17| "Madalyonun vicdanlı yüzü."

296 40 59
                                    

sakın oy falan vermeyin yorum yapmayı düşünmeyin bile canlarım dhshshqkdkw neyse, keyifli okumalar!

*önemli bir bilgi: anlatılan olayın bir kısmı ismini hatırlamadığım bir filmden.*


Saat 15.36

Çok değil sadece bir yıl öncesiydi. Normal bir hayatım vardı. Beni seven arkadaşlarım, sonsuz bir güven duyduğum sevgilim vardı.

O güne kadar; Ekim'in on üçü iki bin on dört. On dokuzuncu yaş günüm.

İlk kez doğum günümü unutmalarına karşın tüm iyi niyetimle onların yanına gittiğim gece, masada yabancı birisi vardı. Kırmızı saçları şimdiki solgun halinin aksine öylesine canlıydı ki, parlaklıkları göz alıyordu. Olduğu ortamda sadece o varmışcasına parlıyordu. Ben buradayım diyordu adeta. Sanki kibri ve üstünlüğünü saçları temsil ediyordu.

Bak diyordu, kan kırmızı saçlarım ve ben, sizi de böyle canlı bir renkte kan kusturmak ve özellikle seni mahvetmek için geldim.

Önce arkadaşlarımla aramı açmış, sonra sevgilime olan güvenimi sarsmıştı. Hayır, ona kızmıyordum. Kendime kızıyordum. Bu kadar güçsüz olduğum için ve birilerinin zaaflarımla oynamalarına izin verdiğim için. Jaemin tüm bunları yapmak için çaba bile göstermemişti. Bem kolayca onun yönlendirmeleriyle onun eline düşmüştüm.

Hâlâ bizi dağıtmakta ki amacını, beni saf dışı bırakıp Yoongi'yi etkisi altına almak istemesindeki amacı anlamamıştım.

O bir felaketti, ama neden felaket olduğunu bilmiyordum.

Düşüncelerime zıt bir şekilde karşımda dolu gözleriyle oturmaya devam eden Jaemin, gözlerime donuk bir ifadeyle baktı. Anlatacaktı bana, anlamıştım. Gözlerini Yoongi ve Hoseok'a dikti. Onları göstererek başını iki yana salladı.

Onların zaten bildiğini söylemişti, neden şimdi gitmelerini istiyordu?

"Bizi biraz yalnız bırakın." dedim itiraz istemeyen sesimle.

Yoongi itiraz edecek gibi oldu. Hoseok hyung kulağına bir şeyler fısıldayınca kabullenerek geri çekildi. Yoongi güven veren bir bakışla bana baktı ve koridorun sonundaki sandalyelere, bizden en uzağa doğru ilerledi.

Hoseok hyung yanımıza gelip Jaemin'e baktı. Jaemin bakışlarını ona çevirmedi ama o ısrarla baktı.

"Hiçbir şey senin suçun değil," elini kaldırıp saçlarına dokunmak istedi. Havada asılı duran eline içim acıyarak bakarken zorlanarak indirdi elini. "Yalana başvurmadan, bize anlattığın gibi anlat ona." dedi. Jaemin gözlerini kapatarak onayladı.

Hoseok'tan utanıyor gibi bir hâli vardı.

Hoseok hyung bunu fark ettiği için mi bilmem, onu daha fazla zorlamadı. Bana döndü ve gülümsedi. "Onu yargılama olur mu güzelim?" Jaemin'in aksine benim koluma tereddüt etmeden dokundu ve samimiyetle okşadı. "Gerçi söylememe gerek yok. Sen aramızda en merhametli olanımızsın."

Hoseok hyung anahtar kelimeyi söylediğinde zihnim tekrar kan sızdırmaya başladı. Unutmuştum, gömmüştüm onu. Tekrar ortaya çıktı.

Senin sonunu merhametin getirecek.

Ne düşündüğümü belli etmeden bende ona gülümsedim. "Merak etme hyung. Sen Yoongi'nin yanına git." dedim endişeli bir halde. Onaylayarak ayağa kalktı ve tekrar ona bakmaktan kaçınan Jaemin'e baktı. Sonrada hızlı adımlarla Yoongi'nin yanına gitti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

salir : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin