"Günahlarım korkunçtu; ama sonsuz bağışlayıcının kolları uzundu, başvuran herkesi reddediyor bir tek beni bağrına basıyordu."
Bölüm Şarkısı | M83 - Solitude
Krobak - Brokenİyi okumalar :)
***
"Ağrın var mı, aşkım?" diye sordu kalınlaşmış sesiyle. Yüzüme sürdüğüm cilt serumuna o kadar dalmıştım ki, ne sorduğunu kaçırmıştım. İkimiz de duştaki; yorucu, sert ve fazlasıyla ıslak sevişmemizin ardından yatak odamızın giyinme bölümünde giyiniyorduk. Doğruyu söylemek gerekirse, Taehyung öncelikle benim geceliğimi vücuduma bıraktığı izlerin üzerine kondurduğu ufak öpücükleriyle giydirmişti.
Uyluklarıma... Baldırlarıma... Belime... Karnıma... Boynuma... Köprücük kemiklerime dahi bıraktığı morluklar ve diş izlerinin sunduğu küçük mor bulutlar hücrelerime şehveti dalga dalga işlemişti.
Göğüs kafesimin içerisindeki son kullanma tarihi geçmiş ölü yüreğimi söküp atmış yeni bir kalp nakletmişti. Bana bir kalp vermişti.. Ancak hepsinden öte onun kalbinden silinip gitmek istemiyordum. Bana bir hayat vermişti.
Teşekkür ederim, sevgilim. Beni hayata geri döndürdüğün için...
Giydiği siyah gömleğinin eteklerini kumaş pantolonunun içine özenle sıkıştırırken omzunun üzerinden bana baktığını hissettim.
"Bir şey mi dedin?"
Gerildim. Üzerimdeki lüks bir markadan alınmış haki yeşili transparan gecelik takımımın deliklerinden sızan hava tüylerimin diken diken olmasına neden olmuştu. Işıklar kapalı olduğu için yalnızca led ışıkların loş ışığı odayı aydınlatıyor, üstümdeki takımın normal bir gecelik imajı çizmesine yardımcı oluyordu. Işık oranı yüksek bir alanda içimdeki siyah baksırıma kadar her şey gözle görülebilirdi.
"Ağrın var mı?" dedi açık sözlü bir tavırla.
Birkaç dakikadır ayakta durduğum için acıyordu. "Dayanamayacağım kadar değil."
"Dayanamayacağın kadar değil." diye tekrarladı ve banyoya iki dakika süren bir zaman içerisinde hızlıca gidip geldi. Elindeki mavi beyaz renkli krem paketini göstererek arkamdaki yerini aldı. "Krem sürelim ağrını alacaktır." Hiçbir şey söylemeden düz düz baktı. "Pijamanı sıyırır mısın?"
Duş kabinindeyken; karşısında düşmanı varmışçasına yere yatırıp içimi küfürler savurarak, emirler verip dolduran kendisi değilmiş gibi şimdi nezaketle konuşuyordu. Sevişmelerimizde yaşanan kirli sahnelerin ardından normal anlarımızda bir bebekle ilgileniyormuş gibi sevip, sevgi dolu tavırlar sergilemesiyle kalbimde her salise artan sevgiyi engelleyemiyordum.
İsteğini görmezden gelerek avuçlarımı makyaj masasına yasladım. Kalçamı geriye doğru atarak belimi içe doğru kavislendirip kalçalarımı çıkıklaştırdım. "Kusursuz bir itaat mi bekliyorsun? Üzgünüm ama bunu gerçekleştiremem." Dudaklarım kusursuz bir esneklikle iki yana kıvrılırken kalçalarımı arkamdaki koca bedene sundum. "Bunu yapmak istiyorsan çıkaran sen olmalısın." Belimi esneklikle kıvırırken kalçalarımı ölümcül bir yavaşlıkta kıvrak biçimde iki yana salladım.
"Oyun birçok farklı şekilde oynanabilir. Ne istiyorsun küçüğüm? İtaatkârlığa zorlamamı mı? Yoksa seni özgür bırakıp çizgiyi aştığında cezalandırmamı mı istiyorsun?" Kehribar sarıları beni yakıp kül edecek kıvama getiren parçalardı.
Yorgun bir nefes aldım. "Yaramazlık yapmak istiyorum, seninle." Niyetim bu değildi çünkü duşumuzu aldıktan sonra azıcık mayışmış olabilirdim. Temizlendikten sonra güzel kokuların etkisi altına girdiğimde hissettiğim huzurla, zihnim istemsizce şekerleme saati çanları çalıyordu. İlaçların etkisi de olabilirdi ancak ilk seçenek benim için gerçekleşen sıradanlaşmış alışkanlığımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THESE VIOLENT DELIGHTS | Taekook +18 |
Teen Fiction...Sevgi her zaman bencildir. Ne kadar ateşliyse, o kadar bencildir sevgi. Onu korkutan yaraları değildi. Tam aksine. Bu kadar yakında dururken yüzünün iki tarafını da görememesiydi. Bir tarafı seçmesi gerekiyordu. Jungkook onu esir alanın hangi tar...