-Yazar anlatımı-
Jisung yine ve yeniden okula gitmek için hazırlandı. Aşağı indiğinde herkese içten bir gülümseme sundu."Günaydınnn!"
"Hayırdır yavrum bu mutluluğunu neye borçluyuz?" dedi Taehyung.
"Tabi ki özgürlüğüme."
"Abicim madem bu kadar mutsuzdun, niye önceden ayrılmadın ki?" gibi mantıklı bi soru yöneltti Chan.
Aslında nedenini Jisung da bilmiyordu. En mantıklı olanın abisini cevapsız bırakması olduğunu düşündü ve cevap vermedi.
"Umarım bir daha böyle saçma hatalar yapmazsın Ji." dedi Taehyung asık suratla.
Jisung abisine sinir olmuştu çünkü önceden bu konu hakkında büyük bir tartışma yaşamışlardı. Jaemin'le sevgili olduğunu söyleyince abisi çok sinirlenmişti. Önüne çıkanla sevgili olmamasını, önce tanıması gerektiğini söylemişti. Jisung da abisinin bilip bilmeden konuşmasına çok kızmıştı.
2 gün birbirlerinin yüzüne bakmamışlardı. Sonrasında Taehyung özür dileyip sevgili olmalarına müsaade etmişti. Ama sürekli 'kendini korumayı bil' ya da 'gözüm üzerinizde' tarzı şeyler söylüyordu.
Jisung belli etmese de abisinin müdahalelerinden rahatsız oluyordu ama aralarının tekrar bozulmasını istemediği için dile getirmiyordu. Çünkü Taehyung sinirlenince bambaşka birine dönüşüyordu.
Jisung abisine sinirli bir bakış atıp kahvesinden bir yudum aldı.
"Ne var Ji?" dedi Taehyung.
"Yok bir şey" diyip önüne döndü.
Chan ortamın gerildiğini fark edip,
"Siz geç kalmıyor musunuz? Hadi okula!"dedi."Ya yeter vallahi bıktım sabah akşam aynı yolu gidip gelmekten!"dedi Soobin.
"Beyefendinin derdine bak. Sanki bütün gün kızlarla takılan benim."
"Boş yapma Chan. Lise bitsin de üniversitenin tadına bakalım."
"Eğer üniversitede 'liseyi özledim' diye ağlarsan yanıma gelme."
Jisung ve Soobin okula varmışlardı. İkisi de kendi sınıfına girdi. Jisung arkadaşlarıyla sohbet ederken yanlarına Seungmin geldi.
"Selam."
"Aa selam Seungmin, nasılsın?"
"İyiyim teşekkür ederim."
Herkes en içten gülümsemesini verince Seungmin utandı.
"Ya ben tek başıma çok sıkılıyorum da, biraz sizinle takılsam sorun olur mu?"
"Çikolata ısmarlayacaksan neden olmasın?" dedi Hyunjin.
Jeongin Hyunjin'in koluna sertçe dirseğini geçirdi ve
"Sen ona bakma, şaka yapmaya çalışıyor. Gel tabi bak önümüz boş buraya otur." dedi.
Seungmin teşekkür edip yeni yerine geçti. Şimdiden çok iyi anlaşmışlardı, Seungmin'in sohbeti çok sarıyordu.
Zil çalınca herkes önüne döndü ama dersin hocası yerine rehber öğretmen gelmişti.
"Çocuklar! Bugün öğretmeniniz okula gelmedi. Hepiniz sessizce sınıfta oturun." Herkes çok sevinmişti.
Jisunglar da Seungmin ile daha çok konuşup tanımak istiyordu. Sohbet ederken Jaemin Jisung'un dibinde bitti.
"Jisung, konuşmamız lazım."
"Yo."
"O ne biçim tavır amına koyayım? Gel dedim yoksa kendim getireceğim."
Hyunjin araya girdi.
"Kardeş gider misin? Çocuk istemiyor işte."
"Jisung geliyor musun gelmiyor musun?!"
"GELMİYORUM DED-"
Jaemin Jisung'un kolundan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.
Bütün sınıf onlara bakıyordu. Arkadaşları arkasından bağırsa da nafileydi. Felix hemen Soobin'e mesaj attı.
Felix
hyung
bakar mısın
çok acil
gerçekten
hemen bakman lazım
yalvarırımSoobin hyung
ya felix
farkındaysan dersteyim
niye üst üste mesaj atıyosun
ne olduFelix
ya özür dilerim ama
aciliyeti var
hemen jisungu bulman lazımSoobin hyung
ne
ne oldu ki jisunga
????Felix
bilmiyorum jaemin kolundan tutup götürdü
sınıftan da çıkamıyorum
hemen jisungu bulmalısın
(görüldü.)...
"Bıraksana gerizekalı!"
Jaemin hiç dinlemeden sürüklemeye devam ediyordu.
En sonunda onu kullanılmayan bir depoya götürdü ve içeri itti. Kendisi de içeri girip kapıyı kitledi. Jisung yutkundu.
"Ne oldu, korktun mu yoksa? İnek arkadaşlarının yanında öyle davranmıyordun oysaki."
"Kapıyı aç." Jaemin bir kahkaha patlattı ve Jisung'a yaklaşmaya başladı. Jisung geri geri gidiyordu ama bu odanın bir de duvarı vardı tabii.
Duvarı sırtında hissedince kesik bir nefes verdi. Korktuğunu anlayan Jaemin bir ibne sırıtışı bahşedip Jisung'un tam karşısına geçti.
Bileğini sertçe tutup boğazını sıkıca sardı.
"Sen salak mısın? Kapıyı aç diyince açmamı kı bekliyorsun gerçekten? Acınası haldesin Jisung. Anladın mı beni? İnsanların yanında güçlü görünmeye çalışıyorsun ama daha kolunu kurtaramıyorsun. Sen busun işte, cesaretin bu kadar."
Jisung korkudan tek kelime edememişti.
"Benden ayrılmayacaksın, duydun mu beni? Her seferinde trip atıyorsun, öyle canın isteyince ayrılamazsın benden. Oyuncak değilim ben."
Jisung o kadar korkmuştu ki gözünden yaşlar geldiğini bile fark etmemişti.
Tam konuşma bitmişken ve Jaemin Jisung'u sürükleyerek dışarı çıkaracakken kapı sesi geldi. Kapı sertçe açıldı. Gelen kişi Jaemin'e tertemiz bir yumruk geçirdi.
Jaemin yerde acıyla inlerken Jisung gözlerine inanamadı.
"Minho?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLeander • Minsung
FanfictionÜç abisiyle birlikte yaşayan ve yeni sakat bir ilişkiden çıkan Jisung'un yolu Minho'yla kesişir. "Senin bu güvensizliğin beni gerçekten deli ediyor!"