1.1

714 78 20
                                    

Bu bölümden sonra yeni bölüm yok. Elimizde hazır bulunan bölümler bitti. Kitap okunsun. Yorumlansın. Bakalım ne oluyor ne olmuyor..Ve dediğim gibi diğer iki kitaba öncelik vereceğim. Perestiş sadece tanınıp bir kitle oluştursun istedim.

Teşekkürler.

🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃

Genç adam, durgun suların üzerinde gitmeden evvel son gösterisini sunan güneşin kızıllığını izliyordu. Dalgın bakışları suyun üzerinde gezinirken aklı hiç de durgun değil karman çormandı. Aylardır yanında kalan kızın kendisine en ufak bir ilgi bile duymaması yaralıyordu. Ama sonra kandini avutuyordu her zamanki gibi.  İnsan sevilmediği için kendini avutur muydu? Kurtuluş, kendini avutuyordu.

Hafif hafif esen rüzgar yavaşça hızını arttırıp suda dalgalar oluşturmaya başladı. Saçlarını sıyırıp uzamış siyah tutamlarını dağıtırken yüzünün yaralı kısmını kapattı usulca. Yüzünde bu hissiyat ile buruk bir gülümseme oluştu.

'Manzara bile huzursuz oldu'diye geçirdi içinden. Yüzündeki yara sadece insanları değil durgun suları bile rahatsız ediyordu sanki. Bir çocuk gibi karşısındaki dalgalı suya darıldı. Derin bir nefes çekti rahatlamak için lakin yüzü buruştu hafiften.

"Sen de kötü kokuyorsun!"diye söylendi karşısındaki kızıllığa. Sanki su ile karşılıklı bir küskünlüğe girmişler gibi sessizleşti ikisi de. Su duruldu, İnanç kafasını eğdi. Ayakkabısının ucuyla eşelediği taşlı toprağı izledi.

Karşısında mükemmel bir manzara vardı lakin onun aklındaki manzara başkaydı. Hemen göz kapaklarının altında her gözlerini kapadığında karşısına çıkıyordu. Reha'ydı onun manzarası..O Reha'yı gözkapaklarının ardına saklamıştı.

Az önce anlık bir sinirle kapıyı kitleyip çıkıp gitmişti evden. Bu yaptığından rahatsız olması gerekiyordu belki ancak o kapıyı kitleyince sanki huzura ermiş gibiydi. Doğru değildi ancak yanlış da gelmiyordu. Kimse görmesin diye yüzlerce kapı ardına saklayabilirdi onu. Karşılığında saf nefret alsa bile. Bu alıştığı bir histi sonuçta.

Çaresizce duyduğu sevgi can acıtır cinstendi.

İnanç kurtuluş...severken bile çaresizdi.

Biri görüp de aşık olacak diye içi gidiyordu. Elinden geldiğince çevresine kiminle olduğunu belirtmiş olsada bu sadece kendi açısından böyleydi. Reha onun yanında değil yakınında bile olmak istemiyordu. Yine de karşı durmamıştı bu tavrına. Çünkü İnanç, sığındığı bir liman olmuştu ona. Böyle de kabul etmişti ama nereye kadardı bu? Bazen bu his acı veriyordu işte. Bunun için Kafka'nın bir sözü vardı.

'En kötüsü de sahip olamadığın şeylere ait olmandır'

Öyleydi. İnanç, Reha'ya aitti. Ancak ona sahip değildi. Anlayan anlayacaktı ki bu aitlik ve sahiplik duygulardan ibaretti. Maddesel hiçbir anlamı yoktu.

Onu ilk gördüğü zaman geldi aklına. Bindiği otobüste korkmuş ve suçlu edasıyla bakıyordu ona. Sanki birinden kaçıyormuş ancak birine de sığınmalıymış gibiydi. Bakışlarındaki korku ve yabancılık bilinmeze gittiiğini hissettiriyordu. İnanç kendi yaşam alanında kaybolmuş bu kızı bırakamadı. Yardım edilsin diye yalvaran gözleri ama asla taviz vermeyen dudakları bırakamadı. Onu otobüsten çıkarırken aklında sadece olayı çözüp, neden kimliği olmadığını bulup,geldiği yere geri gönderme fikri vardı. Ancak yapamadı. İlk kez birinin korktuğu kişi kendisi değildi. Ve bu bahsi geçen korku karaktere duyulan korku değil görünüşe duyulan korkuydu... İlk kez birinin bakışlarında iğrenme görmedi. Hatta gülümsediğini gördü. Gözler gülümser miydi? Reha'nın gözleri en saf hislerle gülümsemişti işte. İnanç o an yaşadığı hislere o kadar kapılmıştı ki tekrar tekrar yaşamak için her şeyi yapardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PERESTİŞ -|Askeri Texting|-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin