Sinir hastası olursanız mesuliyet kabul etmiyorum. Ona göre okuyun hocam.
İyi okumalar..🤗
✔✔✔✔✔✔✔✔
Telefonu koltuğun üzerine atıp ayağa kalktım. Işığı yakmadan yavaşça pencereye ilerledim ve perdeyi kenara itip aşağıya baktım.
Oradaydı.
Sokak lambasının aydınlattığı dev cüssesiyle orada dikilmiş elindeki telefonuyla uğraşıyordu. Daha doğrusu bana mesaj yazmakla meşguldü.
Üniforması hâlâ üzerindeydi ve ceketini de omuzuna atmıştı. Anlaşılan karargahtan geç çıkmış ve direkt penceremin altında almıştı soluğu.
Dışarıdan bakan birisi için kusursuz bir sahne gibi görünebilirdi. Çünkü o kusursuz bir görüntüye sahipti. Ama benim için kusurluydu. Her hareketi, her detayı kusurluydu. Ve ben onu görmek bile istemiyordum.
Perdeyi sinirle kapatıp telefonuma ilerledim. Elime alıp koltuğa oturdum tekrar. Bu gece bana huzur yoktu anlaşılan. Her gece olduğu gibi...
İnanç Kurtuluş bu geceyi de zehir etmeye and içmişti.
0537***: beni yukarı getirme. Senden kibar bir şekilde elbiseni aşağıya atmanı istiyorum
Siz: elbisem ile alıp veremediğin ne! İlk kez giyindim. İlk kez!
0537***: iyi halt yedin! Sana burada elbise giyinmemeni söyledim. Geldiğin ilk gün hem de! Sen de giyinmeyi sevmediğini söylemiştin!
Siz: ama heves ettim. Bir kere Allah'ın cezası bir elbiseyi giyinmeye heves ettim. Neden hevesimi kursağıma diziyorsun!
0537***: ÇÜNKÜ SİKTİĞİMİN GÜNÜ BOYUNCA KARARGAHTA ELBİSE İLE NASIL GÜZEL OLDUĞUNU DİNLEYİP DURDUM. BENİ ZORLAMAYA DEVAM ETME! AT O ELBİSEYİ!
Siz: gerçekten mi? Ben de yakışmamış diye tedirgindim. Sevindim ya
Yazıp gönderdim gülümseyerek. Cidden sevinmiştim. Çünkü elbise yakışmıyordu bana. Yani ben yakıştırmıyordum. Kendimi sportif kıyafetlerle daha iyi hissediyordum ama sanırım beğenmişlerdi. Bu beni mutlu etmişti.
Hem elbise giymeyeli yıllar olmuştu. Bedenimdeki bazı izler elbise giyinmeme müsaade etmiyordu. Kalın askılı bir elbiseydi ve sırtı tamamen kapalıydı. Sadece biraz kısaydı. Belki fazla...Ama giyinmiştim işte. İçimden gelmişti.
İnsanlar da beğenmişti ve ben bunun için sivinmiştim. Bunu da İnanç ile paylaşmıştım.
Ve ondan hâlâ bir mesaj gelmedi.
Merakla koltuktan kalkıp pencereye yürüdüm ve aşağıya baktım.
Orada değildi. Gitmiş miydi?
Pencereyi açıp etrafa bakınırken yıkılırcasına çalan kapım ile irkilip geri çekildim. Bir an ne olduğunu anlayamadım. Biri kapımı mı yıkmaya çalışıyordu? Çünkü bu kapı çalmak değil kapıyı kırmak resmen!
Işığı yakıp çıktım odadan. Koridoru da yaktım. Dış kapıya ilerleyip delikten bakınca onu gördüm.
Anlaşılan gitmemişti.
Gelmişti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ -|Askeri Texting|-
Roman pour Adolescentsİnanç Kurtuluş... Çiçeklerle süslediği bir iple ellerimizi birbirine bağlayan adam..