IX

483 56 14
                                    

  Aradan yaklaşık bir buçuk ay geçmişti. Jisung'un ayağı ve yaraları tamamen iyileşmiş, eski psikolojisine geri dönmüştü.

Tek üzüldüğü şey bu bir ayda Minho ile hiçbir gelişme olmamasıydı. Merhabalaşma dışında bir konuşmaları olmamıştı.

Ama bu sefer Minho Jisung'a öğle yemeğinde hep beraber oturmayı teklif etmişti. Hepsi de seve seve kabul etmişti. 7 kişi yemeklerini almış, masada oturuyorlardı.

"Ya beraber bir şeyler yapalım mı? ben harbi çok sıkılıyorum."

"İyi dedin Hyunjin. Bence de bu hafta sonu bir yerlere gidelim." dedi Changbin.

Herkes onaylayınca cumartesi gününe ayarladılar. Zaten günlerden cumaydı. Herkes güle eğlene yemeklerini yemiş, sınıflarına dağılmışlardı.

Ders başlamadan önce Minho Jisung'un yanına gelmiş, yanına oturmak istediğini söylemişti. Jisung zevkle kabul etti.

"Ben ne bok yiyeceğim?"

"Hyunjin sen de Seungmin'in yanına git amk ne olacak sanki."

"Jisung bu hayatta senin kadar kahpe bi insan görmedim."

"Çok konuşma da kalk."

Hyunjin somurtarak arkadaşının yanına oturdu.

Ders başladığında Jisung pür dikkat dersi dinlemeye başladı. Sınavlar yaklaşıyordu ve not alıp hocayı can kulağıyla dinlemeye özen gösteriyordu.

"Çok mu seviyorsun ders dinlemeyi?"

Minho hiç ders dinlemezdi. Dersleri yine dinlememesine göre idare ederdi.
Jisung sınıfa bir göz attı ve onun dışında kimsenin dersi dinlemediğini fark etti. Özellikle Hyunjin ve Seungmin birbirine yaslanmış, yataklarında gibi uyuyorlardı.

"Sınavlar önemli ya. Dinlemem lazım."

"Sıkılmıyor musun?"

"Çok değil."

"O güzel başını gelip geçici, işe yaramaz derslerle ağrıtman çok saçma."

Jisung bir şey demeden önüne döndü.
Biraz daha ders dinledikten sonra Minho'ya döndü. Başını masaya yaslamış, kısık gözlerle onu seyrediyordu.

Jisung bunu görünce hemen gözlerini kaçırdı. Minho sevdiğinin bu haline gülmeden edemedi.

.
.
.

Jisung her zamanki gibi Soobin ile eve doğru yürüyordu. Markete uğrayacaktı çünkü bu akşam arkadaşları onlara kalmaya gelecekti. Bir sonraki gün de hazırlanıp hep beraber buluşma yerine gideceklerdi.  

Bu gece çok eğlenmek istiyordu çünkü ilk defa böyle toplu sabahlama planı yapmışlardı. Dopdolu bi alışveriş yapmış, eve doğru yürüyorlardı. Soobin de Jisung'un poşetlerini taşıdığı için söyleniyordu.

"Ya bu ne Ji bi gece için almadığın şey kalmadı marketin namusunu elinden aldın. Bi de yetmezmiş gibi bana taşıttırıyorsun!"

"Offf ne söylendin ver ben taşırım."

Jisung elini uzatınca Soobin gergince poşetleri kendine çekmiş 'ben taşicam banane' anlamında omuzlarını silkmişti.

Jisung eve geldiğinde hızlıca ellerini yıkamış, eşofmanlarını giymiş ve hazırlıklara başlamıştı. Bu gecenin mükemmel olması gerekiyordu. Tek bir kusur istemiyordu. Çünkü işin ucunda eğlence vardı.

Odasını temizledi, aldığı atıştırmalıkları tabaklara koydu. Sonradan isterlerse izlemek için bir iki tane film seçti.

Hissediyordu, bu gece çok eğlenecekti. Biraz zaman geçtikten sonra Seungmin geldi. Kapıyı Chan açtı.

OLeander • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin