17

2K 119 125
                                    

"kılıçın intikamını almak için kaçırdık dimi biz bu kızı"

"Evet azmi evet. Sabahtan beri elli defa sordun"

"Ya abi bize ne kılıcın intikamından"

"Ulan gerzek kılıç bize kendisi söyledi ya. İntikamını almayalım da bizi doğrasın dimi. Ulan adam teröristlerle iş birliği yapıyor lan bizi mi harcamicak" diyen sinirli bir ses duydum.

En son eterle bayıldığımı hatırlıyorum.

Gözlerimi yavaşça açtım. " Oo prenses hazretleri uyanmış" dedi alaylı ifadeyle karşımda olan adam.

Baygın baygın baktım yüzüne.

"Vallahi ben bıktım. Siz bıkmadınız. Ulan kaçırmayın bir kere de yav kaçırmayın bir kere de"

"Kılıcı bitmez fuatı bitmez. Adım ne demiştin"

"Çatal"

"Bende kaşık amına koyayım" dememle yanında ki azmi denilen herif gülmüştü.

Çatal ensesine bir tane vurdu adamın.

"Çatalı bitmez azmisi bitmez. Yakında kaşıkla bıçak da çıkar ha çok şaşırmayın" dedim geriye yaslanırken. Ellerim arkadan başlanmıştı. Yine ve yine

"Bak şımarık kız uslu dur ve düzgün konuş. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim" onu takmayarak konuştum.

"Sen heralde bu gün öleceksin"

"Niyeymiş o küçük hanım. Hem sen nerden biliyorsun."

Sadistçe sırıttım. "Gelirken azrailin listesine baktım. Sıradaki sensin" dememle adamın yüzü anlık beyazlasa da yutkunup kaşlarını çatarak bana baktı.

"Saçmalama ve uslu dur baş belası" diyip depodan çıktı.

Ellerimdeki ipi çoktan çözmüştüm. Hadi ama bir kere çözfüysem bir daha çözebilirdim değil mi?.

Azmiue doğru döndüm. Çatal çoktan çıkmıştı.

"Az gelsene" kaşlarını çatıp yaklaştı. Hızlıca ayağa kalkıp sandalyeyi ona fırlattım. Zaten cılız bir şeydi. Sandalyenin ona çarpmasıyla yere düşüp bayıldı. Hızlıca üzerini aradım. Bir telefon buldum ve azminin ğstünde çelik yelek vardı. Ne olur ne olmaz şimdi.

Telefonu açtım. İçinde şifre yoktu. Hızlıca 155'e aradım. Olayı anlatıp konum attım. Ezbere bildiğim annemlerin numarasını aradım ve hızlıca onlara da anlattım. Çatal gelmeden kaçmam lazımdı.

Telefonu cebime atıp depodan çıktım.

Düz bir patika yol vardı. Ordan ilerlemeyi düşündüm ve olabildiğince koştum. Aslında çok kolay olmuştu kaçmam. Daha çok adam olur zannediyordum.

Baya koştuktan sonra önümde yıkık bir ev vardı. İnşaat gibi.

Duvarında ise siyah bir boyayla hiç bir şey kolay değildir! Planlanmadığı sürece :) yazıyordu.

Bu ne demekti şimdi. Araba sesleri duydum. Hemen gidip evin arkasına duvalara saklandım. Kim olduğu belli değildi. Araba sesi yaklaştı ve durdu. Bir anda bir sürü adım sesleri geldi.

Sonra o tanıdık sesleri duydum.

"Esra!"

"Abla! Nerdesin"

"Kızım buralardaysan ses ver!"

"Güzelim bizi duyuyor musun!?"

Yavaşça duvarın arkasından çıktım. Amcam, yengem, annem, babam, abiler, kuzenler, hepsi burdaydı.

Hayatı Tesbih Yapmışım | Karışan Bebekler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin