𝟎,𝟑 𝐦𝐞𝐳𝐚𝐫𝐥𝐢𝐤

182 14 12
                                    

Hayatın çilesine tahammül gerek,
Değil mi ki sefa ile cefa müşterek?
Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek?
Bazen dertliler de ağlar ama gülerek.
- Necip Fazıl Kısakürek -

Bugün her ne koşulda olursa olsun unutma hakkımın olmadığı, her saniye daha çok hatırlamam gereken o tarihti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün her ne koşulda olursa olsun unutma hakkımın olmadığı, her saniye daha çok hatırlamam gereken o tarihti. "Senin filizlenmen için toprak olmayı diledi benim kızım." Büyükannem her seferinde bunu dile getirirdi. Güldüğünde kısılarak çizgi haline gelen gözlerini, ağladığında kızaran burnunu, sinirlendiğinde kavislenen kaşlarını hiçbir zaman göremeyeceğim annemin seçebileceği tek seçeneğin bu olmadığına yakınırdı. Oluşumu yeni başlamış henüz bebek dahi sayılmayan bir fetüs için bu kadarının fazla olduğunu, tek başına zor şartlarda yetiştirdiği yirmili yaşalarının ortasındaki kızının toprağa gitmeyi seçerek kendine haksızlık ettiğini savunurdu. Tesadüf olacak ki hamile olduğunu öğrendikten 1 ay sonra kanser tehşisi konmuş. Babam dahil olmak üzere 3 ay kadar herkesten saklamış. Onlara söylediğinde büyükannem geç olmadığını ağır tedaviye başlaması gerektiği konusunda ısrarcı olsa da annem bunun kendi tercihi olduğu benimle birlikte olduğu sürece iyileşebileceğini söylemiş. Doğumumdan sonra tedavi için doktora danıştıklarında çok geç olduğunu tedavinin kendisine acı çektirmekten başka bir yararı olmayacağını dile getirmiş. İşte bugün; gözleri önünde gün ve gün eriyen kızının kısıtlı şeyler yapabildiğini gören büyükannem, aynı zamanda çalışmak zorunda olan babamın kollarına lanet okuyarak beni bıraktığı ve annemin vefat ettiği gündü.

Babam her yıl annemin ölüm yıl dönümünde yağmur yağdığını ve annemin tanrı yardımıyla onu unutmaması için gönderdiği bir işaret olduğunu söylerdi. Mevsimsel olduğunu kabul etmez ve her şeyiyle anneme bağlardı bu hava olayını. Yurt penceresinden baktığımda bugünün de öyle olacağı beyaz bulutların ardında yerini almış gri bulutlardan belliydi. Son kez aynaya bakarak yanaklarıma düşen perçemleri düzelttim. Masada duran bir kaç defter ile birlikte cüzdanımı çantama yerleştirerek yurt odasından çıkmak için kapıya yöneldim. Her ne kadar derse girmek istemeyip babamla birlikte annemi ziyaret etmek istesem de babam sorun olmayacağını söylemiş, bu dersi kaçırmamam gerektiği hakkında uyarısını yaparak cevap vermeme dahi fırsat vermeden aramayı sonlandırmıştı. Bu dediğine uyacak ve dersten sonra hiçbir yere uğramadan ziyarete gidecektim.

Fakültenin kapısından içeri girdiğimde kesik bir nefes alıp bu iki dersi hızlı bir şekilde atlatmayı diledim. Kolumda hissettiğim hareketlilik ile kafamı sağıma çevirdiğimde Min Cha'ı görmüştüm. Yılladır yanımda olan her şeyi birlikte yaptığım tek yakınım diyebileceğim hem de yeni oda arkadaşımdı. " İşlemler o kadar çok vaktimi aldı ki bir an hiç bitmeyeceğini düşündüm. Neyse ki sonunda senin yanındayım, bahar kızım. Tüm enerjini benimle paylaşmalı ve beni şarj etmelisin." Yanlış üniversite tercihi sonucu başka bir güzergaha yerleştirilmiş ve 2 hafta boyunca nakilini beklemek zorunda kalmıştı. Kollarını bana daha çok sardığında ellerimle sırtını sıvazlamaya ve gülümseyerek konuşmaya başladım. " Hissedebiliyor musun, son kalan yüzde beşimi sana yolluyorum. Sonunda bana hiçbir şey kalmayacak. Bayılmamı istemiyorsan kollarını daha fazla sıkmamalısın." Kollarını sıkmaya devam ederken yalnız olmadığımı hissedeceğim o konuşmasını yaptı. " Hayır durmalısın! Bana yolladığın yüzde beşi ve benim olan tüm sarjı sana yollayacağım. Bugün seninle ziyarete gelmemi ister misin? Ne yapacağını her daim biliyorsun tabiki de, sadece yanında olmak beni endişesiz kılacak." Kollarını bedenimden ayırdı ve yürümeye başladık. "Şu an sıkıca sarılan tarafın sen olmasını istemiyorsan bu düşünceyi söylememeliydin. Teşekkür ediyorum ve aynı zamanda da reddediyorum, onun karşısında tek olmam her zaman daha iyi hissetiriyor." Gülümseyerek başlayan konuşmam kesik bir nefesle son bulmuştu.

spring of winter, lee heeseung [ara verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin