Ⅰ • Teklif

499 61 28
                                    

1|İri yapılı, esmer, uzun boylu bir adam..

Hoseok'tan

"Bakın müdür bey yakında 18'ime gireceğim. En azından iş bulana kadar burada kalayım. Söz veriyorum çok kalmam."

Müdüre tam yarım saattir yurtta biraz daha kalmak için yalvarıyordum. Bir kaç hafta sonra 18 olacaktım ve gidecek bir yerim yoktu. Bu yüzden müdürü en azından iş bulana kadar burada kalmaya ikna etmeye çalışıyordum ama bırak ikna etmeyi yüzüme bile bakmıyordu.

"Bak Hoseok, okulda yeterince sorun var zaten. Bir de seni-"

Kapının aniden açılmasıyla sözü yarıda kesildi. Kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim. Gördüğüm şeyle yutkunmama engel olamamıştım. Oldukça şık, iri yapılı, esmer, uzun boylu bir adam ve arkasında koruma olduklarını tahmin ettiğim bir kaç kişi.

Esmer adam içeri adımlayınca aniden göz göze geldik. Tekrar yutkundum, fazla korkutucuydu.
Kafamı başka tarafa çevirdim ama kulaklarıma dolan kalın ses irkilmeme sebep olmuştu.

"Misafiriniz mi var Bay Sang-min?"

Gözüm aniden esmer adamı buldu. Benden bahsettiğini beş yaşındaki bir çocuk bile anlardı.

"Ah hayır Bay Kim, bir öğrencim sadece. Hoşgeldiniz, buyurun oturun."

Müdür bana döndü.

"Hoseok, seninle sonra konuşuruz. Ama kendine kalacak bir yer bulsan iyi edersin."

Kabul ediyorum bu adamı hiç sevmiyordum.

Son kez soyadının Kim olduğunu öğrendiğim esmer adama doğru saygı anlamında eğilerek kapıya yöneldim. Esmer adamın bakışlarını hala üstümde hissedebiliyordum.

Kendimi müdürün odasından zar zor dışarı attığımda derin bir nefes aldım. Yetimhanedeki odama doğru yola koyulurken hayatımı düşünüyordum. Buraya 1 yaşında bırakılmıştım, ailemi hiç tanımıyordum ve bir kaç hafta sonra 18'ime basacaktım. Ama ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Hiç bir akrabamı, akrabayı bırak annemi babamı bile tanımıyordum. Doğal olarak kalacak bir yerimde yoktu.

Odanın önüne vardığımda içeri girip yatağıma doğru adımladım. Odada üç kişi kalıyorduk. Küçüklükten beri onlarlaydım. Yatağıma vardığımda etrafa bakındım. Jimin ile Jungkook muhtemelen yemekhanedeydi. Çünkü saat öğleni geçmişti. Yatağıma oturdum. Düşüncelerim esmer adamı hatırlattı bana. Dışarıdan ürkütücü bir görüntüsü vardı ama yüz hatları ve uzun boyu onu oldukça yakışıklı gösteriyordu. Gerçi adam zaten yakışıklıydı. Dalmış bir şekilde esmer adamı zihnimde canlandırırken kafamın üstünde biri belirdi.

"Ne oldu lan? Cin görmüş gibisin anasını satayım."

Jimin'in dediği şeyle yatağımın yanındaki komodine uzanıp çekmecesini açtım ve içindeki el aynamı alıp yüzüme baktım. Gerçekten hayalet Casper gibiydim.

"Oğlum konuşsana, dilini mi yuttun?"

"Az önce müdürle konuşurken odaya bir adam girdi ve çok sinirli görünüyordu."

"Kim'ki acaba? Evlat edinmek için gelmiştir belki."

"Sanmam. Çoçuk bakacak birine benzemiyordu. Korumaları falan vardı. Yani öyle olduğunu düşünüyorum."

Konuştuğum sırada kapıdan biri girdi. Jungkook gelmişti. Yanımıza gelip karşımdaki yatağa attı kendini.

"Ne konuşuyorsunuz bensiz? Ha? Hyung sen niye cin görmüş gibisin?"

Jungkook'u cevaplamak üzereyken kapı açıldı. Bu sefer gelen müdürdü. Odamıza pek sık gelmezdi. Hatta hiç gelmezdi desem yalan olmazdı. Müdürü görünce üçümüzünde birden kaşları çatıldı.

"Hoseok, odama gelebilir misin lütfen?"

Bu işten kıllanmıştım. Ayağıma kadar gelip odasına çağırmasının normal bir açıklaması yoktu çünkü. Başımla onaylayıp, odadan çıkıp peşine takıldım.

Odasının önüne geldiğimde kapının önünde duran esmer adamın korumalarını görünce duraksadım. Bu korumaların burada durması, esmer adamın halâ içerde olduğunun bir kanıtıydı ve bu beni daha çok geriyodu. Olduğum yerde donup kaldım.

Müdürün sesiyle kendime geldim.

"Hoseok gelsene. Ne dikiliyorsun orda?"

Yavaşça odaya doğru adımladım. Korumaların yanına geldiğimde içeri bakmak için kafamı içeri doğru uzattım. Ama ne kısmet ki içeri baktığım anda esmer adamla göz göze geldim. Gözlerim kocaman açıldı. Esmer adam koltukta oturmuş dik dik bana bakıyordu. Birden müdür seslendi.

"Hoseok gelsene içeri evladım."

Müdürün verdiği komutla istemsizce içeri girdim. Girdiğim anda kapı aniden arkamdan kapandı. Kapının sesi korkuyla sıçramama neden oldu.

Tamam bu işin boku çıkmıştı.

Müdürün masanına doğru ilerlerken esmer adamın bakışları hala üzerimdeydi. Masanın ucuna geldiğimde gözüm önümde oturan esmer adamla buluştu. Gerçekten kusursuz biriydi boyu, gözleri, çene hatları adam resmen afet gibiydi.

Dik dik adama baktığımı farkettiğimde kafamı hemen başka yöne çevirdim. Şuan utancımdan kıpkırmızı olduğuma adım kadar emindim. Ben kendime içten içe söverken aniden esmer adamın kalın sesini duydum.

"Otursana Hoseok, ayakta kaldın."

Adımı nerden biliyor diye kuruntu yaparken aklıma müdürün bana bu adamın yanında ismimle hitap edişi geldi. Esmer adamın dediği şeyle yutkunarak yavaşça önündeki koltuğa oturdum. Oturur oturmaz tekrar bakışları beni buldu. Göz ucuyla ona baktığımda gülüyordu.

Siktir! Koca bir siktir! Bu adamın gülüşü neden bu kadar güzeldi. Gamzeleri insanı baştan çıkaracak kadar tatlıydı ama aynı zamanda ona bakan biri oraya gömülmek isterdi. Tabi dış görünüşünü saymazsak.

Kendime gelip müdüre doğru döndüm.

"Beni niye çağırdınız Müdür Bey?"

Burada ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama iyi birşeyler olmadığı kesindi. Müdür esmer adama yöneldi bu sefer.

"Bay Kim, müsaadeniz olursa biz tek konuşabilir miyiz? "

Neden bu kadar saygılı konuşuyordu bu adamla? Kesin bir boku vardı. Yoksa tefeci falan mıydı? Hislerim böyle söylüyordu. Ama bu adam hem genç hemde oldukça yakışıklıydı. Tefecilerin yaşlı bunaklar olduğunu düşünürdüm. Ben bunlara kafa yorarken esmer adam konuştu.

"Hayır. Ben varken konuşursanız sizin için iyi olur Bay Sang-min."

Müdür adamın karşısında titriyordu resmen.
Ne oluyordu burada amına koyayım ya!

Müdür tekrar bana döndü.

"Hoseok, sen kalacak bir yer arıyordun değil mi?"

Kafamı evet anlamında aşağı yukarı salladım. Korkudan konuşmayı unutmuştum. Müdür tekrar konuştu.

"Bay Kim sana bir teklif sunacak."

Kafamı iki saniyeliğine esmer adama çevirip tekrar müdüre döndüm.

"N-ne teklifi?"

Bunu söylerken kekeledim. Resmen kekeledim! Ahh çok utanç vericiyidi.
O sırada Bay Kim konuşmaya başlayınca kafamı hızla ona çevirdim.

"Benimle çalışırsan kalacak bir yer bulmana yardım ederim."

orphanage | namseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin