-eskiden bir kesit 🫶 Uraz ve Esin'in eski ortamını da görmeniz adına.
Saçlarım deniz görür görmez o güzel dalgalarına kavuşmuşken güneşin cildimi okşaması dudaklarımda sürekli bir tebessüme sebep oluyordu. Yazlık havasını fazlasıyla seviyordum. Buradayken okuldaki o kendime yabancı olan tavırlarımı da bir kenara bırakıyordum. Çok sevdiğim arkadaşlarım vardı, kendim olabiliyordum.
Tam bir yaz kızı olduğumu söyleyebilirdim.
"Esin! Poyrazlar bugün parti veriyorlarmış, doğum günü ya. Gitsek mi beraber?" Nazlı'nın uzata uzata konuşması itiraz etsem de kabul etmeyeceğini belirtirken şezlongda oturur konuma geldim. Nazlı sarı saçlarıyla oynuyor, adına yakışır bir tavırla bana bakıyordu.
Buradaki herkesi tanıyorduk, üstelik ufak arkadaş grubumuzdaki herkes ayrı ayrı popüler olduğundan da partilerde ya ev sahibi ya da ortamı neşelendiren grup oluyorduk.
"Ne buluyorsun şu çocukta anlamıyorum." Somurtarak konuştuğumda aptalca sırıttı. Başını sağ omzuna yaslayıp denize bakarken iç çekti. Bayağı yanıktı. En yakın arkadaşlar olmamıza rağmen.
"Sen ne anlarsın kızım? Öyle güzel gülüyor ki..."
"Her gece başkasıyla." Gözlerini bana çevirip omuz silkti. "Benim de ondan çok farkım yok. Eşitiz." Fazlasıyla çapkın olduğu bir gerçekti. O benim aksime bu şekilde yaşamayı, abartıya kaçmayı çok seviyordu. Hayat felsefesi takılabildiği kadar insanla takılmaktı. Güldüm, bunu bir onay gibi almış olacak ki el çırptı. "Hadi evine git hazırlan, ben seni 1 saate almaya gelirim."
Yanımdan koşar adım kalkarken göz devirdim. Güneşin batış saatlerinde denizde yüzmek favorimdi. Ama hazırlanmazsam da Nazlı'nın beni keseceğini bildiğimden istemeyerek kalktım.
Üzerimdekilere aynadan tekrar kısa bir bakış attım. Sırt dekoltesi olan bir cropla kısa bir şort giymiştim. Şort fazlasıyla kısaydı ama çok umursamıyordum, hepimiz birbirimizi bikinilerle görüyorduk. Güzel gözüktüğümden daha fazla kendime bakmayıp hızlıca makyajımı yaptım. Yazın çok fazla ürün kullanmayı sevmiyordum. Kapatıcı, rimel ve gloss yeterliydi.
Kapı çaldığında Nazlı'nın geldiğini anlayarak şık sandaletlerimi elime alıp aşağı indim. Kapıyı açıp sandaletlerimi giyerken Nazlı'yı süzüyordum. "Fıstık gibi olmuşsun hayatım." Dedi beğeniyle.
"Yanında sönük kalmayalım diye." Göz kırptım. Üzerinde kısa, siyah bir elbise vardı. Rahat ve şık gözüküyordu.
"Ay herkes doluşmuştur şimdi. Bedava içki duyunca çıkmıyor partilerden mallar." Onun söylenmesine güldüm. Poyrazlara yakın oturduğumuzdan yürüyorduk.
Ben, Poyraz, Nazlı, Uraz ve Giray'dan oluşan güzel bir grubumuz vardı. Genelde ben Uraz'la atıştığımdan diğerleri ortamı sakinleştirmeye çalışırlardı. Ama gün sonunda ne olursa olsun hep beraber toplanabiliyorduk. Yazlık dönemi bittiğinde hiç konuşmazdık neredeyse, sadece takipleşirdik. Garip ama sevdiğim bir arkadaşlığımız vardı.
Bahçeye ilk adımını atan her zamanki gibi Nazlı olurken peşinden ilerledim. Çok süslememişlerdi, sadece içkilerin ve kokteyllerin olduğu masa süslü gözüküyordu. Diğer insanlar etrafta öpüşüp oyunlar oynarken ikimiz de beklemeden içeri girdik. Genelde içeriye çok insan almazdı Poyraz, bizim ufak grubumuz içeride takılırdı onun partilerinde.
