bana dokunduğunda sanki elektrik çarpmış gibi olmuştum.
''Afedersin,''diye mırıldandı elini hemen geri çekerek.Yine de mikroskoba uzanmaya çalışıyordu.Sersemlemiş bir şekilde onu seyrediyordum,mikroskoba benim baktığım süreden çok daha kısa bir zaman baktı.

''Profaz,''diyerek bana katıldı ve çalışma kağıdındaki ilk boşluğa çok düzgün bir şekilde not aldı.Hızlıca slaytı ikincisiyle değirtirdi ve üstünkörü baktı.

''Anafaz,''diye mırıldandı yazarken.
''Ben de bakabilir miyim?''dedim ilgisiz bir ses tonuyla.

Budalaca gülümseyerek mikroskobu bana uzattı.
Mercekten hevesle baktım, hayal kırıklığına uğramıştım.Kahretsin,haklıydı.

''Üçüncü slayt.''Ona bakmadan elimi uzattım.
Slaytı bana verdi,tenime tekrar dokunmamak için çaba sarf ediyor gibi görünüyordu.
''Evre.''Daha sormadan mikroskobu ona uzattım.Hızlıca bakıp yazdı.O bakarken ben de yazabilirdim ama onun o düzgün ve anlaşılır yazısı gözümü korkutmuştu.Eğri büğrü yazımla
sayfayı mahvetmek istemiyordum.

Alacakaranlık(GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin