3- Formicidae

73 62 10
                                    


Şarkı benim için çok değerli ve bu bölümle baya örtüşüyor. Umarım dinleyip beğenirsiniz <33

***

Sabah sabah kapı ziline uyandığım kişinin Evren'in eski sevgilisi olduğunu görünce içimden lanetler okudum. Hele ki dünkü yarım yamalak fal seansımdan sonra gelmiş olması. Bu kadar iyi fal bakabildiğimi bilmiyordum. Sabah uykumu böldüğü için herkese bir sinirlenirken bu kıza on sinirleniyordum. Nedense içimde ona karşı hiç iyi hisler yoktu. Evren'e diğerlerinin aksine en az zarar veren sevgilisi o olmuştu ama bir şeyleri hep bozmuş gibiydi.

"Günaydın Güneş. Evren daha uyuyor sanırım, o mu çağırmıştı?" Esnememi durduramadığım için elimle ağzımı tutmaya karar verdim. "Yok aslında mesajlarıma cevap alamayınca yüz yüze konuşmaya gelmiştim de... Sanırım yanlış zamanda gelmişim." Ona sorun olmadığını söyleyerek içeri geçmesini işaret ettim. Bu evde en az bizim kadar vakit geçirmişti ve çekinmesi gereken bir şey yoktu.

Şu an tek sorun Evren'in odasında olmamasıydı. Gece ne yaptığımızı doğru düzgün hatırlayamıyordum. Çok kötü sarhoş olmuştum. Benim odamda, benim yatağımda mışıl mışıl uyuyordu ve ben gelen eski sevgilisini odasına gidip bu durumu fark etmemesi için oyalamak zorundaydım. Bizim bile sabah şokla uyanacağımız şeyi eski sevgilisinin görmesi en son isteyeceğimiz şeydi.

"Kendime kahve yapacağım. Bir şey ister misin?"

"Americano alabilirim." Aslında başka hiçbir şey istemeyeceğini, sabahları americano içtiğini biliyordum. Güneş'le tanışıklığım Evren'le sevgili olmalarından önceydi. Güneş benim vesilemle Evren ile tanışmıştı. Lise yıllarımda Güneş en yakınlarımdan biriydi. Aynı okulda hatta aynı sınıftaydık. Evren ise başka bir lisede okuyordu. Onları çok daha sonra aynı ortama ben sokmuş, istemeden sevgili olmalarına vesile olmuştum ve nedense Güneş'le olan yakınlığım zamanla son bulmuştu. Şimdi birbirimize iki yabancı gibi bakıyorduk.

Ona americano, kendime de mocha yapıp kahvelerimizi koltuğun önündeki sehpaya bıraktım. Koltukta yanına oturdum.

"Teşekkür ederim Alina. Nasılsın görüşmeyeli?" Sorusu karşısında gerçekliği bir parça bile yansıtmayan sözlerimi sıraladım. Aslında benim çöküşümü birinci bakıştan görenlerden biri olmasına rağmen şu anda haberinin olması beni rahatsız ederdi.

"Afiyet olsun. İyiyim, daha iyiyim. Sen?" Aslında yüzünden pek de iyi olmadığı okunuyordu. Benim aksime duygularını gizleme konusunda hiç de usta değildi. "Kötü değilim, iyi hiç değilim. İçimde kötü bir his var." diyebildi. Beni rahatsız etmemek için devam etmediğini ama anlatmayı çok istediğini fark etmiştim.

"Ee, anlat hadi. Ne oldu?" Sorduğum soru karşısında gözlerinin hafiften dolduğunu gördüm. Ne oldu ya da iyi misin sorusuna kimin gözleri dolmazdı ki? Psikolojisi o kadar iyi olan kalmış mıydı?

"Ya... Evren'le ara ara konuşuyorduk biliyorsun. Ben tekrar barışma yolunda gittiğimizi düşünüyordum. Biliyorum, belki de kendi içimde kurdum ama..." diyebildi. Boğazına takılan cümleler onu durdurmuştu. Gözlerini ovuşturduktan sonra devam etti. "Bu sıralar mesajlarıma hiç dönmedi. En son annesi rahatsızlandığı için gittiğini ve meşgul olduğunu bildiğim için asla darlamadım ama minik de olsa bir şey yazmasını bekledim. Yazmadı." Bir haftadır kıza cevap vermediğini öğrendiğimde benim yüzümden olduğunu fark etmiştim. Dolaylı yoldan bile insanları üzüyor olmak kaldıramadığım bir şeydi.

"Beni istemiyorsa açıkça söylesin Alina. Neden böyle yapıyor? Bir geliyor yazıyor, bir kayboluyor. Dayanamıyorum artık." Artık hıçkırıkları lafını bölmek üzereydi ki dayanamayarak ona sarıldım. Kollarımın arasındaki küçük bedeni çaresizlik içinde göz yaşlarını boşaltıyordu. Aslında araları, başlarda Güneş'in bu şekilde dengesiz davranışlar içinde olması yüzünden bozuktu fakat şu an aynı şeyden muzdarip olduğu için göz yaşları içindeydi. "Sizin aranızdakini inan hiç bilmiyorum çünkü Evren bana hiç anlatmıyor ama son birkaç gündür benimle, ondan önce annesiyle uğraştığı için kafası yerinde değildi diye tahmin ediyorum. Uyansın, güzelce konuşursunuz."

BÖCEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin