YA BEN NE KADAR ENAYİYİM ÖYLESİNE AKLIMA BİR KURGU FİKRİ GELDİ VE ATIYORUM QÖDNSÖSNF
muhtemelen geri kaldırırım ama bakarsınız ki 5'den fazla bölüm var, kaldırmam, finale kadar götürürüm wöcmsmnf
giriş bölümünü atıp, oy ve yorumlarınızı bekleyerek bir kenara çekiliyorum ve öldüğümde hiç bir boka yaramayacak sınavlarıma çalışmaya gidiyorum ^^
he bu arada sınav haftam olduğu için sıklıkla bölüm gelmez ama sınav haftam bittiğinde bol bol yb atarım siz hiç merak etmeyin <33
keyifli okumalar!!
sonradan eklenen not: Kitaplarımda REKLAM yapmak ve BAŞKA KİTAP KARAKTERLERİ hakkında yorum yapmazsanız sevinirim. Aynı şekilde okurlarımı da istekleri dışında rahatsız etmemenizi rica ediyorum. Reklam olan yorumları siliyorum ve reklam atan kişileri engelliyorum. Gözden kaçırdıklarım olabilir. Belirtirseniz sevinirim.
___________________
Genç adam, sanki yetişmeye çalıştığı bir yer varmış gibi hızlı hızlı yürüyordu. Görünmek istemiyordu, ne kardeşine, ne de ailesine. Tek istediği kaçmak ve yaşadığı devletin sınırları içerisindeki tüm kara parçalarından yok olmak istiyordu.
Elindeki telefonu sımsıkı tutuyor, arada gözleri etrafı kolaçan ediyordu. Peşinde birisinin olmamasını umdu; sahi, peşinde kim olacaktı? Arkasında bir tek kardeşini bırakacaktı ve tek üzgün olduğu şey buydu.
Giydiği eşofmanının, her an içine bir şey koysan düşebilecek olan cebinde kardeşinin tokası vardı. Genç adam ailesinin baskısına dayanamamış ve kaçak olarak şehirden gitmeyi planlıyordu.
Telefonu yine ve yine çaldı. Arayana baktı; kardeşiydi. Yutkunarak aramaya cevap vermedi. İradesine yenilmek istemedi bu yüzden telefonun içindeki hattı çıkartıp kırdı ve telefonu da ıssız ve karanlık yolda öylesine bir yere fırlattı.
Her şey 25 yaşındaki adam için kolay gözüküyordu ama o iş öyle değildi.
Genç adamın adımları hızlandı, neredeyse koşarak yürüyordu şimdi. Koyu kahverengi saçlarını eliyle karıştırdı ve yutkundu. Planlarken öyle basit görünüyordu ki içinden kendisiyle dalga geçtiği bile olmuştu. Ama şimdi fark etmişti ki o kadar da kolay değildi arkasında sevenlerini bırakmak.
Gerçi, kaç seveni vardı ki?
Kardeşi. Sadece kardeşi vardı.
Adam yolun karşısından gelen bir aracı gördü. Umursamadan yürümeye devam edecekti, öyle olmadı. Öyle olmasını umdu. O gece sağ kurtulmak istedi, şans ondan yana sadece 0'dı.
Genç adam kaçırıldı.
Öyle ki çırpınışları bile yersizdi. Olduğu konuma, dakikalar önce olduğu konuma, çok uzak olmayan bir ormanın içinde, başka bir adam onu bayıltıp yere yatırmıştı. Ve şimdi yıllardır öldürmek istediği kişiyi sonunda öldürebileceğini hissediyordu.
Asaf Hazer.
Kendisine hiç bir şey yapmayan, sadece Asaf'ın kendisine en yakın gördüğü bu adamın içinde anlamsızca bir kıskançlık beliriyordu ve sonunda yaptı. Yıllar sonra Asaf için zaman artık duracaktı. Adam yıllardır Asaf'ın hayatını bitirmek için dört dönmüş, ve sonunda o günü getirmişti.
Asaf başından aşağı soğuk su döküldüğünde inleyerek ayaklanmaya çalıştı. Yerdeki çalılar sırtına batmıştı. Gözlerini açtığında ise yıllardır kendisinin en yakını olduğunu ama arada soğuklukları da olduğu arkadaşını beklemiyordu.
Adama seslendi Asaf. "Yardım etsene! Ne dikiliyorsun orada?"
Adam güldü, alaylı bir gülüştü bu. "Yıllardır bu anı beklemişlen sana yardım edeceğimi mi sandın?"
"Ne saçmalıyorsun sen it herif?!"
Adam cevap vermedi, sırıtmaya devam etti. Elindeki çakmağı yaktı, üfledi ve tekrar yaktı. Asaf'a doğru yürürken "Cehennem'de görüşürüz." dedi ve Asaf'ın olduğu konuma 0 sayısı şeklinde döktüğü benzini çakmakla yaktı.
Ve Asaf'ın çevresinde ateş çemberi oluşmuştu.
Asaf bağırıyor, yalvarıyor ve ölmemek istiyordu. Planı böyle değildi. Adamın kendisine yardım etmesini beklemişti, öldürmesini değil.
Kendisini öldürdü.
Asaf son kez şansını denemek istedi.
"Pa—"Dumanlar yükseldi. Asaf cümlesini tamamlayamadan öksürmeye başladı. Öyle sert öksürüyordu ki gözlerinden bile yaşlar akıyordu.
Akciğerlerine dumanlı hava girdi, Asaf bayıldı.
Cebinden kardeşinin tokası uçtu, ateş çemberine doğru rüzgar esti, toka yandı.
Asaf yerde baygın yatarken ateş çemberi rüzgar sayesinde dağılmış ve daha büyük bir 0 sayısı olmuştu.
Saat 00:17 oldu.
Saat tam 00:17'de Asaf öldü, kardeşi hissetmiş gibi ağlamaya başladı, katili kahkahalarla karşısındaki manzaraya güldü.
Saat 00:17'ydi hala.
Dünya'da hiç bir değeri olmadığını sanan Asaf, Dünya'nın her şeyiydi oysa.
Saat 00:17. Bir dakika bile geçmedi.
Kardeşi onu aramayı bıraktı.
O saatten sonra saat onlar için bir daha 17 geçmedi.
—————————
ay ilk kez gizem&psikoloji bir kitap yayınlamaya başlayacağım. KESİNLİKLE bir sahnenin diğerini tutmadığı yerler olabilir çünkü ilk deneyimim sayılır. biraz da korkuyorum açıkçası ama bunu başarabilirim sanırım söfmsöf
bölüm hakkındaki düşünceleriniz? sizce nasıldı?
başlama tarihiniz?
24.05.2023

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI BİR KATİL | Texting
KurzgeschichtenAbisine çok düşkün olan Dünya, bir gece ansızın abisinin ölüm haberini alır ve o günden sonra bir anonim ona mesaj atar. Bu anonim de Dünya'ya abisinin katilini bulması için ipucu vermeye başlar. 24052023 🗝