Merhabalar Sancakzade Mahallesinin değerli okurları.
Sizi tatlış bir bölümle başbaşa bırakıyorum.
Keyifli okumalar dilerim 🍀💙
.
.
.
Stresten titrettiğim bacağımı Betül'ün eli durdurunca " Sakin mi olsan artık? Hem birazdan çıkarlar, Cihangir abinin orada uzun süre kalacağına ihtimal vermiyorum"
Sinirle soluyup " ne yapayım Betül bizim yüzümüzden nezarete atıldılar bizde elimiz kolumuz bağlı amirin gelmesini bekliyoruz"
"Adnan amca birazdan gelir bizimkileri tanır, olayın aslını öğrenince serbest bırakacaktır"
Koridordan gelen polis memurları ve onların arasında kalan 45-50 yaşlarındaki adamın amir olduğunu tahmin edip yanlarına doğru yürümeye başladım.
Tam karşısına geçeceğim an bir memur tarafından kolum sertçe tutulup çekildi.
"Bırakır mısınız kolumu? Amirinizle görüşmem gerek" kolumu tutan memur arkamda baktığı yerden emir almış olacak ki kolumu sıkan ellerini gevşetmiş ama tamamen bırakmamıştı.
Adam bana, ben adama bakıyordum. Kolumdaki eli silkip " memur bey bırakın artık kolumu zarar verecek değilim konuşmam gerekiyor "
"Bırak Eymen" amirin bağırmasıyla tamamen ona dönmüştüm.
"Amirim gerçekten kötü bir şey yapmayacağım arkadaşlarımız şu anda nezarette" adam bana bakıp hafif tebessüm ederek "tamam kızım odama geçelim orada bana anlatırsınız ne olduğunu"
Ne ara yanıma geldiğini anlamadığım kızlarla beraber amirin odasına geçince Selma " Adnan amca kusurumuza bakma Mihre birden fırlayınca engel olamadık" ben tam selma'ya ters ters bakıyordum ki yine o sert ama benimle konuştuğunda ılıman gelen ses tonuyla " adın mihre mi?" diye sordu.
"Evet mihre tekrardan kusura bakmayın amirim ben Cihangir yani cihangir abileri öyle apar topar aldıklarında panik yaptım"
Dudakları iki yana kıvrılmıştı fakat "Cihangir mi? Onun ne işi var nezarette? Anlatın bakalım neden buradalar?"
Baştan sona herşeyi anlattığımda Amirleri polis memurundan parkın kamera kayıtlarını istemiş bu arada da bizim gençleri yukarı çıkarmasını söylemişti.
Çalan kapıyla onların geldiğini düşünüp döndüğümde gelen memurla yüzüm düşmüştü.
Selma koluma vurup "hayaller hayatlar mi oldu?" diyerek sırıtmıştı.
Hemen ardından içeriye onlar girdiğinde betülle Selma abilerine sarılmak için kalktıklarında benle İrem sadece bakmakla yetişmiştik.
Amir yani Adnan amcanin koltuklari göstermesiyle onlarda oturmuştu.
"Cihangir oğlum sen kavgaya girmezdin ne oldu da buradasınız anlat bakalım" dediğinde suçlu çocuk gibi başımı önüme eğmiştim.
Kızlar kıkırdarken Cihangir konuşmaya başladı.
"Adnan amca biz hep beraber parka gitmiştik, saat ilerleyince kızların kalktığını görünce bizde gece vakti tek dönmesinler diye peşlerinden kalktık."
Aklına o anlar gelmiş olmalı ki "o şeref yoksunları laf attı kızlara kızlar cevap vermeyip yürüyünce bu sefer kendi aralarında o kız senin bu kız benim dediklerinde bende devreler yandı"
Başımı kaldırıp baktığımda Adnan amca bir bana bir Cihangir'e bakmış sonra kaşlarını çatarak "kime laf attılar?" dediğinde hiçte işi gereği soruyormuş gibi değildi.
" Valla Adnan amca mihreyi ağızlarına aldıklarını duyduğumuzda bizde Cihangir'e uyup daldık ama diğerleri ile ilgili bir şey söyledi mi onu duymadım şahsen" Göktuğ abinin sırıtırak söyledikleriyle, Cihangir "sus Göktuğ" derken Adnan amca "Eymen hemen o şerefsizlere buraya getiriyorsun" diyip parmaklarıyla masada ritim tutmaya başlamıştı.
İrem kulağıma doğru yaklaşıp " koskoca amiri delirttik ya helal bize" demiş ardından "Adnan amca ailelerimize haber verilmedi değil mi? Şahsen annemin gazabından beni kimse kurtaramaz da o yüzden soruyorum" demişti.
Adnan amca dönüp bana bakıp "ailelerinize haber verilmeyecek çocuk değilsiniz ben hepinize kefilim o yüzden o şerefsizler gelsin sizlerden özür dilesin kapatalım konuyu" tam derin bir nefes alacaktım ki "Mihre kızım yanlış anlamazsan olayda adın geçtiği için kimlik bilgilerini paylaşır mısın? Yani prosedür gereği almamız gerekiyor"
Adnan amca neden bana gelince bu kadar nazik davranıyor anlamasam da başımla onaylayıp cüzdandan çıkardığım kimliği uzattım.
Cihangirin sorgulayan bakışları Adnan amca üzerinde gezerken bende aynı şeyi hissetmiştim. Tabi burası karakol belki farklı işleyişten dolayı istemiştir diye düşünmeye zorladım kendimi.
İçeriye girenlerle herkes öldürücü bakış atarken onlar gevşek gevşek gülmeye devam ediyorlardı.
Adnan amca sandalyesinde kalkıp beni ve kızları göstererek " kızlara laf atan aralarında paylaşmaya cüret eden hanginizsiniz lan" diye bağırmasıyla irkildim.
Hepsi başını önüne eğip susunca Selma parmağıyla benim onun olduğumu söyleyen genci göstererek "Adnan amca amircim işte şu siyah gömlekli mihreye laf atan" diyip ortalığı kızıştırmıştı.
Adnan amca önüne geçip "bak bakayım bir daha gözlerin ona değdiği an neler oluyor? Baksanıza lan? Şimdi özrünüzü diliyorsunuz ve sizi bir daha bu kızların 5 metre yakınında bırak kızların yakınında mahallede bile görürsem olacaklardan sorumlu değilim" diyerek yanındaki memurlara dönüp yerine oturup " işleri bitince tutanak tutup bırakın" demişti.
Özür dileyip odadan çıkanların ardından ısrarla çalan telefonuma bakıp "annem arıyor bakmazsam merak edecek" diyip Adnan amcadan olumlu bir yanıt bekledim.
"Tabi konuş kızım" diyip müsade verince annemle konuşmuş birazdan geleceğimi söyleyerek kapatmıştım.
"Adnan amca bizde artık kalkalım daha kızları bırakacağız" Furkan abiyi " tamam Furkan daha fazla geç kalmayın mümkünse bir daha ki sefere çayımı içmeye gelin hep beraber" diyip yerinden kalkıp bizimle kapıya kadar gelmişti.
"Cihangir sen bekle iki dakika konuşacağım var seninle" Adnan amcayla Cihangir içeride kalırken biz kapıda bekliyorduk.
Cihangir'de gelince dışarıya çıkmamızla saatin epey geç olduğunu anlamıştım.
Furkan abi Betül'ü kolunun altına alıp " gel bakalım" beni de diğer kolunun altına alarak yürümeye başlamıştı.
Selim abi de bir koluna Selmayi diğer koluna iremi alınca Cihangirle Göktuğ abi arkamızdan yürümeye başladı.
Sokağa geldiğimizde tek tek vedalaşıp ayrılmıştık geriye biz dört kişi kalınca Betül "hadi bende kaçtım" diyip eve yönelince Furkan abi "sen geç ben mihrenin eve girdiğini görüp geleceğim" diyerek Betül'ü eve yolladı.
"Sende geç Furkan ben beklerim" Cihangirin sesiyle Furkan abi kaşlarını çatıp "sen yeterince yoruldun ben beklerim" dediğinde Cihangir"hadi kardeşim geç oldu artık sende eve geç dinlen" diyerek bana yürümem için elini uzatmış Furkan abiye de baş selamı vererek peşimden gelmişti.
Alt tarafı 3-5 ev vardı arada neden bu kadar uzattıklarını anlayamadım.
Yanımda yürüyen Cihangirin bakışlarını üzerimde hissedince ona dönüp patlayan dudağına bakıp "kavga etmene ne gerek vardı? Hem de bizim yüzümüzden!"
Bana bir adım daha yaklaşıp "yine olsa yine yaparım, kimse sana, size öyle eşyaymışsınız gibi davranıp sizi ağzına dolayamaz" yüzüme vuran sıcak nefesini hissedince başımı öne eğmek zorunda kaldım.
"Olsun değdi mi şu dudağını patlatmaya"
İşaret parmağıyla çenemi alttan tutup yüzümü kendine doğru kaldırınca gözlerimin içine içine bakarak " olmasın, değmez olur mu varsın dağılsın suratım"
Karnıma yumruk yemiş gibi hissetmem normal mi bilmiyorum ama böyle konuştuğunda kaçacak delik arıyordum.
Benden bir cevap gelmeyeceğini anladığında "hadi geç Zeynep teyze daha fazla merak etmesin" demişti.
Kolumdaki saate bakınca annemin uyumuş olduğunu düşünerek " 2 dakika bekler misin? Hemen geliyorum" diyip koşa koşa ever girip banyoya çıktım.
Bulduğum ilk yardım çantasını alarak aşağıya indiğimde bizim evin duvarına yaslanmış beni bekleyen Cihangiri gördüğümde " şu merdivenlere oturur musun? En azından sevgi teyze görüp telaşlanmasın" gösterdiğim merdiven basamağına oturmuş hareketlerimi adım adım izliyordu.
Yanına oturduğunda yüzünü bana dönmüş "kalkar mısın" demişti. İstemediğini düşünüp bozulmama fırsat vermeden elindeki hırkasını zemine sermiş "şimdi oturabilirsin" demişti.
Yaptığı şey içimi sıcacık ederken gülümseyip çantadan pamuk, oksijen suyu ve batikon çıkarttım.
"Acırsa söyle olur mu?" Başını iki yana sallayıp " bir şey olmaz"
Elimdeki pamuğu dikkatli bir şekilde dudağının kenarına sürüp oradaki kuruyan kanları almıştım. Sonra diğer pamuğu bastırınca ufak inlemesiyle acıttığımı düşünüp üflemeye başladım.
Birden kaskatı kesilen Cihangir gözlerini yumup derin bir nefes aldığında elimdeki pamuğu avuçlarımda sıkarak "özür dilerim cidden istemeden oldu" dedim.
Gözlerini açıp " acımadı mihre en azından dudağım acımıyor" elimde sıktığım pamuğu alıp "teşekkür ederim çok iyi geldi" diyerek yerinden kalktı.
"Asıl ben teşekkür ederim her şey için" yerdeki eşyaları alıp kalktım.
"Mihre.." kısık çıkan sesine
"Efendim" diye mırıldanarak karşılık verdim.
O kadar yakın duruyordu ki bana elimdeki çantayı tutmakta güçlük çekiyordum.
"İyi geceler" diyip merdivenden inip eve girmemi bekledi.
"Sana da İyi geceler, tatlı rüyalar" yaşadığım anın saçmalığyla kapıyı kapatıp hızla odama geçip üstümü değişerek yatağa uzandım.
Ben adamdan uzak duracağım diye kendime söz vermişken bu yaptığım tamamen aptallıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANCAKZADE MAHALLESİ
ChickLit"Peki o zaman neden halâ benden uzaklaşıyorsun?" Sorduğu soruya gülüp " unutulmaktan.. son anda balkonda olduğumu hatırladığın için gerçi kimsenin görmediğini herkesin unuttuğunu senin hatırlaman saçma olurdu" Gözlerimi gözlerine dikip "ayriyetten b...