...Sevgi her zaman bencildir. Ne kadar ateşliyse, o kadar bencildir sevgi.
Onu korkutan yaraları değildi. Tam aksine. Bu kadar yakında dururken yüzünün iki tarafını da görememesiydi. Bir tarafı seçmesi gerekiyordu.
Jungkook onu esir alanın hangi tar...
"Yapabildiğim kadar, biraz yalnız vakit geçirdim. Yapabildiğim kadar, kim olduğumu hatırladım."
Bölüm Şarkısı | Tame Impala - One More Hour
[Şarkıyla birlikte okumanızı öneririm 💋]
İyi okumalar :)
***
Sanırım Taehyung köpeklerden gerçekten de hoşlanmıyordu, yoksa şu an iki elimle çiçek buketiymiş gibi önümde tuttuğum minik yarı siyah yarı kahverengi tüylere sahip olan köpeğime yüzünü buruşturarak bakmasının başka bir açıklaması olamazdı.
Taehyung bu şeye bakmaya devam ederek kaşlarını çattı. Karşılığında Tan ona havladı. Birbirlerinden hoşlanmamaları karşılıklıydı.
"Bir ismi var mı?" diye sordu.
Sorusuna şaşırmış gibi baktım. "Ne?"
"İsim. Köpeğin bir ismi var mı?"
"Ah. Evet. Yeontan. İsmi Yeontan."
"Yeontan mı?"
"Öyle demedim mi?" Etrafıma baktım.
"Yeminlerimizi nerede edeceğiz? Çalışma odasında mı?"
"Umarım tören boyunca o şeyi tutmayı düşünmüyorsundur."
"Yere bırakırsam kaçar diye korkuyorum. Ayrıca o da izlemek ister. Öyle değil mi, Tannie?" Köpeğin yüzünü kendime çevirip öpücük attım. "Bu Bay Kim, kendisi biraz tehlikeli ona çok yaklaşma yoksa senden çevirme yapabilir. Onunla tanıştığına sevindin mi?" Minik şeyin patisini tutup Taehyung'u selamlar gibi salladım. "Oldukça dost canlısı."
Köpek patisini havada sertçe savurdu.
Evet, çok dost canlısıydı.
Taehyung derin bir nefes alıp uzandı, köpeği kucağımdan alıp yere bıraktı. Tüylü minik canavar anında kaçtı.
"Bu ev fazla büyük, kocaman," diye çıkıştım. "Günler ya da haftalarca kaybolabilir."
"Umarım." dedi. Kaşlarımı çatarak ona bir bakış attım.
Belindeki kemeri çekiştirip doğru düzgün bakabilmek için bana doğru döndü.
Köpeğin onca suçu arasında en kötüsü Jungkook'u görmesini engellemekti. Taehyung şimdiye kadar onu iki şekilde görmüştü: İlkinde swarovski taşlarla çevrili yanları dekolteli bir takım elbiseyle görmüştü, ikincisinde ise mütevazi bir satış elemanı elbisesi giyiyordu.
Şimdiki haline ise kesinlikle bayılmıştı.
Bugün giydiğim elbise daha sadeydi ama kesinlikle göz alıcıydı. Kan kırmızısı renginde fransız kumaşından yapmıştım. Üstüme mükemmel oturmuştu. Göğüs kısmı V yaka şeklinde aşağıya doğru iniyordu açıktaydı ve zarif ince bir pırlanta kolyeyle daha da ön plana çıkararak tamamlamıştım. Takım elbise en güzel yerlerimi sarmıştı. Kollarım uzun ve sırtımın yarısından fazlası açıktaydı. Bel gamzelerim ortadaydı. Pürüzsüz süt beyazı tenim parlıyordu. Arka dekoltemde sol omzumdan sağ omzuma ve kalçamın hemen üst bitiminin iki köşesinden de su yolu ince, zarif tek sıra halinde pırlanta taşlar birleşiyordu. Hemen sırtımın orta yerinde içi boş kalp şekli vardı ve kesinlikle bakanın birden fazla kez dönüp bakmasını istettirecek bir manzara sunuyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
