𝟎,𝟕 𝐛𝐨𝐬𝐞𝐨𝐧𝐠

110 16 12
                                    

Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi...
- Sabahattin Ali -

Bir süredir kendime daha iyi geliyor olmamın sebebini biliyor ve bundan memnuniyet duyuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir süredir kendime daha iyi geliyor olmamın sebebini biliyor ve bundan memnuniyet duyuyordum. Aynı zamanda bu sebebi kaybettiğimde hayatımın son bulmayacağını elbette biliyordum. Fakat yine de içimde, bu anları bozmasını istemediğim bir endişe barınıyordu aynı zamanda endişeleri geriye itip yaşadığım anları mutlu anılar olarak hatırlamak istiyordum.

Omzuma yerleştirdiğim çanta ile yurt odamın kapısını açarak koridora çıktım. Bir yandan kolumdaki saate bakıyor bir yandan da yurt merdivenlerinden hızlı adımlarla iniyordum. Yemekhanedeki kahvaltı saatine geç kaldığım için yanıma aldığım bir atıştırmalık ile açlığımı bastırmaya çalışacaktım. Bahçeye indiğimde kalabalığın arasına karışarak elimde olan atıştırmalığın ambalajını açarak yemeye başladım. Bugünkü hava bulunduğumuz mevsime göre oldukça güneşliydi. Hızlı adımlarla tıp fakültesinin önüne gelerek dersliğe doğru ilerledim. İçeri girdiğimde çok da kalabalık olmayan sıralardan, sandığım kadar geç kalmadığımı anladım. Sınıfın ortalarında kalan bir sıraya oturup yeniden etrafa bakınmaya başladım. Bugün yapacağımız sunum için Heeseung'ı arıyordum ama henüz gelmemişti. Önüme dönerek çantamdaki sunum dosyamı çıkardım ve tekrar etmek için sayfaları okumaya başladım.

Yavaş yavaş dolmaya başlayan sıralar ile hocanında yakında geleceğini tahmin edebiliyordum. Başımı yeniden kaldırarak sınıfa son kez göz gezdirdim. Heeseung'ın hala gelmemiş olması beni tedirgin ediyordu. Kütüphanedeki o günün ardından sadece bir kere iletişime geçmiştik, onda da araştırma ödevi için son düzenlemeleri konuşmuştuk. Bu düşüncelerim hocanın sınıfa girmesiyle son buldu. Bu derste 4 kişi ya da grup sunum yapacaktı, bu 4 grubun arasına bir kaç gün önce hoca ile iletişime geçip listeye adımızı yazdırmıştım. Belirli bir sıra olmadığı için gönüllü olarak sunum yapan öğrencilerin ardından hala gelmeyen onu bekliyordum. Tam bu esnada konuşmaya başlayan hoca ile daldığım noktadan ayrıldım. "Kim Choonhee ve Lee Heeseung ile son sunumumuzu yapıp dersi bitireceğiz." Sunum dosyasını ve flashbelleği elime alarak dersliğin önüne doğru ilerledim. Şu an, hala onun kapıdan içeri girmesini bekliyordum. Beklentimi bir kenara bırakıp hocanın başlamamı söylemesiyle flashbelleği bilgisayara takarak sunum yapmaya başladım. Sunumumun bitmesinin ardından hocaya dönerek dosyayı teslim ettim. Arkamı dönüp sırama ilerleyeceğim esnada konuşmaya başlayan hoca ile yeniden o tarafa döndüm. "Grup arkadaşın nerede? İki kişilik bir grup halinde sunum yapacağınızı bildirmiştiniz." Bunun cevabını ben de bilmiyordum. "Ben de bilmiyorum hocam, bildiremeyeceği bir sorun yaşamış olmalı." Kafasını sallayarak onaylamasının ardından konuşmaya devam etti. "İletişime geçmelisin, bugün olmadığı için tek başına sunum yapmak zorunda." Hoca cümlesini tamamlamasının ardından saate baktı ardından dersin bittiğini söyleyerek eşyalarını topladı ve kapıya doğru ilerledi. Hoca kapıdan çıkmadan önce başımla selamlayıp kalktığım sıraya doğru ilerledim. Masada ki eşyaları çantama koyarak omuzuma yerleştirmemin ardından dersliğin kapısından çıktım.

spring of winter, lee heeseung [ara verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin