"Okuldan sonra babanın çalıştığı yere gelmek kadar ezik birşey yok... Dermişim." Michael güldü, Evan'ın saçlarını şakasına karıştırdı. Kardeşi memnun değil gibiydi ama sadece Freddy peluşuna daha sıkı sarılmakla cevap verdi. "...Özellikle canım kardeşimin doğum gününde!"
Bakışları uzaklara kaydı, "Dustin bugün gelecek mi acaba..." (Michael'in 3 arkadaşına kendi uydurduğum isimleri verdim, çünkü oyunlarda adları geçmiyor. Ehe.)
Büyük otomatik kapıya geldiler, içeri girdikleri an onları tanıdık bir sıcaklık sarmaladı. Bağırışmalar, gülüşmeler, müzik ve arcade makinelerinin sesleri büyük holü kaplıyordu. Yerler siyah beyaz karolarla döşeliydi, hemen önlerindeki büyük alanda rengarenk örtüler masaları süslüyordu ve küçük çocukların tek işleri pizzayı yüzlerine bulaştırmakmış gibi görünüyordu. Duvarın bir bölümüne "İyiki doğdun Evan!" yazılmıştı. Gelenin Evan olduğunu gören çocuklar ayaklanmış, ona doğru geliyorlardı. Evan korkuyla peluşuna sarıldı, kolu burnuna dokunduğunda 'honk' diye bir ses çıkmıştı. Sbjslsğsğsğ.
Michael mekanı tarayıp arkadaşlarını aradı, onları gözüne kestirdiğinde Evan'ı bırakıp oturdukları masaya ilerliyordu.
"Hey Micky." dedi mavi bir tavşan maskesi takmış çocuk.
"Sana kaç kere bana öyle deme dedim Dick. Aptalca."
"Takma onu." dedi ayı maskesi takan çocuk ve elindeki tilki maskesini Michael'a attı. Michael havada yakaladı ve kafasına geçirdi.
"Neden bu maskeleri taktığımızı da anlamıyorum hala... Gerçi bana yakışıyor ama... Chica falan çok aptal duruyor Dustin. Darılmaca yok."
"Sanki istediğim maskeyi takıyorum da..." Dustin içeceğinden bir yudum alırken Dick maskesini çıkarıp kenara koydu, pizza diliminden büyük bir ısırık aldı. Michael yanlarına otururken onu süzüyordu. "Ee, kardeşinin doğum günü için heyecanlı mısın? Yani, babanın mekanında kutlanıyor... Seninkini de kutlayacaklar mı?"
Michael içinden güldü. Babası dışarıdan çocuklarını seven biri gibi görünüyordu herhalde. Evan'ı severdi ama gelip de kucaklayacak kadar değil. Babası çok durgundu bu aralar. Dün gece olan şeyi hatırlamak bile istemiyordu zaten. Ayrıca küçük kardeşi kayıptı...
"Muhtemelen birşeyler organize eder..." dedi omuz silkerken. "Evan'a hediye seçemedim bile daha... Kendi doğum günümü düşünemem." Peyniri sünen bir pizza dilimini kopardı. "Bazen sırf bu yüzden nefret ediyorum... En azından Evan için tüm arkadaşlarını falan aramış, birsürü şey hazırlatmış. Benim arkadaşlarımdan birini bile tanımıyor."
Az önce ayı maskesi takan sarı saçlı çocuk, "Bay Afton beni tanıyor!" dedi biraz heyecanla.
"Martin'i sokakta sıkıştırdığımız için seni tanıyor Oscar..." dedi Michael, tilki maskesini çıkarıp kenara koyarken. Oscar'ın dudakları zevkle yukarı kıvrıldı. "Fena benzetmiştik onu. William amca da bizi fena benzetti gerçi."
"Her neyse... Sizi bile tanımıyor yani babam. Onun için birşeyler yapmaya çalışsam da benden nefret ediyor gibi..." İçinden söyleyemediği o kadar nefret dolu sözcük geçiyordu ki. Ben sana ne yaptım ki benden nefret ediyorsun?..
"Hey Michael!" Michael düşüncelerinden sıyrılıp Dick'e odaklandı.
"Ne diyeceğim, madem baban küçük kardeşini senden fazla seviyor ve ona ne hediye alacağını bilmiyorsun..." yüzüne hayra yorulmayacak bir sırıtış yerleşti, "kardeşine 4'ümüz bir hediye verelim... Yanımda birsürü şaka malzemesi var." Michael bir an kendinden tiksindi, çünkü o da Dick gibi düşünüp evde Evan'a kötü şakalar yapıyordu. Neden yaptığını bile idrak edemediği bazı şakalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parti Bitti | FNaF Hikayesi...
Misterio / Suspenso"Galiba doğu. Bu karanlık yerde... Korku hikayelerinin saklandığı yerde, hala canlı birileri var. Ne kadar canlı denilebilirse. Siz, bu uzun ve karanlık duvarları aşamadan, tozlar ve anılar içinde yaşıyorsunuz. Küçük bir umutla, belki birileri gelir...